#ekoIQ Enerji Eşitsizlikler, Sürdürülebilir Enerjiye Erişimi Zora Sokuyor
Enerji

Eşitsizlikler, Sürdürülebilir Enerjiye Erişimi Zora Sokuyor

Birleşmiş Milletler Küresel İletişim Departmanı, bugün yayınladığı “Eşitsizlikler Ele Alınmazsa Sürdürülebilir Enerjiye Evrensel Erişim Zor Olacak” başlıklı açıklamada, Enerji İlerleme Raporu’nun öne çıkardığı küresel enerji erişimindeki eşitsizlik sorununu ele alıyor. Hükümetlerin ve paydaşların 2030 hedeflerine ulaşmak için izleyecekleri adımları gösteren rapora göre sürdürülebilir çözümler, enerji erişiminde geride kalmış olan ülkelere yönelik hedefler içermeli.

Haber: S. Sena AKKOÇ

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İlişkiler Örgütü (UN DESA), Dünya Bankası ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 7. Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) üzerine hazırladığı Enerji İlerleme Raporu’na (The Energy Progress Report) göre, en büyük enerji açıklarına sahip ülkelerde enerji sorunu çözülmediği sürece, 2030 yılına kadar sürdürülebilir enerjiye evrensel erişim sağlanamayacak. Ancak geçtiğimiz on yılda elektriğe erişim küresel olarak artarken Sahra Altı Afrika’da elektriği olmayan insan sayısı da arttı. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, sürdürülebilir çözümlerin enerjiye erişimde sorun yaşayan Afrika ülkelerini desteklemeye yönelik hedefler içermesinin önemi de daha iyi anlaşılıyor.

Enerji İlerleme Raporu’na göre, enerji sektöründeki ilerlemelerde ortaya çıkan bölgesel eşitsizlikler, Covid-19’un finansal yıkımı ile daha da derinleşerek Afrika’da 30 milyonun üzerinde insanı elektriksiz bıraktı. Enerji açığının en yüksek olduğu ülkeler ise Nijerya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Etiyopya.

Dünya Bankası Kalkınma Politikası ve Ortaklıklar Genel Müdürü Mari Pangestu, “SKA 7 İzleme Raporu, küresel nüfusun %90’ının elektriğe erişimi olduğunu gösteriyor. Ancak pandemi ile şiddetlenen eşitsizlikler ele alınmazsa sürdürülebilir enerji hedefi ulaşılamaz hale gelir ve diğer SKA’lar ile Paris Anlaşması’nın hedeflerini tehlikeye atabilir. Enerji erişimini ve iklim değişikliğini ele almak için kapsayıcı bir enerji dönüşümü gerekiyor” dedi.

Diğer yandan 2,6 milyar insanın 2019’da temiz yemek pişirme erişimi olmadı. Yemek pişirilen dumandan ölen milyonlarca insan için temiz pişirme erişimi için çözümler bulunmazsa 2030 hedeflerine ulaşmak mümkün olmayacak. Temiz yemek pişirmeye erişimde en geride kalan 20 ülke, aynı zamanda temiz yakıt ve teknolojilere erişimi olmayan nüfusun %81’ini oluşturuyor.

Uluslararası Enerji Ajansı Direktörü Fatih Birol, elektrikten yoksun insanlara elektrik ve temiz pişirme çözümleri sağlamanın yıllık maliyetinin yaklaşık olarak 40 milyar dolar olduğunu ve bunun 2050’ye kadar yıllık enerji sektörü yatırımlarının %1’ine eşit olduğunu söyledi. Birol, “Hükümetler eylemlerini hızlandırmak için birlikte çalışırlarsa bu, daha adil ve temiz enerji geleceği başarılabilir” dedi.

Yayınlanan rapor, SKA 7’ye ulaşmak için bu boşlukları kapatırken Covid-19 krizi boyunca dirençliliğini korumuş yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmanın yolunu çiziyor. Ancak yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte küresel enerji tüketimi de büyüme gösterdiği için yenilenebilir enerjinin toplam enerji içerisindeki payında önemli bir ilerleme görülemediği dile getiriliyor.

Yenilenebilir enerjide en büyük ilerlemeyi gösteren bölgeler ise Çin’in güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları ile Doğu Asya olurken hidroelektrikte İspanya’da, biyoenerjide ise Endonezya’da önemli bir büyüme gerçekleşti.

2030 hedeflerine ulaşılması için yıllık enerji yoğunluğu iyileştirmelerinin yaklaşık olarak %3 olması gerekiyor. Ancak 2018’deki iyileştirme oranı, %1,1 ile 2010’dan beri görülen en düşük seviyede gerçekleşti. İyileştirmelerin istenilen seviyelere gelmesi için siyasi taahhütlerin artırılması, uzun vadeli ve sürdürülebilir enerji çözümlerini teşvik edici politikaların izlenmesi ve özel sektörün yanında kamu sektöründen de finansman sağlanması gerekiyor.

Yenilenebilir enerji için küresel finansman akışına bakıldığında, desteklerin büyük bir kısmının asıl ihtiyaç sahibi olan ülkelere ulaşmadığı görülüyor. “Kimseyi geride bırakmama” hedefi doğrultusunda eşit bir gelişimi sağlamak da zorlu bir hal alıyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 7 üzerine genel durum ise şu şekilde:

  • Elektriğe erişim: 2010’dan beri bir milyarın üzerinde insana elektrik sağlanırken, 759 milyon bugün hala elektriksiz yaşıyor. Son yıllarda elde edilen başarılar ise Covid-19 salgını nedeniyle kesintiye uğruyor ve 660 milyona yakın insanı elektriksiz bırakıyor. Latin Amerika, Karayipler, Doğu ve Güneydoğu Asya’da önemli ilerlemeler kaydedilirken bölgesel eşitsizlikler büyümeye devam ediyor ve küresel enerji açığı olan nüfusun büyük bir kısmı Sahra Altı Afrika’da yoğunlaşıyor.
  • Temiz Yemek Pişirme: 2019’da temiz yemek pişirmek için gerekli yakıt ve teknolojiye sahip olmayan nüfus, toplam nüfusun %66’sını oluşturdu. 2010 yılından bu yana ise bu alandaki çözümlerde yalnızca %1’lik bir büyüme görüldü ve çözümler, Orta-Güney Asya, Batı ve Güney Asya ile sınırlı kaldı. En savunmasız ülkeler ise Afrika’da Nijerya, Etiyopya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti ve Uganda; Asya’da Çin, Endonezya, Filipinler, Myanmar ve Vietnam; Orta-Güney Asya’da Afganistan, Bangladeş, Hindistan ve Pakistan oldu.
  • Yenilenebilir Enerji: Covid-19, uzun vadeli sözleşmeler, düşük marjinal maliyetler, şebekelere öncelikli erişim ve kapasite kurulum destekleri ile yenilenebilir elektrik üretiminde %7’lik bir büyüme gerçekleşti. Ancak ulaşım ve ısı içinde yenilenebilir enerjinin payında düşüş görüldü. Kömür, gaz ve petrol, küresel talebin dörtte üçünü karşılarken fosil yakıta bağımlılık devam ediyor. Taşımacılık sektörü de yenilenebilirin en düşük paya sahip olduğu sektörlerden (2018’de yalnızca %3,4). Sahra Altı Afrika’da yenilenebilir kaynakların payı büyük olsa da %85’lik bir kısmı geleneksel biyokütle kullanımından geliyor. Modern yenilenebilir enerji kullanımında en büyük paya sahip olan bölgeler ise Latin Amerika ve Karayipler.
  • Enerji Verimliliği: Orta, Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya’nın gelişmekte olan ekonomileri, artan enerji taleplerini, enerji verimliliğindeki önemli gelişmeler ile karşılayarak enerji yoğunluğunda sağlam ve sürekli iyileştirmeler sağlamayı başardı. Ancak en düşük enerji yoğunluğu iyileştirme oranları Batı Asya, Kuzey Afrika, Latin Amerika, Karayipler ve Sahra Altı Afrika’da görüldü.
  • Uluslararası Finansal Akışlar: Gelişmiş ülkelere temiz enerji desteği için 2018’de 14 milyar dolarlık bir finansman akışı sağlandı. Yani bir önceki yıl sağlanan 21,9 milyara göre önemli bir düşüş görüldü. Finansal akışın belirli bölgelerde yoğunlaşması nedeniyle, en çok ihtiyaç duyulan ülkelerde durum kötüleşti ve bölgesel eşitsizlikler arttı. En az gelişmiş 46 ülkeye 2010-18 yılları arasında toplam akışın yalnızca yüzde 20’si ulaştı. SKA 7’ye ulaşmak için bu açığın kapatılması hedeflenmeli.

 

About Post Author