“Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek” ana teması ile Rio de Janeiro’da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nde bir araya gelen devlet başkanları, iki günü yoksulluk ve açlıktan küresel kurumların reformuna kadar farklı sorunları ele alarak geçirecek. Bu arada iklim değişikliğiyle ilgili diplomatik gerilimler Brezilya’daki zirvenin müzakerelerini de etkiledi. BM Genel Sekreteri Guterres, “Odaklar doğal olarak G20’de. Küresel emisyonların %80’inden sorumlular” dedi.
Devlet başkanları, bugün ve yarın (18-19 Kasım), Rio de Janeiro’da düzenlenecek, 19’uncu G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere bir araya geldi. “Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etmek” ana teması altında bir araya gelen devlet başkanları, iki günü yoksulluk ve açlıktan küresel kurumların reformuna kadar farklı sorunları ele alarak geçirecek.
G-20 (Grup-20), günümüz sorunlarına küresel çözümler üretmek amacıyla dünyanın en büyük 19 ekonomisine sahip ülkeler ile Avrupa Birliği’nin (AB) oluşturduğu uluslararası bir platform. G-20 üyesi ülkeler: Türkiye, ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Birleşik Krallık, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya ve Suudi Arabistan olmakla birlikte bu platform dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisini ve küresel ekonominin %85’ini temsil ediyor.
G-20’deki görüşmelerin, Pazar günü Rusya’nın ölümcül hava saldırısının ardından Ukrayna’da artan şiddete nasıl yanıt verileceği üzerine de yoğunlaşacağı düşünülüyor. Yanı sıra Bakü’de devam eden iklim müzakereleri de zirvenin öncelikli konuları arasında yer alıyor.
Guterres: “Küresel Emisyonun %80’inden Sorumlular”
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rio de Janeiro’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Odaklar doğal olarak G20’de. Küresel emisyonların %80’inden sorumlular” dedi. Bakü’deki COP29 müzakerelerinin durumuyla ilgili endişelerini dile getiren Guterres, G20 liderlerini iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazlasını yapmaya çağırdı: “Şimdi dünyanın en büyük ekonomilerinin ve emisyon salıcılarının liderlik etme zamanı.”
BM İklim Şefi Simon Stiell ise Cumartesi günü G20 liderlerine, gelişmekte olan ülkelere yönelik hibelerin artırılması ve çok taraflı kalkınma bankalarındaki reformların ilerletilmesi de dahil olmak üzere iklim finansmanı konusunda harekete geçmeleri yönünde çağrıda bulunan bir mektup yazdı. Stiell, G20 liderlerine yazdığı mektupta “Gelecek haftaki zirvenin çok net küresel sinyaller göndermesi gerekiyor” dedi.
Sinyalin, hibe ve kredilerde bir artışı desteklemesinin yanı sıra borçların hafifletilmesine yönelik bir çağrıyı da içermesi gerektiğini belirtti. Mektubunda, böylelikle savunmasız ülkelerin daha cesur iklim eylemlerini neredeyse imkansız hale getiren borç ödeme maliyetleri nedeniyle önünün tıkanmayacağını da dile getirdi.
Finansmana Yönelik Yeni Bir Hedef Tartışmaları Sürüyor
Ancak Rio görüşmelerine yakın diplomatlara göre, geçen hafta başladığından bu yana COP29’u rahatsız eden aynı tartışmalar G20 müzakerelerinin de merkezinde yer aldı. COP29, gelişmiş ülkelerden, çok taraflı bankalardan ve özel sektörden gelişmekte olan ülkelere ne kadar finansmanın yönlendirilmesi gerektiğine ilişkin yeni bir hedef belirlemeli. Ekonomistler bu rakamın en 1 trilyon dolara ulaşması gerektiğini belirtiyor. Başta Avrupa olmak üzere zengin ülkeler, iddialı bir hedefe ancak Çin ve Orta Doğu’nun önde gelen petrol üreticileri gibi gelişmekte olan zengin ülkelerin de destek vermeleri sayesinde ulaşılabileceğini söylüyor.
Trump’ın Yeni Enerji Bakanı “İklim Krizi Diye Bir Şey Yok” Demişti
Yanı sıra Donald Trump’ın yeniden ABD başkanı seçilmesi, ABD ekonomisinin desteği olmaksızın, dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele için ne kadar finansman sağlayabileceği konusunda şüphe uyandırıyor. Yalnızca COP29’un değil, gelecek yıl Brezilya’da düzenlenecek olan bir sonraki BM iklim zirvesi olan COP30’un da başarısı, iklim finansmanı konusunda iddialı bir anlaşmaya bağlı. Bu arada Trump, Enerji Bakanlığına Liberty Energy Kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Chris Wright’ı aday gösterdiğini açıkladı.
Trump, kendine ait sosyal medya platformu Truth Social’dan yaptığı açıklamada, “Chris Wright’ın hem ABD Enerji Bakanı hem de yeni kurulan Ulusal Enerji Konseyi Üyesi olarak yönetimime katılacağını duyurmaktan heyecan duyuyorum” ifadelerini kullandı. Wright’ın “enerji alanında önde gelen bir teknoloji uzmanı ve girişimci” olduğunu söyleyen Trump, aynı zamanda nükleer, güneş, jeotermal, petrol ve gaz alanlarında çalıştığını da aktardı. Trump, “En önemlisi Chris, Amerikan enerji bağımsızlığını teşvik eden, küresel enerji piyasalarını ve jeopolitiği dönüştüren Amerikan kaya gazı devriminin başlatılmasına yardımcı olan öncülerden biriydi” değerlendirmesinde bulundu.
Linkedin’de geçen yıl yayımladığı bir videoda “İklim krizi diye bir şey yok” ifadelerini kullanan Wright’ın fosil yakıt savunucusu olduğu biliniyor. Wright’ın göreve başlayabilmesi için Senato’dan onay alması gerekiyor.