Gökçe ŞAHİN
Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) tarafından her yıl yayınlanan ve gelecek 10 yıldaki olasılığı ve potansiyel etkisi açısından en büyük risklerin ortaya konduğu Küresel Riskler serisinin yeni raporu “En Büyük 10 Küresel Risk 2015” (Top 10 Global Risks 2015) Ocak 2015’te açıklandı. Bu yılki rapora göre en yüksek olasılığı olan küresel risk, bölgesel etkileri olan devletler arası anlaşmazlıklar. Aşırı hava olayları ise gerçekleşme olasılığı açısından ikinci sırada. Etkileri açısından analiz edildiğinde ise en kritik riskler su krizi ve bulaşıcı hastalıkların salgını.
900 uzmanın 28 küresel risk üzerinden verdiği yanıtlara göre derlenen raporda, riskler beş kategoriye ayrılıyor: Ekonomik, çevresel, jeopolitik, toplumsal ve teknolojik. Bu yılki raporda, önceki senelerde çok üst sıralarda olmayan jeopolitik riskler, hem olasılık hem de potansiyel etki bakımından üst sıralarda görülüyor. En yüksek etkisi olan iki risk ise toplumsal kategoride, fakat ikisi de çevresel etkenlerle doğrudan bağlantılı.
Bu yılki raporda çevresel riskler, ekonomik risklerden sayıca daha çok ve daha üst sıralarda. Bu da uzmanların aşırı hava olayları ve iklim değişikliğine karşı yapılan hazırlıkları yetersiz olarak değerlendirmelerinden kaynaklanıyor.
Raporda risklerin sıralanmasının yanı sıra aralarındaki bağlantılar ve sebep-sonuç ilişkileri de analiz ediliyor.
Bu yılki raporda ayrıca risklerin bölgesel olarak yoğunlukları da ortaya konuyor. Buna göre, Kuzey Amerika’da siber saldırılar ve kritik altyapı sorunları en büyük risk olurken, Avrupa’da ve Afrika’da işsizlik, Arap Yarımadası’nda su krizi, Merkez Asya’da enerji fiyatları en büyük bölgesel riskleri oluşturuyor.
Detaylı bilgi: https://www3. weforum.org
Kaynak: . org/docs/WEF_Global_ Risks_2015_Report15.pdf
Hem Bütçeye Hem Çevreye Duyarlı Sürdürülebilirlik Fırsatları
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) örgütünün, İskandinav bir düşünce kuruluşu olan Monday Morning Global Institute ile birlikte hazırladığı “Küresel Fırsatlar Raporu 2015” (The Global Opportunity Report 2015) Ocak 2015’te yayınlandı. Sekiz ülkeden 6 bin kamu ve özel sektör yetkilisi ile 200 sürdürülebilirlik uzmanına uygulanan anket ve görüşme süreci sonucunda hazırlanan rapor; aşırı hava olayları, fosil yakıta bağımlılık, kronik hastalıklardaki keskin artış, su kısıtı ve toplu kentselleşme gibi olayların etkilerini dönüştürecek 15 fırsatı tanımlamayı ve sıralamayı hedefliyor.
Raporun ortaya koyduğu ana fikir şu: İş toplumunun kendi sürdürülemeyen davranışları sebebiyle ortaya çıkardığı karışıklığı temizlemek üzere anlamlı bir rol alması gerekiyor. Fakat güçlü düzenlemeler olmadığından, şirketlerin karşılaştığımız zorlukları çözmek için kazanç yaratıcı fırsatlar bulmaları gerekiyor.
Verilen yanıtlara bakıldığında su yönetimi, değişiklik ihtiyacı olan en önemli konu olarak ortaya çıkıyor. Özellikle tarımdaki su kullanımı hem işletmeler için bir fırsat, hem de hızlıca değiştirilebilecek olması nedeniyle önemseniyor. Raporda, tüketici davranışı açısından hızlıca değiştirilebilecek ve kazançlı bir fırsat olarak ise yenilenebilir enerji ön planda. Sıralamadaki diğer fırsatlar ise aşırı hava olaylarının etkilerini sınırlamak için erken uyarı ve öngörme sistemleri, şehirlere göçü yavaşlatmak için kırsal büyüme girişimleri ve kronik hastalıkların etkilerini azaltmak için mobil teknolojilerin kullanılması.
Bir diğer ilginç bulgu ise kamu sektörünün, toplumları bu yeni iş fırsatlarına yöneltmek konusunda özel sektöre nazaran daha az iyimser olması. Kamu sektöründeki bu isteksizlik ve inançsızlığın, fırsatların uygulamaya geçirilmesiyle sağlanacak değişikliğin önünde duran çok büyük bir engel olduğu belirtiliyor.
Detaylı bilgi: https://globalopportunitynetwork.org
Kaynak: https://globalopportunitynetwork.org/the-2015-global-opportunity-report.pdf
Amerikan Güneş Enerjisi Sektörü İstihdam Atağında
Amerika’da faaliyet gösteren Güneş Enerjisi Vakfı (The Solar Foundation) tarafından yapılan Ulusal Güneş İstihdamı Sayımı 2014 (National Solar Jobs Census 2014) raporu Ocak 2015’te kamuoyu ile paylaşıldı.
Güneş enerjisi sektöründeki hızlı değişim bu sektörün yıllık olarak istihdam, eğilim ve kariyer olanakları verisinin toplanmasını gerekli kılıyor. Beşincisi olan bu raporu oluşturan veriler, Amerika çapında üretimden mühendisliğe, inşaattan satışa kadar tüm endüstrileri kapsayan 276 bin işletmeden, istatistik örneklem ve anket yoluyla toplandı.
2014 sayımına göre, güneş enerjisi sektörü genel ekonomiden 20 kat hızlı büyüyerek ve Amerika’daki yıllık yeni istihdamın %1.3’ünü oluşturarak büyüme beklentilerini aşmaya devam ediyor. Son beş senelik sayımlara bakıldığında ise bu sektördeki istihdam büyümesinin %87 seviyesinde olduğu görülüyor. Kasım 2014 itibariyle sektör 173 binden fazla istihdam sağlıyor ve bu da bir önceki seneye göre 31 bin artış ile %21,8’lik bir büyümeyi işaret ediyor. Güneş enerjisi sektöründeki bu istihdamın büyük çoğunluğunu, %56 oranı ile güneş paneli kurulumu ile ilgililer oluşturuyor. Daha sonra gelen panel üretimi alanındaki işler %19, satış ve dağıtım alanındaki işler ise % 8.7 oranında.
Bu verinin ortaya koyduğu en çarpıcı sonuç ise 2014 yılında güneş paneli kurulumu sektörünün, petrol-doğalgaz hattı kurulum ve ham petrol-doğalgaz çıkarma sektörlerinden en az %50 daha fazla istihdam sağlamış olması.
Rapor, büyümenin 2015 yılında da devam edeceğini, büyümenin %21 oranında olacağını ve gelecek 12 ayda sektörde 36 bin yeni istihdam yaratılacağını öngörüyor.
Detaylı bilgi: www.thesolarfoundation.org
Kaynak: www.thesolarfoundation.org/national-solar-jobs-census-2014
Büyük Şirketlerden Yenilenebilir Enerji Sözü
The Climate Group ve CDP davetiyle oluşturulan RE100 Platformu, 2020 itibariyle dünyanın en büyük 100 şirketinin %100 yenilenebilir enerjiye geçmelerini sağlamak için kuruldu ve Eylül 2014’te New York İklim Haftası’nda tanıtıldı. Aralarında IKEA, Nestle, Mars, Philips, SAP ve H&M gibi şirketlerin bulunduğu platformda şu anda kamuoyu nezdinde %100 yenilenebilir enerjiye geçeceği sözü veren 15 şirket var.
Platform, yakında 9 milyara ulaşacak insan nüfusu için daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya yaratmak için yenilenebilir enerjinin önemine ve faydalarına dikkat çekmek için küresel şirketlerin bu konudaki başarılarını ve hedeflerini paylaşıyor.
Dünya Gelecek Enerjisi Zirvesi’nde (World Future Energy Summit-WFES) konuşan şirketler, enerjilerini %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlamanın artık düşük karbona geçişin yanı sıra mali açıdan da pozitif bir getirisi olduğunu belirttiler.
Detaylı bilgi: www.theclimategroup. org
Kaynak: www.theclimategroup.org/_ assets/files/RE100-insightbriefing.pdf