BM Global Compact’in “fark yaratan bir yeni nesil” programı Young SDG Innovators, üye şirketlerin 35 yaş altı, liderlik potansiyeli taşıyan genç yeteneklerini, sürdürülebilirlik sorunlarına radikal inovasyon bakış açısıyla çözüm üretmeleri için bir araya getiriyor. 16 ülkede eşzamanlı uygulanan bu hızlandırma programı; geleceğin lider adaylarının yeni teknolojiler ve iş modelleri aracılığıyla sürdürülebilirlik sorunlarına yenilikçi çözümler geliştirmeleri için destek veriyor.
YAZI: Gaye SARIOĞLU, Global Compact Türkiye Genel Sekreter Yardımcısı ve Young SDG Innovators Program Yöneticisi
2030 yılında daha iyi ve yaşanabilir bir dünya için Birleşmiş Milletler (BM) ülkelerince kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA); dünya genelinde açlığı, aşırı yoksulluğu ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve herkes için barış, adalet sağlamak gibi oldukça iddialı ve zorlu hedefler barındırıyor. Bu iddialı hedeflere denenmiş yöntemler ve sıradan çözümlerle ulaşabilmemiz mümkün değil. SKA’ların bize vaat ettiği dünyaya ulaşabilmemiz için hayal gücümüzü zorlayan çözümleri hayata geçirecek cesarete ve radikal çözümlere ihtiyacımız var.
Özel sektör elindeki kaynakları, esneklik kabiliyeti, hızlı inovasyon yapma ve inovasyonu ölçeklendirme konusundaki benzersiz kapasitesi ile SKA’lara ulaşmada önemli bir aktör. Her kriz, hızlı ve doğru adımlar atabilenler için devasa fırsatlar sunar. Dünyaca etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz sürdürülebilirlik krizlerinde sorumlu bir şekilde iş yapan ve bu sorunlara yönelik yaratıcı çözümler ortaya koyan şirketler işlerini yarına taşıyabilecek ve dönüşüme öncülük edecek.
Bununla birlikte, çözümlerimizin odağında “insan” olmadıkça ne kadar yatırım yaparsak yapalım SKA’lara ulaşamayacağız. Oysa inovasyonu insan odaklı problemlere yenilikçi çözümler yaratmak üzerinden tanımlarsak, geliştirdiğimiz teknolojiler ile hayal ettiğimiz geleceğe ulaşmamız mümkün olabilir. Özel sektörün yatırımlarını ölçülebilir pozitif sosyal ve çevresel etki yaratan alanlara yönlendirmesi ve yatırımın finansal getirisinin yanı sıra, sosyal ve çevresel boyutlarını da yatırım karar süreçlerine dahil etmesi bu yönde önemli bir adım olacak. Etki yatırımları olarak tanımlanan bu sürecin sonunda daha az risk ve daha fazla finansal karlılığın yanı sıra, sosyal ve çevresel bir katma değer elde edebiliriz. Bu dönüşümü ise aldıkları kararların yarınlarımızı şekillendirdiğinin farkında olan ve sorumluluk alan liderler gerçekleştirecek.
BM Global Compact’in “fark yaratan bir yeni nesil” programı Young SDG Innovators, üye şirketlerin 35 yaş altı, liderlik potansiyeli taşıyan genç yeteneklerini, sürdürülebilirlik sorunlarına radikal inovasyon bakış açısıyla çözüm üretmeleri için bir araya getiriyor. 16 ülkede eş zamanlı uygulanan bu hızlandırma programı; geleceğin genç lider adaylarının yeni teknolojiler ve iş modelleri aracılığıyla sürdürülebilirlik sorunlarına yenilikçi çözümler geliştirmeleri ve şirketlerinin sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmeleri için destek veriyor. Global Compact Türkiye olarak bizim de bu yıl ikinci kez hayata geçirdiğimiz ve Türkiye Liderliğini Emre Eczacıbaşı’nın yürüttüğü programda, 20 şirketten 52 katılımcıya hem SKA’lara yönelik inovasyon için gerekli bilgi, yetkinlik ve araçlar sağlıyor; hem de mentör desteği veriyoruz. Yaklaşık 10 ay süren programa katılan şirketlerin ekipleri, kendi şirketlerine özgü bir SKA sorununa yönelik potansiyel piyasa değerine sahip, somut sonuçlar üreten daha sürdürülebilir iş modelleri, girişimler ve ürünler tasarlamak amacıyla çalışıyorlar.
Şirketlerin “Radikal” Bir Zihniyete İhtiyacı Var
Radikal inovasyon için başlangıç noktası şirketlerin “radikal” zihniyete sahip olmasıdır. Kurum kültürünün, “neden” yerine “neden olmasın” sorusunu soracak şekilde evrilmesi gerekir. Bir sonraki adım iddialı hedefler koymaktır. Küçük iyileştirmeler yerine daha büyük değişimi hedeflemek, işleri farklı şekilde yapmak ve daha cesur seçenekleri keşfetmek için bir yol aramaya neden olur. Programa şirketlerdeki bu zihniyet dönüşümünün nasıl gerçekleşebileceğini tartışmakla başlıyoruz. Ardından radikal inovasyonun temelini oluşturan radikal iş modellerini tanıtıyor, bu iş modellerini başarıyla hayata geçiren şirketlerden örnekler paylaşıyoruz. Şirketlerin yıkıcı etkisi olan yeni ürünler ve hizmetler yaratma becerisinin temelini oluşturan, yeni nesil robotik ve yapay zekadan nesnelerin internetine kadar birçok yeni teknolojiyi kullanabilme kabiliyetidir. Programda yıkıcı teknolojilerin sürdürülebilirlik sorunlarına nasıl katkı sağlayabileceğini anlatıyor, ekiplerin bu teknolojileri kendi çözümlerine uyarlamalarını teşvik ediyoruz.
Sürdürülebilirlik çok paydaşlı, çok katmanlı ve işbirliği gerektiren bir konu. Küresel sorunlar ancak küresel işbirlikleri ile çözülebilir. Bunun en yakın örneği, COVID-19’a karşı tarihte eşi benzeri görülmemiş bir hızda ortaya çıkardığımız aşılar oldu. Programda yer alan şirketler hem yerelde hem de küreselde birbirlerinin çözüm önerilerini dinleyerek geri bildirim ve destek veriyor, aynı zamanda işbirlikleri kurabiliyorlar. Program kapsamında büyük çoğunluğu sosyal girişimci veya teknoloji girişimcilerinden oluşan mentörler ekiplere birebir destek sağlıyor, çözümler için işbirlikleri geliştiriyorlar.
Programın 2020-2021 dönemi kapanışı, Eylül ayında BM Genel Kurulu haftasında gerçekleştirilecek olan UN Global Compact “Uniting Business Live” etkinliğinde yapılacak. Dünya genelinde yaklaşık 15 bin kişilik katılım beklenen bu etkinliğin “Young SDG Innovators” oturumunda ekipler, SKA sorunlarına inovatif çözümlerini ve program boyunca deneyimlerini paylaşacaklar.
Birleşmiş Milletler, 2020’den 2030 yılına kadar olan süreyi “Eylem On Yılı” olarak tanımladı. Gelecekte geriye dönüp baktığımızda bu 10 yılı sadece krizlerle değil, sürdürülebilir bir gelecek için bir dönüm noktası olarak anabilmek elimizde. Global Compact Türkiye olarak iş dünyasını, bu dönemde gösterdiği direnç, esneklik, adaptasyon ve inovasyon gücünü işbirliği ile birleştirerek, birlikte sürdürülebilir bir geleceği inşa etmeye davet ediyoruz.