Sivil Toplum

Gençler Birleşmiş Milletler’de Yerlerini Almaya Başladı   

New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde konuşan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Eğitime, gençlere yeterli yatırım yapıldığında gençler bunu her yerde kullanabilecek. Gençlere güç ve imkan verildiğinde, benim neslimin doğayı yok ederek ve iklim değişikliğiyle yarattığı dramatik zorluklara yanıt vererek yaşanabilir bir dünya yaratabilirler” dedi.

Sibel BÜLAY, sibel.bulay@gmail.com

22-23 Eylül’deki Gelecek için Zirve öncesinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 20-21 Eylül 2024 tarihlerinde, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde Eylem Günleri Zirvesi’ni düzenledi. Ön etkinliğin amacı tüm paydaşların (üye devletler, sivil toplum, özel sektör, akademi, yerel yönetimler) katılımını sağlamanın yanı sıra özellikle BM’de gençlere yer açmaktı.

Gençlerin öncülük ettikleri, gençlere adanmış cumartesi programının açılış konuşmasını BM’nin gençlik işlerinden sorumlu ilk genel sekreter yardımcısı Felipe Paullier yaptı (BM tarihinde ilk kez gençlik işlerinden sorumlu genel sekreter yardımcısı olarak atandı). Paullier, Geleceğin Zirvesi’ni çok taraflı sistemi yeniden şekillendirmek ve gençleri bu sistemin merkezine koymak için çok önemli bir fırsat olarak nitelendirdi. Bu konuşmanın ardından gerçekleşen ilk etkinlik genel sekreterin gençlerle yaptığı sohbet oldu.

İkinci bölümde üç tema ayrı salonlarda ele alındı: Dijital ve Teknoloji, Barış ve Güvenlik, Sürdürülebilir Kalkınma ve Finansman. Üç temaya ek olarak gün boyunca gelecek nesillere de odaklanıldı. Programın sloganı #GeleceğeGençlik Liderliği Herkes için daha iyi bir dünyaya inanıyoruz” idi.

Genel Sekreterin gençlerle yaptığı sohbet çok etkiliydi. Aktivist gençlerin tanıtıldığı bu bölümde gençler çok önemli mesajlar verdiler: “Seslerimiz odaları kaplıyor. Ama sağır kulaklar sesimizi duymuyor.”

“Kuru kuru konuşanların bir kenara çekilip eylem yapacak olanların sahneye çıkmasına izin verme zamanı.”

“Ben 26 yaşındayım. Bazen sadece 26 yaşımı yaşamak istiyorum. İklim kriziyle mücadele etmek zorunda olmak istemiyorum. Savaşları durdurmak zorunda olmak istemiyorum. Bazen sadece Netflix izlemek, köpeğimi sevmek istiyorum; kurabiye yiyip kendi hayatımı yaşamak istiyorum. Ama bizim gerçeğimiz bu değil. Ama bu gerçekleşebilir. Bu ümidim var.”

“Ben tek başına milyonlarca gencin sesi olamam. Kenya’daki bir gencin yerine ben konuşamam. Gazze’de soykırıma uğramakta olan Filistinli bir gencin sesi olamam (Burada izleyicilerden büyük alkış koptu). Avustralya’da yerli bir gencin yerine konuşamam. Ben sadece kendi adıma konuşabilirim; kendi hikayemi paylaşabilirim. Ama sayımız ne kadar artarsa sesimiz de o kadar yükselir. Ve hikayelerimiz duyuldukça, paylaşıldıkça işte o zaman değişim gerçekleşebilir. Gerçek değişimin gerçekleştiği yer burasıdır.”

“Gençler iklim krizi gibi sorunlara çözüm üretiyor, yeniliklere imza atıyor ama gerekli kaynağı sağlayamıyor… Gençliğin güçlendirilmesi, gençlere güvenilmesi ve onların finanse edilmesi gerekiyor.”

Fakat toplantıya damgasını vuran Guterres oldu. Guterres o kadar açık yürekli ve samimi konuşuyordu ki zaman zaman genç izleyicilerin nefeslerinin kesildiği duyuluyordu. Burada Guterres’in konuşmasından bazı bölümleri sizinle paylaşmak istedim.

Dünyayı Biz Berbat Ettik

“Benim gençliğimde gençlerle tartışma, onların fikrini almak hiç kimsenin aklına bile gelmezdi. Buna hiç ilgi yoktu. Bu reddedici tavırla karşılaşan gençler isyan etti: 1968 Mayıs’ını hatırlayın. Bunun sonucu insanlar gençlerle konuşmaya, gençleri dinlemeye değil, gençleri bir şeylere ikna etmeye çalışmaya başladılar. Sonra bu yaklaşımla hiçbir yere varılmayacağı anlaşıldı. Gençler giderek daha iddialı hale geldi ve onları gerçekten dinleyecek mekanizmaların oluşturulmaya başlandığı aşamadayız.

İki ana hedefimiz var: Gençlerin karar alma süreçlerine katılımını sağlamak gerek. Bu da kurumlarımızda birtakım reformları gerektiriyor ama açık konuşmalıyım: Bu hiç de kolay olmayacak. Diğer hedef BM içinde daha fazla gencin çalışmasını sağlamalıyız (BM‘de çalışanların yaş ortalaması 45.)  Burada düzenli olarak çalışan nüfusumuzu gençleştirmemiz lazım. Neden diye soranlara cevabım: Bugün dünyanın haline bir bakın. Benim neslim dünyayı berbat etti.

Evet, 90’lı yıllarda Soğuk Savaş‘ın sonunu yaşadık. Kritik bir andı. Ve ben o dönemde hükümetteydim. Küreselleşme başladı ve bu tüm sorunların çözümü gibi görünüyordu. Dünyanın doğru yönde ilerlediği duygusu vardı ve görevdeki nesil, ortaya çıkacak olumsuzlukları düzeltmek için hiçbir şey yapmadı. Zamanla küreselleşmenin zenginlik ürettiğini ancak beraberinde eşitsizliği de ürettiğini gördük. Soğuk Savaş’ın sona ermesinin sıcak savaşların artması anlamına geldiğini gördük ve bunların şimdi dünyanın her yerine yayıldığını görüyoruz. Ve sonra keşfettik ki uygulanan ekonomik model doğanın varlığını unutmuş, gezegenin varlığını unutmuş, sınırlı kaynakları hiç bitmeyecekmiş gibi kullanmaya başlamış ve gezegene büyük zararlar vermeye, hatta onu yok etmeye başlamış. Yani bu, benim neslimin uygulamaya koyduğu modelin ürünü: Soğuk Savaş’ın sona ermesinden, küreselleşmeden ve onun muazzam potansiyelinden kâr elde etmek amacıyla uygulamaya koyduğu modelin ürünü.

Herkes için barış ve refah dolu, doğayla barışık bir dünyaya dönüştürmek yerine sıcak çatışmaların çoğaldığı, doğayla savaştığımız, eşitsizlikte muazzam bir artışın olduğu bir dünya.

Artık benim neslim başarısız olduğumuzu ve değişimin gerektiğini anlamalı. Teknolojinin muazzam potansiyelinden ve dünyada üretilen muazzam enerjiden yararlanan; doğayla barışık, küresel düzeyde gerçek katılım ve eşitlik mekanizmalarını yaratan; günümüzün çatışmalarına yol açan çelişkilerin üstesinden gelecek yeni bir modele ihtiyacımız var. Bunun için yeni bir nesle, dijital bir nesle ihtiyacımız var. Ben analog nesildenim. Felakete doğru gittiğimizi anlayabilen, her şeyi değiştirebilen, dünyada var olan muazzam potansiyelden yararlanarak kendini rahat hissedeceği bir yer inşa edecek dijital bir nesil.

Karar verme süreci hâlâ benim neslim tarafından, işleri berbat eden nesil tarafından kontrol ediliyor. Sizin nesliniz karar verme sürecine dahil olmazsa bu dönüşümü gerçekleştiremeyiz.”

Gücü Devretme Vakti

“En gerekli reformlardan biri gençleri özgürleştirmek, gençlerin potansiyelinin çoğaltılmasına olanak sağlamak. Gençlerin liderliği üstlenebilecekleri ortamı yaratmak kesinlikle çok önemli. Benim neslimin temel amacının, bizim hâlâ kullanmakta olduğumuz gücü gelecek nesillere aktarabilmek olduğunu düşünüyorum.

Burada moderatör “Vay! Bu bir taahhüt mü? Bu bir taahhüt mü?” diye haykırmaktan kendini alamadı.

Evet. Ama şunu açıklayalım, güç asla verilmez. Güç alınır. Gençlerin acilen kendi ülkelerinde ve gezegenimizin yaşamı konusunda yönetime katılmaları gerek. Bu nedenle gençleri hakları için mücadele etmekten korkmamaya teşvik ediyorum.”

Farklı Bir Dünya

“Artık iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz. Bu 10 yılda emisyonları büyük ölçüde azaltabiliriz. 1,5 dereceye sadık kalacağımızı, dünyada doğayla barışın yeniden tesis edileceğini, biyolojik çeşitliliğin korunacağını ve yerli toplulukların deneyiminin bunun mümkün olduğunu gösterdiğini garanti edebiliriz. Öte yandan yapay zekayı eşitsizliklerin azaldığı çok daha adil bir dünya kurmak için harika bir kalkınma aracı olarak kullanabiliriz. Eğitime, gençlere yeterli yatırım yapıldığında gençler bunu her yerde kullanabilecek. Gençlere güç ve imkan verildiğinde, benim neslimin doğayı yok ederek ve iklim değişikliğiyle yarattığı dramatik zorluklara yanıt vererek yaşanabilir bir dünya yaratabilirler.”

Bu konuşmasının ardından son sözü Guterres’i dinledikten sonra konuşan genç, aktivist bir kadına bırakıyorum: “Umarım eski kuşaktan daha fazla kişi Guterres’in örneğini takip edebilir ve sorumluluk alabilir. Ve ‘Tamam, anlıyoruz. Ve bu zor işi yapmaya hazırız’ derler. Çünkü yapılacak çok iş var. Ve çok fazla çalışma gerekecek.”

About Post Author