Atık

Geridönüşüm ve Depozito Sistemi ile Kaynaklar Kaynak Kalır!

Gittikçe daha fazla sayıda ülkede yasayla zorunlu kılınan, geridönüşüm hedeflerine ulaşmak ve doğaya atılan çöpü/atığı azaltmak üzere depozito uygulamaları yürürlüğe giriyor. Türkiye’de de 2018 Aralık ayında, Çevre Kanunu’nun bazı maddelerinde devrim niteliğinde değişiklikler yapılarak en ciddi depozito sistemi adımı atıldı. Bu konudaki çalışmaları küresel ölçekte destekleyen Reloop Platformu’nun Türkiye temsilcisi Aynur Acar, önümüzdeki sürece dair bilgi ve deneyimlerini EKOIQ okurlarıyla paylaşıyor.

YAZI: Aynur ACAR, Çevre Danışmanı, RELOOP Türkiye Temsilcisi

Depozito sistemine genel bir bakış öncesi dünyanın durumuna çok iyi bakmamız lazım. Okyanus ve deniz çöpleri ile çevre kirliliği problemi sürekli daha kötüye gittiğinden, tek kullanımlık içecek ambalajlarının geri toplanması için depozito iade uygulamalarına ilgi ciddi oranda artmış durumda. Bu sistemlerde müşteriler bir kutu veya şişe satın alırken küçük bir depozito bedeli öderler ve içeceği tükettikten sonra ambalajı geridönüşüm için bir toplama merkezine iade ettiklerinde bu bedeli geri alırlar.

Depozito iade sistemleri (DRS), büyük miktarlarda boş içecek ambalajlarını tekrar kullanım ve yüksek kalitede geri dönüştürme amacıyla toplamanın başarıyla denenmiş bir aracıdır ve döngüsel bir ekonomiye ulaşmak açısından hayati öneme sahiptir.

Sadece AB içerisinde bile depozito sistemlerinin uygulandığı ülke­lerde 130 milyon insan bu sistem içinde yaşıyor. Ayrıca Kanada, ABD ve Avustralya’da da depozito sistemleri uygulanıyor.

Gittikçe daha fazla sayıda ülkede yasayla zorunlu kılınan, geridönü­şüm hedeflerine ulaşmak ve doğaya atılan çöpü/atığı azaltmak üze­re depozito uygulamalarını düşündükleri bir zamanda Brüksel’de yerleşik Reloop Platformu, “Tek kullanımlık içecek ambalajları için depozito sistemlerine küresel genel bakış” (2016) ile dünyanın farklı ülkelerinde yürürlükte olan yaklaşık 40 depozito sisteminin bazıları hakkında geniş ve kapsamlı bir araştırma hazırladı ve ka­muoyuyla paylaştı.

Bu özet bilgiler içerisinde yer alan her depozito sistemi, tüm ülkelerde aşağıdaki kilit parametreler etrafında yapı­landırıldı:

-Yasal taahhüt/zorunluluk (sistem için yasal mevzuat, “ka­nun ve yönetmelik” vb.)

-Program kapsamı (sisteme dahil edilecek içeceklerin ve ambalajların tespiti)

-Depozito ve bedelleri (depozito tutarları ve ambalajlara göre farklı ücretlerin/bedellerin belirlenmesi)

-Sistem operatörü (sistem operatörünün paydaşları ve gö­revlerinin çok iyi netleştirilmesi)

-Geri ödeme sistemi (içecek ambalajını geri alım sistemi­nin hazırlanması)

-Sistem sonucu (iade oranlarının yönetilmesi)

-Para malzeme akışı (görsel akış çizelgesinin hazırlanması)

Depozito Sistemi Geliyor: Hazır mısınız?

Tüm sistemlerde barkod bazlı kayıt sistemleri bulunduğu­nu özellikle belirtmek lazım. “Barkod bazlı” terimi, amba­lajların barkod aracılığıyla tespit edildikleri ve bu bilgilerin kaydedildiği anlamına geliyor. Bu uygulama, her ambalajı takip edilebilir hale getiriyor ve nelerin iade edilmiş olduğu hakkında net bir tablo ve bilgi sağlıyor.

Yaklaşık 40 ülke üzerinde yapılan araştırmada çok sıkıntılı, 500 kişilik kalabalık istihdamlı, yüksek maliyetli ve süreci yönetmekte sorun yaşayan ülkelerin yanı sıra, son derece basit kurgulanmış, 10 kişilik istihdam ve düşük maliyetlerle yüksek toplama oranlarını yakalayan ülkeler de var.

Ortak noktaları, “temiz atık-temiz hammadde” hedefiyle yüksek toplama oranlarıyla ülke ekonomilerine ciddi katkı sağlanması ve çevreyi, denizleri önemli bir kirlilikten kur­tarmaları olarak özetlenebilir.

AB ve dünyadaki birçok ülke bu konuda ciddi adımlar atmaya ve yatırımlar yapmaya hızla devam ediyor. Türkiye’de de 2018 Aralık ayında, Çevre Kanunu’nun bazı maddelerinde devrim niteliğinde değişiklikler yapılarak en ciddi depozito sistemi adımı atıldı ve süreç yönetimine alındı.

Şimdi sizlere bazı örnekler üzerinden bu sistemin sorunla­rını ve başarılarını aktarmaya çalışacağım.

Bunlardan birincisi Almanya. Ambalaj yönetmeliği 1991 yılında yürürlüğe giren ve 2003 yılında uygulamaya alınanAlmanya’da en büyük sorun yüksek maliyetli toplama sistemi. Halihazırda Almanya bu sıkıntıyı çözmek için sistemi tekrar gözden geçiriyor ve daha teknolojik, daha düşük maliyetli ve daha basit bir toplama sistemi için çalışma yapıyor.

Litvanya ise, depozito iade sistemine çok yeni başlayan ülke­lerden biri ve kalabalık olmayan nüfusu ile çok başarılı bir sis­temle yönetiliyor. Ayrıca yüksek toplama oranlarıyla sisteme ilgi duyan ülkeler arasında en çok gözlemlenen ve ilgi gören ülke durumunda.

Depozito iade sistemlerinde en başarılı kabul edilen ülkele­rin başında ise Norveç geliyor. Ülkede cam ambalaj yok de­necek kadar az. Geridönüşümü yüksek kaliteye sahip şekilde üretilen pet şişe ve metal içecek kutuları, yüksek oranlarda başarıyla toplanıyor. 11.400 çeşit mamul 3.600 depozito iade otomatı ile %95 gibi bir oranda başarıyla toplanıyor.

Norveç depozito sistemini yöneten INFINITUM en geniş katılımlı paydaşa sahip yapı. INFINITUM sistemi yaklaşık 10 kişi ile basit kurgulanmış ve düşük maliyetli bir sistemle yö­netiyor.

Ayrıca Norveç, sistemi çevre vergisi üzerine bir modelle kurgulamış. %100 üretici sorumluluğu var. Piyasaya sürenler, ambalajları piyasaya sürerken depozito bedelini havuza peşin ödüyor ve topladığı oranda da vergiden muafiyet alıyor. %90 toplanmasını sağlarsa %90 çevre vergisi muafiyeti elde ediyor. %30 toplanırsa %30 vergi muafiyeti alıyor.

Sonuç olarak, depozito iade sistemi kurmuş ülkelerin tama­mında benzer noktalar ise şöyle:

-Sistemin ana sorumluluğu piyasaya sürenlerde.

-Piyasaya sürenlerin tamamı kontrol altında ve kayıtlı.

-200 m2’nin altında perakendeciler manuel barkodlama zo­runluluğu ile topluyor.

-200 m2’nin üzerindeki perakendecilerde ise ambalajların üzerindeki barkodlar ile otomatlarla toplanıyor.

-Barkod sahtekârlığına göz açtırmayacak cezalar konulmuş. Barkod mürekkep kalitesi silinmeyecek özellikte.

-Ambalajlardaki içecekler tüketildikten sonra iade edilme­yen ambalajların iade bedeli ise sistemin havuzunda kalıyor. Bu bedel de sistemin havuzunda sistemi destekliyor.

Türkiye’de de evrene, ülkemize ve çocuklarımızın geleceğine yakışacak bir sistemin, ülke standartlarımıza uygun, en iyi ulu­sal altyapının kurgulanması temennisiyle, TÜÇEM Derneği olarak gönüllü çalışmaya hazırız.

About Post Author