Klimataryen beslenme modeli, çevre dostu bir yaklaşım benimseyerek gıda üretiminin su üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedefliyor. Bitkisel beslenmenin yaygınlaştırılması, su tüketimini azaltmanın yanı sıra su kirliliği ve seragazı emisyonlarını da düşürüyor.
Gökçe ÖTKÜN & Sena HACIİSAOĞLU, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Sürdürülebilirlik Ekibi
Gıda üretimi, yaşamın temel taşı olmakla birlikte doğal kaynaklar üzerindeki baskının önemli bir nedeni. Su ise bu sürecin ayrılmaz bir parçası olurken gıda üretimindeki su ayakizi, suyun sürdürülebilir kullanımı açısından kritik bir öneme sahip. Su ayakizi, bir ürün veya hizmetin üretimi için doğrudan ve dolaylı olarak tüketilen toplam su miktarını ifade ediyor. Bu kavram, suyun üretim sürecindeki önemini ve gıda üretiminin su kaynakları üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Günümüzde bir bireyin günlük su ayakizinin küresel ortalaması 3,8 ton.
Su ayakizi, bir ürün veya hizmetin üretiminde kullanılan suyun çevresel etkilerini ölçen üç ana kategoriye ayrılıyor: Mavi su ayakizi, yüzey suyu ve yeraltı suyu miktarı. Yeşil su ayakizi, yağmur suyunun bitkisel üretim için kullanımını belirler. Gri su ayakizi ise su kirliliği sonucu temizlenmesi gereken su miktarını ölçer. Bu kategoriler, su kaynaklarının etkin kullanımı ve çevresel etkilerin değerlendirilmesi için kapsamlı bir analiz sağlar.
Gıda üretiminde su ayakizi, tarım ürünleri ve hayvancılık arasında büyük farklılıklargösterir. Örneğin bir kilogram sığır eti üretimi için yaklaşık 15.455 litre su gerekir ve bu suyun büyük bir kısmı, hayvanların yem olarak tükettiği bitkilerin sulanmasında kullanılır. PETA (Hayvanlara Etik Muamele için Mücadele Edenler) verilerine göre, bir inek günde 190 litre su tüketebilir ve sıcak havalarda bu miktar iki katına çıkabilir. Ayrıca, 4 litre süt üretmek için 2.585 litre su kullanılması gerekir. Buna karşılık, 1 kilogram buğday üretimi için yaklaşık 1.300 litre su yeterlidir. Bu veriler, bitkisel üretimin hayvansal üretime göre çok daha az su tükettiğini gösterir.
Klimataryen Beslenme Modeli
Hayvancılık sektörü, yalnızca yem üretimi aşamasında değil, aynı zamanda hayvanların işlenmesi, personel kullanımı ve ekipman temizliği gibi süreçlerde de su tüketimi yapıyor. Bu nedenle, bitkisel kaynaklı gıdaların tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasına büyük katkı sağlıyor.
Dünya genelindeki tatlı su kullanımının %70’lik oranı tarıma ait. Bu sebeple su ayakizini azaltmak için sürdürülebilir tarım yöntemlerinin benimsenmesi önemli. Sürdürülebilir tarım, suyun etkin kullanımını ve korunmasını hedefliyor. Damla sulama gibi modern sulama teknikleri, suyun daha verimli kullanılmasını sağlıyor ve su kaybını en aza indiriyor. Aynı zamanda toprağın verimliliğini artıran organik tarım yöntemleri, kimyasal gübrelerin ve pestisitlerin kullanımını azaltarak su kirliliğini önlüyor.
Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma 2030 hedeflerinden biri olan “Temiz Su ve Sanitasyon”, gıda üretimindeki su ayakizini azaltmanın önemini vurguluyor. Su okuryazarlığı, bu hedefe ulaşmada kritik bir rol oynuyor. Su okuryazarlığı, bireylerin suyun değerini ve su tasarrufu yöntemlerini anlamalarını sağlıyor. Bu bağlamda, toplumun bilinçlenmesi ve su tüketimi konusunda duyarlılık kazanması büyük önem taşıyor.
Gıda üretiminde su ayakizinin azaltılması, yalnızca çevresel faydalar sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği de destekliyor. Su kaynaklarının verimli kullanılması, tarımsal üretkenliği artırırken su kıtlığı riskini azaltıyor. Bu durum, özellikle su kıtlığı yaşayan bölgelerde hayatını sürdüren topluluklar için hayati öneme sahip. Gıda üretiminde su ayakizi, sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı. Klimataryen beslenme modeli ve sürdürülebilir tarım yöntemleri, su kaynaklarının korunmasına ve etkin kullanılmasına yardımcı oluyor.
Su okuryazarlığının artırılması, toplumun su tüketimi konusunda bilinçlenmesini sağlıyor ve su kaynaklarının sürdürülebilirliğini güvence altına alıyor. Geleceğimiz için suyun değerini anlamak ve korumak hepimizin sorumluluğu…
Bu yazı, ekoIQ’nun 113. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.