#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

“Güneş Her Yerde ve Herkese Ulaşıyor”

Türkiye’nin enerjide en çok dışa bağımlı ülkelerden biri olduğunu belirten Orge Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, “Türkiye bir güneş ülkesi” dedi. Almanya’nın güneşinin daha verimsiz olmasına karşın Türkiye’den sekiz kat fazla güneş enerjisine sahip olduğunun altını çizen Özsoy, “Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmamızın en önemli araçlarından biri güneş. Güneş her yerde ve herkese ulaşıyor” dedi.  

Orge Solar, yenilenebilir enerji alanında gerçekleştirdiği çalışmaları paylaşmak üzere bir basın buluşması düzenledi. İstanbul’da yapılan toplantıda, iklim krizinin etkilerine ve yeşil dönüşümün gerekliliğine dikkat çeken Orge Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki atılımlarını değerlendirdi.

Orge’nin 26 yıllık şirket geçmişinden söz açan Özsoy, Türkiye’de yeşil dönüşüme öncülük etmek istediklerini söyledi. İklim krizinin hem sosyal hem ekonomik etkileri olduğunu, bu etkilerin artarak devam etmesinden büyük endişe duyduklarını dile getiren Özsoy, tüm dünyada Kyoto Protokolü ile başlayan ve Paris Anlaşması ile devam eden bir iklim krizi mücadelesinin sürdüğünü anlattı. Türkiye’nin de yakın geçmişte Paris Anlaşması’na imza atarak sürece dahil olduğunu hatırlatan Özsoy, “Paris Anlaşması’nda 2050 net sıfır emisyon hedefi var. Ülkemiz için bu 2053 olarak belirlendi. Bu çerçevede yenilenebilir enerji en önemli konu başlıklarından biri” dedi.

“Tüm Dünyada Yenilenebilir Enerjiye Ciddi Yatırımlar Yapılıyor”

Enerji verimliliği başta olmak üzere önemli gündem başlıklarını ele alan Özsoy, şunları söyledi: “Burada yenilenebilir enerji altındaki asıl konu enerji üretimi için bizim fosil yakıtlara bağımlı olmamız. Dolayısıyla karbon emisyonunun önemli sebeplerinden biri hem ulaşım araçlarında kullandığımız petrol hem de enerji üretmek için kullandığımız doğalgaz ve kömür; taş kömürü, linyit gibi fosil yakıt türleri. Tüm dünyada artarak devam eden bir enerji ihtiyacı var ve bunun önüne geçebilmek için gelişmiş ülkeler başta olmak üzere yenilenebilir enerji tarafında ciddi yatırımlar yapılıyor, yatırımlar teşvik ediliyor.”

“Türkiye, Panel Üretiminde Kapasite Bakımından Dünyada Beşinci Sırada”

Türkiye’nin de yenilenebilir enerji konusunda büyük bir atak yaptığının altını çizen Özsoy, “Panel üretiminde kapasite bakımından dünyada beşinci sırada yer alıyoruz. Bu aynı zamanda Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesi” şeklinde konuştu ve Türkiye’de yıllık 1,5-2 gigavat mertebesinde güneş enerji santralı kurulumunun gerçekleştirildiğini vurguladı.

“2023 sonunda güneş enerjisinde kurulu kapasitenin 12,2 gigavata ulaştığı görülüyor. Ancak 2035 hedefi 52,9 gigavat. Yani yaklaşık beş katlık bir büyüme planlanıyor” diyen Özsoy, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sektör açısından çok büyük bir fırsat var. 2024’te iç pazarda çatı GES potansiyeli 2 bin megavat olarak öngörülüyor. Mevcut tesislerin çatılarına sonradan GES kurulması dışında artık yeni inşa edilen tesislerin çatıları proje aşamasında solar sistemli dizayn ediliyor. Panel fiyatları, teknolojik ilerlemeler, uygulama kolaylığı, kurulum maliyetlerinde düşüş sağlıyor.”

2023 yılı itibarıyla yenilenebilir enerji sektöründe faaliyete başladıklarını belirten Özsoy, bir yılda çatılara 10 megavatlık güneş paneli (solar) kurulumu gerçekleştirdikleri, 2024 yılında ise hem çatı hem de arazide 50 megavat güneş enerjisi santralı kurulumu gerçekleştirmeyi planladıkları bilgisini aktardı. Bu alanda özellikle endüstriyel çatılara kurulan güneş santrallarının öne çıktığını belirten Özsoy, “Çatı solar maliyeti birim veya megavat başına maliyet araziye göre çok daha uygun. Çünkü arazi güneş enerjisi yatırımında arazinin maliyeti var.  Ayrıca enerji nakil hattı ve orta gerilim maliyetleri mevcut. Bir çatıda yapılan 1 megavatlık solar yatırımın geri dönüş süresi üç-dört yıl iken bu süre arazide altı yıla kadar çıkıyor” dedi.

“Elektriğin %45’i Çatıdan Sağlanabilir”

Çatılarda kurulacak güneş enerjisi kapasitesinin Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli rol oynayabileceğini söyleyen Özsoy, “Londra merkezli kuruluş olan Ember’in raporuna göre, Türkiye’nin çatı üstü güneş enerjisi potansiyelinin en az 120 gigavatlık kapasite oluşturabileceği belirlendi. Çatılarda kurulabilecek bu kapasiteden yıllık 148 teravatsaat elektrik üretilebilecek. Böylece Türkiye’nin 2022’deki toplam elektrik tüketiminin %45’ine denk gelen ihtiyaç karşılanabilecek. Bu çok ciddi bir oran” ifadesinde bulundu.

Yeşil finansmanın önemine değinen Özsoy, “Şu an söyleyebilirim ki finansmana ya da yeşil finansmana ulaşmak en büyük engellerden biri. Bahsettiğimiz durum, ucuz ve uzun vadeli yatırım finansmanına ulaşmak. KOSGEB tarafından KOBİ’ler için bu tarz bir finansman olanağı oluşturuldu. Bu uygulamanın tüm işletmeleri kapsaması, atılması gereken en önemli adımlardan biri diyebiliriz. Bir diğer konu ise trafo kapasiteleri. İki hafta kadar önce Enerji Bakanlığı tarafından 7.500 megawatt yeni bir kapasite ilanı için açıklama yapıldı. Bu kapasitenin ne kadar sürede ve hangi bölgelerde planlandığı oldukça önemli” şeklinde konuştu.

“Fosil Yakıtların Yol Açtığı Isınma Dünyamızı Tehdit Ediyor”

ekoIQ’ya özel değerlendirmede de bulunan Mehmet Tahir Özsoy, karbon bazlı yakıtların yol açtığı ısınmanın uzun zamandır dünyamızı tehdit ettiğini tekrarladı. Özsoy,  “Doğanın dönüştürebileceğinden çok daha fazla fosil yakıt kaynaklı karbon salımı yapıyoruz. Bu da hava kirliliği başta olmak üzere birtakım problemler yaratıyor ama asıl karşı karşıya kaldığımız problem, ısınma ve ısınmadan kaynaklı iklim problemleri. Bazı canlı türleri yaşamsal olarak tehlike altında, özellikle denizdeki canlı türlerinde azalma var. Beklenmedik doğa olayları ile karşılaşıyoruz” dedi.

Yaz günü daha önce görmediğimiz büyüklükte dolular yağabildiğini veya büyük sel olayları yaşanabildiğini sözlerine ekleyen Özsoy, tüm bunların iklim krizinin birer sonucu olduğunu belirtti. Mevsimlerin kaymasının da çok ciddi bir problem olduğuna işaret eden Özsoy, doğanın dengesinin bozulduğunu, tarımsal üretimde ve dolayısıyla gıda tarafında ciddi sonuçları olan bir sürecin içinde bulunduğumuzu ifade etti. Özsoy, ısınmadan kaynaklı virüslerin dönüşmesinin de artık çok sık görüldüğünü ve görülmeye devam edeceğini söyledi.

“Enerjide Dışa Bağımlılığımızı Azaltmamız Gerekiyor”

Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın enerjide bağımsızlığın önemini gösterdiğini sözlerine ekleyen Özsoy, “Bu milli bir mesele. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmamız gerekiyor. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılık oranı %77, Avrupa Birliği (AB) ortalaması ise %55. Avrupa ülkelerinde sıralamaya baktığımızda da Türkiye, enerjide dışa bağımlılık yönünden Avrupa’da beşinci sırada. Yani en bağımlı ülkelerden biri” dedi.

Türkiye’nin rüzgar yönünden de şanslı bir ülke sayılabileceğini dile getiren Özsoy, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Ama rüzgar her yerde değil. Hidroelektrik tarafında önemli ölçüde sınıra ulaşmış durumdayız. Geriye güneş kalıyor. Güneşte çok avantajlı bir ülkeyiz, çok güzel bir kuşaktayız. 1 metrekarelik santraldan aldığımız verim Avrupa’nın birçok ülkesine, özellikle Kuzey Avrupa ülkelerine göre çok çok daha ileri seviyede. Almanya’nın güneşi daha verimsiz olmasına rağmen bizim sekiz katımız daha fazla güneş enerjisine sahip. Alacağımız çok yol ve yapmamız gereken çok iş var. Biz bir güneş ülkesiyiz ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmamızın en önemli araçlarından biri güneş. Güneş her yerde ve herkese ulaşıyor.”