Yerel halkın işletmenizle ilgili gerçekleri doğrudan sizden, birinci ağızdan duyması bir yandan yanlış bilgilerin ortalıkta dolaşmasını engellerken, diğer taraftan yaptığınız açık, şeffaf paylaşımla yerel halkın ve tüm ilgili paydaşların gönlünü ve en önemlisi güvenini kazanıyorsunuz.
YAZI: Özgür ÖZTÜRK, [email protected]
Günümüzde bir faaliyeti yürütürken sadece yasal izinleri almanın yetersiz kaldığını hem dünyada hem de ülkemizde yaşanan farklı tecrübeler ile gayet iyi biliyoruz. Artık “sosyal onay” dediğimiz bir gerçek var. Faaliyet öncesinde ve sırasında toplumla sağlıklı iletişim kurmak, yöre halkının ve diğer paydaşların bu faaliyeti benimsemesi, kabul etmesi, onaylaması ve desteklemesi son derece önemli. Yaptığınız işle ilgili tüm paydaşların algısı kritik önem taşımakta.
Artık kurumsal şirketlerin bu konuyu daha fazla önemsediğini görüyoruz. İçinde bulunduğunuz topluma fayda sağlamaktan tutun da faaliyetiniz ile ilgili gerçekleri, yaptığınız yatırımları, geleceğe yönelik planlarınızı paylaşmanın tahmin edemeyeceğiniz faydaları var. Bir kere etrafta oluşan fısıltı gazetesinin önüne geçmiş oluyorsunuz ki bu bile sizin için başlı başına çok önemli. Yerel halkın işletmenizle ilgili gerçekleri doğrudan sizden, birinci ağızdan duyması bir yandan yanlış bilgilerin ortalıkta dolaşmasını engellerken, diğer taraftan yaptığınız açık, şeffaf paylaşımla yerel halkın ve tüm ilgili paydaşların gönlünü ve en önemlisi güvenini kazanıyorsunuz. Yıllar içinde kurulan güven ortamının kısa bir süre içinde tersine dönebileceğini göz ardı etmemek gerekir; paydaş ilişkisi ve iletişimini bu gerçekten yola çıkarak kurmak son derece önemli.
Güvenin Devamlılığı
Bu ortamı kurumsal kültürünüze en uygun olacak bir platform ile sağlayabilirsiniz: Adına ister açık kapı etkinliği deyin, ister başka bir isim verin samimi bir iletişim ortamı oluşturmanız yeterli olacaktır. Ve sakın unutmayın; sağladığınız güvenin devamlılığı her şeyden önemlidir. Bu platformu veya etkinliği belirli sürelerde tekrar etmeniz, kurduğunuz güvene dayalı iletişimin sürmesini ve geçen süre zarfındaki değişiklikleri paylaşmanızı sağlar. Şunu da göz ardı etmemek lazım: Bu iletişim ortamı, sizin de hakkınızdaki algıyı öğrenmek, muhtemel şikayetleri, beklentileri doğrudan duymak için bulunmaz bir fırsattır. Zira bazıları için haklı gerekçe/sebepleriniz olabilir, bu durumda siz de bunları karşı tarafa açık bir dille anlatabilirsiniz. Paydaşla kuracağınız iletişim ortamları, amacınıza yönelik olarak yerel halkla, sivil toplum kuruluşlarıyla, öğrencilerle, akademisyenlerle veya yerel idare mensupları ile olabilir. Bu liste uzar, gider…
Konu sosyal içerikli olunca doğal olarak işin felsefesinden, sosyolojik yönünden uzun uzadıya konuşulabilir. Şunu içtenlikle söyleyebilirim; bugüne dek içinde olduğum tüm benzer iletişim ortamlarının inanılmaz pozitif sonuçlar doğurduğuna bizzat şahit oldum.Tarafların birbirini anlaması, gerçeği doğrudan duyması, aklındaki soru ve çekinceleri direkt sorarak cevabını alması kadar doğru bir yöntem olamaz.
Paydaş iletişimini yarına bırakmadan gündeminizin en başına almanızı samimiyetle öneririm.