Kötüleşen küresel deniz ortamını eski haline getirmek için okyanus bilimi ve teknolojisi kritik önem taşıyor.
Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Okyanusları Değerlendirmesi ikinci raporunu yayımladı. Rapor, dünyanın okyanusun sağladığı faydaların çoğunu kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor.
2015 yılında yayınlanan ilk Dünya Okyanusları Değerlendirmesi (World Ocean Assesment I), okyanusun birçok bölgesinin, çoğunlukla balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, denizcilik, petrol ve gaz çıkarımı, kirlilik ve seragazı salınımı de dahil olmak üzere insan faaliyetlerinin neden olduğu baskılarla başa çıkamaması nedeniyle ciddi şekilde bozulduğu konusunda uyarmıştı.
Son değerlendirme, durumun iyileşmediğini ve okyanusun insanlara sağladığı oksijen, gıda, iş, ilaç ve iklim düzenlemesi gibi faydaların çoğunun insan faaliyetleri tarafından giderek daha fazla zayıflatıldığını belirtiyor.
Okyanusun durumunu etkileyen sosyal, çevresel, demografik ve ekonomik eğilimleri inceleyen tek kapsamlı küresel analiz olarak kabul edilen değerlendirme, bilim, teknoloji ve inovasyon tarafından yönlendirilen, kıyıların ve okyanusun entegre ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres raporun lansmanında yaptığı konuşmada “Okyanusun daha iyi anlaşılması şart” dedi. “Değerlendirmenin açıkça ortaya koyduğu gibi, okyanus sürdürülebilirliği, ortak araştırma, kapasite geliştirme ve veri, bilgi ve teknolojinin paylaşımı dahil olmak üzere hepimizin birlikte çalışmasına bağlıdır.”
Son yıllarda dünya okyanusunun durumu ve deniz yaşamına ilişkin anlayışımızdaki gelişmelere rağmen, okyanus sağlığını geri kazanmaya ve sürdürmeye yardımcı olabilecek duyarlı politikalar geliştirmek için gereken bilimsel bilgi ve kapasitede hâlâ önemli boşluklar var.
Lansmanda Deniz Biyoloğu ve Mission Blue ile SEAlliance kurucusu Dr. Sylvia Earle’de konuşma yaptı: “Okyanusun yalnızca %10’nunu biliyoruz. Okyanusun büyük bir kısmı henüz keşfedilip anlaşılmadı. Şimdi, soruna gerçekten bakmak için geri adım atma ve dalma zamanıdır. İnsanlığın çıkarlarının okyanusla nasıl bu kadar bağlantılı olduğunu görmek için çözümlere bakın” dedi ve ekledi: “Okyanusun başı dertte. Okyanusa ihtiyacımız var ve okyanus şimdi varlığımızı mümkün kılan sistemlerle ilgilenmemize ihtiyaç duyuyor.”
Okyanusun durumu ile ilgili temel çıkarımlar ise şu şekilde sıralandı (*):
- Deniz seviyesindeki yükselmenin endişe verici hızı, artan fırtınalar ve kıyı kentleşmesiyle birleştiğinde, kıyı kentlerinde kıyı erozyonuna ve sellere yol açtı.
- Artan karbondioksit emisyonları okyanus asitleşmesine yol açmış ve ısınma ve deoksijenasyonla (oksijen kaybı) birlikte biyolojik çeşitlilik kaybına yol açtı.
- Okyanus ısısı içeriği 1990’lardan bu yana iki katından fazla artarak deniz yaşamını ve ekosistemleri ciddi şekilde etkiledi.
- Okyanusta oksijenin azaldığı “ölü bölgelerin” veya alanların sayısı dünya genelinde 2008’de 400’den 2019’da yaklaşık 700’e yükseldi.
- Mangrov, deniz otu ve bataklık bitki türlerinin yaklaşık %90’ı ve deniz kuşu türlerinin %31’i artık nesli tükenme tehdidi altında.
- Deniz çöpü, artık tüm deniz habitatlarında bulunuyor ve istilacı türlerin dolaşması, yutulması yoluyla çevreyi ve deniz organizmalarını etkiliyor.
- Aşırı avlanmanın net faydada yıllık 88,9 milyar dolarlık bir kayba yol açtığı tahmin edilmektedir.
- İnsan kaynaklı hareketler, bazıları önemli biyogüvenlik ve biyolojik çeşitlilik tehlikeleri oluşturan yaklaşık 2.000 denizde yerli olmayan istilacı tür ortaya çıkardı.Dünyadaki tüm kumlu plajların yaklaşık %15’i, son 33 yılda ortalama 1 mt/yıl veya daha fazla bir eğilimle geri çekilen kıyı şeritleri görüyor.
Okyanus Bilimi ve Teknolojisi
BM Sürdürülebilir Kalkınma için Okyanus Bilimi On Yılı’nın (2021-2030) uygulanması da dahil olmak üzere küresel okyanus ve bilimi desteklemekten sorumlu organ olan BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nden Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu Bölüm Başkanı Vladimir Ryabinin, “Düzenli Süreç [değerlendirme], okyanus bilimi için önceliklerin geliştirilmesinde kesinlikle anahtar niteliğindedir çünkü stres faktörlerini ve etkiyi tanımlar ve bu da bize çözümleri nerede bulmamız gerektiği hakkında bilgi verir,” dedi.
Değerlendirme, Okyanus Bilimi On Yılı sırasında ve yakında başlatılacak olan Birleşmiş Milletler Ekosistem Restorasyonu On Yılı (2021 – 2030) sırasında gerçekleşen kritik çalışmaları bilgilendiriyor. Her ikisi de insanların sağlığını korumak ve doğal çevre ile ilişkisini iyileştirmek için artan bilgi ve kapasite ihtiyacını ele almak için oluşturulduğu bildirildi.
Son yıllar, deniz ortamının daha iyi anlaşılmasına izin vererek, baskıları ve bunların okyanus üzerindeki etkilerini hafifletmek veya azaltmak için yanıtlar bulunmasını sağladığı belirtiliyor. Değerlendirmeye göre, baskıların etkilerinin ve bunların kümülatif etkilerinin analizi sınırlı kalmakta ve sonuç olarak, okyanus ve kıyıların entegre bir yönetimini anlama, koruma ve uygulamaya koymada genel bir başarısızlığa yol açtığı dile getiriliyor. İlerlemek, okyanus, bilim ve teknoloji alanında daha da ilerlemek ve sağlam bir bilim-politika arayüzü sağlamak, sürdürülebilir okyanus yönetimine ulaşmak için kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor.
Okyanus Bilimi ile ilgili temel çıkarımları ise şu şekilde sıralandı:
- Algılayıcılar ve gözlem platformlarındaki yenilikler önemli ölçüde gelişti. Örneğin, 2012’den beri, teknoloji araştırmacıların kabuklular ve yumuşakçalar gibi yaklaşık 11.000 yeni deniz bentik omurgasız türünü ve 2015’ten bu yana 200’den fazla balık türünü keşfetmesine olanak tanıdı.
- Deniz koruma alanlarının kurulması ve bazı bölgelerde iyileştirilmiş kirlilik ve balıkçılık yönetimi dahil olmak üzere, baskıların ve bunların okyanus üzerindeki etkilerinin hafifletilmesine veya azaltılmasına yönelik bazı yanıtlar 2015 yılından bu yana iyileşti.
- İnovasyon, enerji üretiminde verimliliği artırmak gibi hem olumlu sonuçlara hem de balıkçılıkta kapasite fazlası dahil olmak üzere olumsuz sonuçlara yol açmıştır.
- Mercan resifleri tarafından sağlanan ekosistem hizmetlerinin değerinin anlaşılması ile birlikte, özellikle mercan resif topluluklarının iklim değişikliğine tepkileri konusunda hâlâ önemli bilgi boşlukları vardır.
- Okyanusun durumunu anlamadaki küresel eşitsizlikler, özellikle Okyanusya, Afrika ve Güney Amerika’da görünür olmaya devam ediyor.
- Pek çok bölge, özellikle en az gelişmiş ülkelere sahip olanlar, deniz kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasına yardımcı olabilecek teknolojilere hâlâ erişimden yoksundur.
- Bölgesel anlaşmazlıklar ve jeopolitik istikrarsızlıklar, küresel ve bölgesel antlaşmaların ve anlaşmaların uygulanmasını engelleyebilir, dolayısıyla ekonomik büyümeyi, teknoloji transferini ve okyanus kullanımını yönetmek için çerçevelerin uygulanmasını etkileyebilir.
BM, konuyla ilgili birçok webinar düzenlerken, buradan ve buradan bu webinarlara ulaşabilirsiniz.
*Raporun COVID-19’dan önce yazıldığı belirtiliyor.