#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

“Güvenin Artık Sorun Olmadığı Bir Dünyayı Hayal Edin…”

Blockchain alanında Birleşmiş Milletler ile de işbirliği içinde çalışan kurumlardan Blockchain Commission for Sustainable Development’ın genel sekreter yardımcısı Efraim Wyeth, “Blockchain teknolojisinin dönüştürücü gücü mevcut yönetim sistemlerine bir tehdit olarak değil; ulusal ve uluslararası kurumların temsil ettiği kişilerin haklarını savunmaları ve Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne yönelik kolektif gelişimimizi hızlandırması için bir fırsat olarak görülmeli” diyor.

YAZI: Bulut BAGATIR

Blockchain’i özgün kılan özellikle­ri neler?

Sistemin merkezi olmayan, şeffaf ve doğrulanabilen doğası insanla­ra ve organizasyonlara kesin ola­rak güvenebileceğimiz anlamına geliyor, çünkü güven artık bir me­sele olmaktan çıkıyor.

Blockchain teknolojisi, Sürdürüle­bilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKH) ulaşmada bu özgün özellikleriyle nasıl destek verebilir?

Merkezsizleşme, esneklik, şeffaflık ve değişmezlik gibi, güvenilmez bir protokol üzerindeki bu kombinas­yon, teknolojinin, finans ve mülki­yet haklarının geliştirilmesinden insani yardıma kadar pek çok kulla­nım öyküsünde gelecek vaat etmesi­nin nedenini oluşturuyor.

Blockchain teknolojisinin dönüştü­rücü gücü mevcut yönetim sistem­lerine bir tehdit olarak değil; ulusal ve uluslararası kurumların temsil et­tiği kişilerin haklarını savunmaları ve Birleşmiş Milletler’in SHK’lerine yönelik kolektif gelişimimizi hızlan­dırması için bir fırsat olarak görül­meli.

Blockchain şeffaf olmayan veya bo­zulmuş sistemlere şeffaflık, ticari işlemler için ise doğrulanabilirlik ve kesinlik sağlayabilir. Bunlarla birlikte savunmasız altyapılara gü­venlik ve esneklik kazandırabilir, özerkliği güvence altına alırken bireysel gizliliği sağlar ve en çok ihtiyaç duyulan yerlerde işbirliği­ni teşvik eder ve güven oluşturur. Blockchain, sürdürülebilir, insani yardım ve çevresel alandaki girişim­lerin potansiyellerini göstermelerini engelleyen anlaşmazlıkları azaltabi­lir.

Dünyadan, sosyal ve çevresel etki­ler yaratmak için blockchain tek­nolojisi kullanan şirket, startup, sivil toplum örgütü, hükümet veya bireysel çalışma örnekleri verebi­lir misiniz?

Blockchain’ler ve kullandıkları da­ğıtılmış defter teknolojisi (ledger technology), çoğu zaman, yetersiz altyapı veya güvenilir bir uzman için aday bulunamadığı durumlar­da en kullanışlı halini alır. Örneğin, blockchain, bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan milyarlarca kişiye finansal hizmetlerden yararlanma­larında yardım edebilir. Bu, büyük ve uluslararası bankaların verimsiz veya açgözlü oldukları için değil herkese aynı ölçüde hizmet suna­mamalarından kaynaklanan bir du­rum. Dünyada 2,5 milyar yetişkin herhangi bir banka hesabına sahip değil ve bu sebeple hane halkı üye­si yaklaşık 5 milyar insan finansal sistemden kopmuş oluyor. Benzer şekilde, blockchain, arazi kayıtları gibi kayıtlar için güçlü devlet alt­yapılarına sahip olmayan ülkelerde veya tarafların birbirine güven duy­madığı ya da birbirlerini tanımadığı tedarik zinciri sistemlerinde kulla­nılabilir.

Herkesin herkese güvenebileceği veya güvenin artık sorun olmadığı bir dünyayı hayal edin. Birçok bi­reysel bağışçıdan anında para top­layabilecek yardım kuruluşlarını, ardından bu fonların etkin olarak kimliklerini bir kağıtla ispat etmek zorunda olmayan insanlara dağıtıl­dığını görebiliriz.

Dubai’de çalışan bir annenin hiçbir banka hesabına ihtiyaç duymadan Hindistan’daki ailesine ödeme gön­derebildiği; bir tüketicinin, yiyecek­lerinin nereden geldiğini doğrulaya­bildiği; seçmen hilesinin geçmişte kalan bir şeye dönüşüp vatandaş­ların demokratik sürece güven du­yabildiği; insanların mülkiyetlerini kanıtlayabildiği, tamamen yeni sermaye oluşumu ve girişimcilik türlerine fırsat verilen bir dünyayı görebiliriz.

Güney Afrika hükümeti, birçoğu ülkenin en yoksul bölgelerinde bulunan 40 bin Erken Çocukluk Gelişimi (EÇG) merkezinin süb­vansiyon planını desteklemek için blockchain çözümleri ile deney yapıyor. EÇG merkezleri, yoksul ailelerin çocuklarına kaliteli okul öncesi eğitim, bakım ve beslenme olanaklarına erişim sunuyor. Kesin rakamlar mevcut olmamakla birlik­te, bu merkezlerin, 3-6 yaş aralığın­da yaklaşık 700 bin çocuğa hizmet verdiği tahmin ediliyor. Gerekli veri altyapısının olmaması verimlilik so­runlarına cevap vermeyi zorlaştırı­yor. Para son olarak kime ulaşıyor? Ne kadar sürede harcanıyor? Nasıl harcanıyor ve kalkınma sonuçlarına nasıl katkıda bulunuyor? Hizmet koşullarındaki boşluklar nerede ve hangi noktada çaba gösteriliyor? Bu sınırlı veri altyapısı sorunu, mevcut verileri çevreleyen şeffaflık eksikliği nedeniyle daha da yoğunlaşıyor; bu da fonların kötüye kullanımında veya yolsuzlukta nelerin kaybedildi­ğinin ölçülmesini zorlaştırıyor.

Mevcut veriler planlama amacıyla veya sonuçların iyileştirilmesi adı­na etkin bir şekilde kullanılmıyor. Çalışma yöntemlerini iyileştirmek için boşa harcanmış fırsatı bir kenara bırakırsak, bu başarısızlık, olumsuz bir geribildirim döngü­sünü de tetikliyor: Veriler işlerini kolaylaştırmazsa, insanlar neden gönüllü olsun? Dolasıyla değişen finansal çevreyle baş edebilecek kadar esnek plat­formlar oluşturarak ve yardımın izlenebilirliği yanında para havale­si akışı ve eş düzeyde krediler gibi çeşitli kaynaklarla çeşitlendirilebi­lecek olmasını güvenceye alarak, gelecekteki değişikliklerden etkilen­meyecek yardım verilerine ihtiyaç var. Sahip olduğu doğrulanabilirlik, güvenlik ve şeffaflığın temel avan­tajları ile blockchain teknolojisi bu anlaşmazlıkları azaltma, yolsuzluk­ları frenleme ve girişimleri dünya genelinde dönüştürme potansiyelini taşıyor. Bu teknoloji değişken olmayan, güvenilir defterlerin yanı sıra, verimsiz veya pahalı arabuluculara ihtiyaç duymadan hizmet işlemlerini otomatikleştiren akıllı sözleşmeler yoluyla benzeri görülmemiş düzeyde hesap verebilirlik düzeyi sağlıyor.

Blockchain’in, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için bir sistem olarak kullanılmasının önündeki engeller neler size göre?

Telekom altyapısı. Bir ülkede belir­li bir bilgi iletişim teknolojileri sevi­yesinin mevcut olması çok önemli. Bazı blockchain’ler SMS mesajları ile desteklenen temel komutları kullanabilirken, diğerleri daha kar­maşık işlemler için akıllı telefon ve 4G internet erişimine gerek du­yuyor. Uygun teknoloji eksikliği blockchain teknolojisinin erişimini sınırlayabilir. Örneğin, 2014 yılında, Afrika’daki cep telefonu sahipleri­nin yalnızca %15’i akıllı telefonla­ra sahipti (Pew Research Center, 2015) ancak bu oran her yıl artış gösteriyor.

Yasama bariyerleri. Bütün block­chain teknolojisinin meşru kabul edilebilmesi için, özellikle uzun va­dede ulusal mevzuata tabi olması muhtemel görünüyor (Brandman, 2016). Blockchain’in amacının bir ülkenin mevzuatına çok uzak oldu­ğu bir durumda ise yasal engellerle karşılaşabilir veya üst kalite seviye­de sürdürülebilir olmayabilir.

Veri bütünlüğü. Yeni araştırmalar her ne kadar siber saldırı tehdidinin nasıl meydana geleceği konusunda belirsizlik olduğunu ifade etse de bu, halen bir tehdit oluşturabilir. Dağıtık defter bir saldırının ve so­nuçlarının çok daha kolay tanınma­sı anlamına gelirken uygulamak için ağın önemli ölçüde (%50+) hesaba dayalı kontrolünü gerektiriyor. Yine de uygun veri güvenlik protokolü ve prosedürünün hayata geçirilmesi lazım. (Geiling, 2016).

İletişim ve eğitim engelleri. Müşteri talebi ve kullanımı, yeni ürünler ve hizmetler için yüksek olmalı. Müşte­riler teknolojinin ne yaptığı, hangi avantajlara sahip olduğu ve nasıl kullanmaları gerektiği konularında eğitilmeli (Brandman, 2016).

Yetersiz kurumsal kapasite. Müşte­ri talebi, bu talebi karşılama yetene­ği ile eşleştirilmeli. Bu nedenle ilgili kurumların personel, finans, tedarik ve lojistik kaynaklar yönünden uy­gun operasyon kapasitesine sahip olması gerekiyor.

Bu engeller nasıl aşılabilir?

Blockchain teknolojisi, emekleme aşamasını geçse bile, henüz olgun­laşmadı. Bununla birlikte, gele­cekte, kalkınma ve insani yardım sektörlerinde blockchain odaklı deneyler tasarlamak için bazı temel çıkarımları işaret eden yeterli kanıt bulunuyor:

-Teknoloji sağlayıcıları, çözümleri olabildiğince hızlı bir şekilde yay­mak için istekli olmakla birlikte, gizlilik ve bireylerin haklarını çevre­leyen etik kaygılar ön planda olmalı.

Çok önemli konuma sahip birey­sel hak ve menfaatleri korumak istiyorsak, herhangi bir blockchain inisiyatifinde bireyin rolünün olma­sı gerekir. Bu aynı zamanda hangi verinin kaydedildiği, iletildiği, de­polandığı ve kullanıldığı ile bireyin veri üzerindeki hakları konusunda­ki farkındalığı sağlayacak kaynakla­rı da kapsamalı.

-Güç dinamikleri. Veri, işlem ya da varlık takibi ile ilgili herhangi bir merkezsizleşmiş çözüm, bir toplu­luktaki güç dinamiklerini etkileye­bilir.

-Politika etkileri. Başlangıçtan beri mevcut sistemlere ve çalışma yolla­rına verilen referans, belirli bir sek­tördeki blockchain teknolojisinin entegrasyonunun özel politika etki­lerini öngörmek, aşmak veya önle­mek adına yardımcı olacaktır.

* Bu yanıtlarda, Blockchain Comission for Sustainable Development, Yüksek Ko­misyonerler Kurulu Üyesi Nicolas Cary tarafından hazırlanan The Future is Decentralized (Merkezsizleştirilmiş Ge­lecek) çalışması kaynak olarak kullanıl­mıştır. Çalışmaya www.blockchaincom­mission.org/thefutureisdecentralised adresinden ulaşabilirsiniz.

EkoIQ Editör