Harekette Bereket Var

Birileri “Bu ülkede ne yapsan bir şey değişmez” mi demişti? Bir imza ile ne değişir ki? Taş attın da kolun mu yoruldu? Harekete geçmek bu kadar kolay mı olmalı? Bilmem, ko­lay olsa iyi olurdu herhalde. Geçen senenin Change.org rakamlarına bakınca şaşırdım doğrusu. 2014 yı­lında Change.org’da açılan kampan­yalarda atılan toplam 5 milyon 845 bin 502 imzanın 1 milyon 919 bin 927’si işe yaramış, başarıya ulaş­mış ve istediği sonucu elde etmiş. Geri kalan 3 milyon 925 bin 576 imza ise işe yaramamış değil. Bu im­zalar ile insanlar; savundukları bir olay, bir değişim için ses çıkarmış, konuyu gündeme taşımış ve belki de gelecek değişimler için farkında­lık yaratmış. Ne çok insan ne kadar çok harekete geçmiş; küçük küçük adımlarla tam 241 kampanyada bir sosyal değişim gerçekleşmiş. Yani ortalama her hafta 5 kampanya ba­şarılı olmuş. Bu sayfalarda size hem yürümekte olan hem de başarıya ulaşmış kampanyalardan örnekler vermeye çalışıyoruz. Kampanyalar gördüğümüz kadarıyla ortalama 8000 imza ile başarıya ulaşıyor, ama 100 imza ile de başarıya ula­şan kampanya olduğu gibi 600 bin imza ile başarılı olan da var. Önemli olan, imza sayısından çok, kampan­yayı imzacılarla beraber yürütmek, onları tekrar tekrar harekete geçir­mek ve kampanya muhatabı ile ileti­şime geçmek, imzaları muhataplara teslim etmek. Sonuçta kampanyayı başlatıp beklemek değil, harekete geçmek. Harekette bereket var der­ler…
Not: Bu sayfalara yansımasını istedi­ğiniz kampanyalarınızı bizimle pay­laşmak isterseniz, İletişim Sorumlu­muz Sırma Süren ile sirma@change. org’dan bağlantıya geçebilirsiniz.

Metsamor Nükleer Santralı, Saatli Bomba Gibi Bekliyor
1977 yılında Ermenistan sınırlarında inşa edilen Met­samor Nükleer Santralı, Iğdır’a 16 km uzaklıkta. Ağrı Dağı deprem fay hattı üzerinde bulunan santral, bi­rinci derece fay hattı üzerinde bulunmasının yanı sıra Sovyet nükleer santral teknolojilerinin en eskileriyle inşa edilmiş ve teknik olanakları oldukça yetersiz. Nida Avcıoğlu’nun Iğdır’dan Ermenistan ve Türk yet­kililerine hitaben başlattığı kampanya, bir saatli bom­ba gibi patlamayı bekleyen bu santralın kapatılmasını talep ediyor. Avcıoğlu, kampanyasıyla ilgili “Ermenis­tan, 1988 yılında çok büyük bir deprem geçirmiş ve binlerce kişinin öldüğü bu depremde nükleer santral ciddi derecede zarar görerek uzun süre kullanım dışı kalmıştır. Şu ana kadar 106 civarında kaza geçirerek tehlike sinyalleri vermiştir. Bu santralın bölge için ne kadar tehlikeli olduğunu kavrayan AB de sürekli ka­patılmasını istemiş, hatta Ermenistan 25 Ocak 2001’de AB konseyine üye olurken santralın kapatılması şartı­nı koymuş ancak Ermenistan, artan enerji ihtiyacını ileri sürerek burayı kapatmamıştır. Bunun üzerine AB, santralın kapatılması için 100 milyon Euro vermek is­temiş ama bu parayı yetersiz bulan Ermenistan Baş­bakanı Robert Koçaryan, 1 milyar Euro talep etmiştir. Bunun sonucunda AB vazgeçmiştir. Ermenistan yöne­timi, Türkiye sınırına 16 km mesafede bulunan, adeta bir saatli bomba olan nükleer santralın 2026 yılına ka­dar işletilmeye devam edileceğini açıklamıştır” diyor. Iğdır’da her geçen gün kanser hastası sayısı arttığını ekleyen Avcıoğlu, tehlikenin büyüklüğünü gözler önü­ne sererken change.org/metsamor adresinden kam­panyasına desteğinizi bekliyor.

İztuzu Plajı’nı Koruyalım
Geçtiğimiz ay İztuzu Plajı’nı korumak için halkın tuttu­ğu nöbet basında sıklıkla yer aldı. Nöbetten önce Chan­ge.org’da kampanyalarını başlatan “İztuzu Kumsalını Koruma Platformu”, plajın özel işletmelere devredilip uygulamalarla yok olmasına karşı kampanyalarını yü­rütüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile Muğla Valiliği’ne hitaben başlatılan kampanyada şu ana kadar 60 bine yakın imza toplandı. İztuzu Kumsalını Ko­ruma Platformu, kampanyalarıyla ilgili şu açıklamayı ya­pıyor: “Akdeniz’deki deniz kaplumbağaları caretta caret­ta’ların en önemli üreme alanlarından biri olan İztuzu Kumsalı, 1988’den beri Köyceğiz-Dalyan ÖÇK Bölgesi sınırları içinde yer alıyor. Ancak Dalyan İztuzu Kumsa­lı’ndaki Dalyanağzı günübirlik alan ve tesisleriyle İztuzu Plajı günübirlik alan ve tesislerinin kamuoyu bilgilendi­rilmeden, ihale yapılmadan kiralanması ile Dalyan halkı adına bu bölgeyi işleten Ortaca Belediyesi’nin talepleri yok sayılmıştır. Korunan alanlar ticari meta olarak gö­rülmemeli, rant amaçlı peşkeş çekilmemeli. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar gereği, bu alanlar­da, sürdürülebilir turizmi destekleyen, katılımcı ve çev­reci yönetim politikaları izlenmeli. İztuzu gibi dünyada sayılı doğal koruma alanlarının devlet tarafından gelir kaynağı zihniyetiyle yönetilmemeli.” İztuzu Plajı’nın desteklenmesi için yürütülen bu kampanyayı change.org/iztuzu adresinden imzanızla destekleyebilirsiniz.

Sanatçılar ve Bodrum Halkı, Kissebükü’nün Sesi Olmak için Bir Arada
Maviyol Girişimi, Bodrum’un son el değmeyen koylarından biri olan Kissebükü’nü korumak için bir araya gelmiş ve Change.org’da kampanyalarını başlatmıştı. 4 bine yakın imza toplanan kampanyay­la ilgili Maviyol Girişimi şunları söylüyor: “Tamamı ormanla kaplı, doğal ve arkeolojik SİT olarak tescilli Kissebükü, barındırdığı doğal, tarihi ve kültürel değerlerle dünyanın en güzel koyları listesinde olan bir dünya mirasıdır. 2013 yılında yasalarda yapılan değişiklik­lerle Adalıyalı’daki tahsis yeniden canlandırılmış ve koy 1000 yataklı 5 yıldızlı otel yapmak üzere Ersoy Otelcilik İnşaat ve Turizm İşlet­meciliği A.Ş.’ye (ETS Grup) tahsis edilmiştir. Biz, ETS Grup’a yapı­lan bu tahsisi kabul etmiyoruz. 23 yıldır Kissebükü’ne yapılaşmayı sokmayan yöre halkı, denizcileri, çevrecileri, doğaseverleri, meslek odaları, dernekleri ve siyasi partileri ile birlikte yine sizin destek­lerinizle bu tahsisi de iptal ettireceğiz. Biz bu bölgede yapılan her girişime, yatırıma hayır diyoruz.” İnternet üzerinden yayınladıkları bir videoyla da kampanyaya desteklerini gösteren ünlüler arasın­da Akrep Nalan, Fedon, Gani Müjde, Rutkay Aziz, Tarık Akan ve Salih Kalyon bulunuyor. Kissebükü’ne inşaat yapılmasına engel olmak için change.org/kissebuku adresinden imzanızı verebilir, sosyal medya hesaplarınızdan kampanyayı paylaşabilir ve Maviyol Girişimi’ne destek olabilirsiniz.

Change.org’da Kampanya Başlatmak İçin Ne Yapmak Gerekiyor?
www.change.org sitesine girin, Kampanya Başlat kutucuğuna tıklayın; aşağıdaki soruların olduğu formu doldurun, Kurallar bölümünü dikkatlice okuyun; sonra isterseniz fotoğraf veya video ekleyip kampanyanızı başlatın.
1- Başlatacağınız kampanya kime yönelik? Biliyorsanız birey, kurum ya da hükümet organının adı ve varsa e-posta adresini yazın.
2- Muhataplardan ne talep ediyorsunuz?
3- Bu kampanya sizin için neden önemli? Bir başka deyişle, insanlar bu kampanyaya neden destek vermeli?
İmzalarla birlikte siteye giren herkes kampanyanızı görebilir; her imza veren de kendi sosyal medya hesaplarından arkadaşları ve takipçileriyle paylaşabilir. Kampanyanızın muhatabına ilk imzalayan 50 kişinin imzasını içeren bir e-posta gider. Sonrasında da düzenli olarak kampanyanızın durumuna dair bilgilendirme e-postaları iletilir.

Ve Başardın, İşe Yarıyor!
Mogan Gölü’ne Uçaklar Değil, Kuşlar İniyor
Ankara Kuş Gözlem Topluluğu, Sea­bird Havayolları’na hitaben kampan­yalarını 2012 yılında başlattı. İki yıl boyunca yürüttükleri ve 8212 imza topladıkları kampanyalarında Mogan Gölü gibi, birçok canlı türünün doğal yaşam alanı olan bölgenin havaalanı inşaatına kurban gitmesinin önüne geçtiler. Topluluk, kampanyayı baş­latma kararlarını şöyle anlattı: “Özel Çevre Koruma Bölgesi olan Mogan Gölü, 53 familyadan 227 kuş türü­ne ev sahipliği yapıyor. Dikkuyruk ördek dahil olmak üzere nesli tüm dünyada tehlike altındaki beş kuş tü­rünü barındırıyor. Üstelik Türkiye’de bilinen, görülen bütün balıkçıl tür­leri; grisi, erguvanı, alacası, gece ve sığır balıkçılı, hepsi gölde var. Göl, bölgede kalan tek sulak alan ve ba­rındırdığı canlı türleri bakımından son derece önemli bir yaşam alanı. Bu sebeple, Ankara Kuş Gözlem Topluluğu olarak yetkililerin derhal uluslararası sözleşmelerin ve ilgili ulusal mevzuatı uygulamasını, bu ko­nuda gerekli önlemi almasını ve bu ‘korunan alanda’ deniz uçağı seferle­rini başlamadan engellemesini talep ediyoruz.” 8212 kişinin desteğiyle kazanılan bu başarı sonucunda Mo­gan Gölü’nün asıl sahipleri evlerin­den olmazken Ankara Kuş Gözlem Topluluğu, uzun süren kampanyala­rının başarı haberini paylaştı: “Sana güzel bir haberimiz var: Dünyaca nesli tehlike altında olan Dikkuyruk ördeğin yaşam alanına şimdilik uçak inmeyecek. Geçen yıl başlatılan imza kampanyasına senin ve 8200’den faz­la insanın destek vermesi sonucunda Seabird havayolu şirketinin İstanbul, Haliç ile Ankara Mogan Gölü arasın­da başlatacağı deniz uçağı seferleri fikrini tamamen askıya aldığını öğ­rendik. Doğa ve kuşlar için mücade­lemiz hep beraber sürecek ve seni ya­nımızda hissetmek bize güç veriyor, sağ ol, var ol…”

Moda Çocuk Parkı, 973 Kişi Sayesinde Otopark Olmaktan Kurtuldu
Hatice Arıcı’nın Nisan 2014’te baş­lattığı kampanya, Moda Mehmet Ayvalıtaş Meydanı ve Moda Çocuk Parkı’nın alanlarının zeminaltı kat­lı otoparka dönüştürülmesine itiraz ediyordu. Kampanyayı başlatırken “İBB, Eski Moda Havuz olarak da bilinen Mehmet Ayvalıtaş Meydanı ve Moda Çocuk Parkı’na çok katlı yeraltı otoparkı yapmaya karar ver­miş. Planlar her zamanki gibi sessiz sedasız askıya çıkmış, 1 Mayıs’a ka­dar itiraz hakkı var. Esas söz hakkı biz mahallelilerde ama Büyükşehir Belediyesi haberimiz bile olmadan kararlar almaya devam ediyor. Ma­hallemizde park sorunu olduğu bir gerçek. Ama bunun çözümü bura­ya toplu taşıma yerine özel araçla gelmeyi özendirecek ve dışarıdan daha fazla arabayı mahalle ortasına kadar sokacak, trafiği iyice kilitleye­cek, buna bağlı gürültü ve kirliliği artıracak, meydandaki ağaçları yok edecek -yeraltı da olsa- bir oto­park değil” diyen Arıcı, Ağustos ayında 973 kişinin desteğiyle ver­diği mücadeleyi kazandı. Resmi İBB sitesinde yapılan açıklamaya göre otopark inşaatı durduruldu ve Arıcı, başarısını kendisini des­tekleyenlerle şu mesajla duyurdu: “Moda Tenis Kortu ve Mehmet Ayvalıtaş Meydanı altında yapıl­mak istenen otoparklar, Caferağa sakinleri, Caferağa Muhtarlığı ve siz destekçilerin itirazları sonucu iptal oldu. Herkese tebrikler, ma­hallemize, şehrimize sahip çıkma­ya devam.”

Ümraniye’de Artık Yavru Köpekler Ölmüyor
Canlı dostlarımız, Türkiye’nin birçok yerinde sokaklarda yaşam mücadelesi veriyor. Bugün hayvanseverin bildiği üzere sokaklardaki kedi ve özellikle köpeklerin birçoğu, onlara bakamayan sahipleri tarafından terk edildikleri için sokakta yaşamak zorunda kalıyor. Habibe Seda Arığ da kampanyasını Ümraniye Belediyesi’nin barınağındaki köpekleri sahiplendirmesi için başlatmış. “Bakımevinde bulunan yavru köpeklerin sahiplendirmelerini talep ediyoruz. Onların beton kafeslerde kısırlaştırılıncaya dek 6 ay boyunca tutulmamasını talep ediyoruz. Doğal ortamlı toprak zeminli bir barınma yeri istiyoruz” diyen Arığ, Ümraniye Belediyesi’nin barınaktaki köpekleri sahiplendirmesini 1392 kişinin desteğiyle sağlamış oldu.

Önerilen makaleler