Dersim’de avlanması yasak olan bir dağ keçisi kaçak avcılar tarafından vuruldu. Aynı gün Erzincan’da onlarca yavru köpek cesedinin torbalara konulduğunu içeren görüntüler sosyal medyaya yansıdı. Her iki olay da kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu.
YAZI: Şenol BALI
Dersim’in Pülümür Vadisi’nde nesli koruma altında olan ve bölge halkı tarafından kutsal sayılan Dağ Keçisi avcılar tarafından vuruldu. Pülümür Cumhuriyet Savcılığı, avcıların yakalanması için soruşturma başlattı. Koruma altındaki ve avlanmaları yasak olan dağ keçilerini kaçak yollarla avlayanlara 250 bin TL para cezası kesiliyor. Yüksek para cezasının bile caydırıcı olmadığı, dağ keçilerinin yoğunlukla bulunduğu birçok vadi ile bölgedeki Milli Parklar ekiplerinin sayısının artırılmasına rağmen kaçak avcıların önüne geçilemiyor. Öldürülen dağ keçilerin çiftleşme mevsiminden dolayı yüksek bölgelerden vadinin derinlerine indiği belirtiliyor. Özellikle Hasangazi köyü Karor bölgesinde keçiler her yıl Ocak ve Şubat aylarında avcıların hedefinde.
Yaşanan katliam kent sakinleri ve sosyal medya platformların tepkisine neden oldu. Sosyal medyada görüş bildiren birçok kişi, denetimlerin yetersiz olduğu görüşünde.
Doğa Aktivisti Çetinkaya: Yasal ve Kaçak Avcılık Önemli Bir Sorun
Doğa aktivisti Haydar Çetinkaya, Dersim bölgesinin Anadolu’nun en önemli biyolojik sahası olduğunu dile getirdi. Çetinkaya şu sözleri kullandı: “Dar bir bölgede zengin bir canlı çeşitliliği var. Bu çeşitliliğin korunması, Dersim’in Milli Park ilan edilmesi lazım. Ama maalesef öteden beri kaçak veya yasal avcılık faaliyetleri devam ediyor. Avcılıkla ilgili kanunların çerçevesi ve ava dayalı silah sanayinin yoğun olması burada belirleyici. Maalesef bir de av sezonu diye bir sezon başlatılıyor her yıl. Yaklaşık 4 ay süren bu süreç içerisinde çeşitli canlıların öldürülmesi için süreler tanınıyor. Mesela Eylül ayından Mart ayına kadar yaban domuzlarını öldürebilirsiniz derler.”
Yasal ve kaçak avcılığın hem dünyada hem de ülkemizde önemli bir sorun olduğuna dikkat çeken Çetinkaya, “Özelde Dersim’deki doğal yaşam bu iki tür avcılık neticesinde katlediliyor. Son olarak Pülümür Vadisi’nde bir dağ keçisi öldürüldü. Bu ilk değil. Öldürülen çok sayıda Dağ keçisi oldu. Kaçak avlanmaların dışında devlet eliyle buraya gelen yasal avcıların öldürdüğü Dağ Keçileri var. Bu sene Dağ Keçisi kotası konulmadı tepkilerden dolayı. Ama Türkiye genelinde 700’ü aşkın Dağ Keçisi, Geyik, Ceylan gibi hayvanların öldürülmesi için av yerleri ilan edildi.”
“Canlı Popülasyonu Avcılık Yoluyla Yok Ediliyor”
Avcılığın doğal popülasyonu korumak için gerekli olduğuna dönük tartışmalara değinen Çetinkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğada bir tür tehlike boyutuna ulaşmak kadar çoğaldığında o zaman insanın üzerine bir sorumluluk düşebilir. Av politikasında da doğal yaşamın kontrolünü sağlamak için yaptıklarını dile getiriyorlar. Doğal yaşamın popülasyonunu sağlama insanoğluna mı düştü? Doğal yaşam kendi döngüsünü sağlıyor zaten. Her canlı bu zincirin bir halkasıdır. Bu yüzden resmî kurumların bu yönlü açıklamaları yanıltıcıdır. Hatta bazı canlıların popülasyonu avcılık yoluyla yok ediliyor. Memleketimizde ve ülkemizde doğal yaşamı korumamız lazım. Yine uluslararası sözleşmeler de bunu öngörüyor.”
Erzincan’da Köpek Katliamı
Dağ keçilerin öldürülmesine dönük tepkiler sürerken bugün Erzincan’da ölmüş birçok köpek cesedinin poşetlere konularak atıldığına dair detayların yer aldığı görüntüler dolaşıma girdi. Erzincanlı hayvanseverler onlarca köpek cesedinin poşetlere konularak atıldığını görerek çektikleri görüntüleri sosyal medya paylaştı. Barınaktaki hayvan katliamını gözler önüne seren görüntülerde köpek cesetlerinin çoğunun yavru köpeklere ait olduğu görüldü.
Görüntülerin sosyal medyada yayılmasından sonra Erzincan Valiliği bir açıklama yayımladı. Açıklamada “Bahse konu durum ile ilgili olarak gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmış olup, konu hassasiyetle takip edilmektedir” denildi.