Yalnızca tüketici davranışlarını değiştirmeye odaklanarak çözüm elde edilemiyor. Bütünsel bir kararlılığa ihtiyaç var. Gıda tedarik zincirindeki her paydaşın ve devletin, gıda israfını kontrol altına almada rolü önemli.
Doç. Dr. Ahu ERGEN, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi ahu.ergen@vs.bau.edu.tr
Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) yoksulluğu bitirmek, gezegeni korumak ve herkes için iyi bir yaşam sunmak üzere 2015 yılında BM’ye üye devletlerce kabul edildi ve hedef 2030 yılı. SKA’ların nasıl uygulanacağı, ülkelerin kendi kalkınma planlarına bağlı. Son yıllarda müfredatta, şirketlerin eğitimlerinde, devlet gündeminde, kısacası pek çok yerde karşımıza çıkan 17 SKA aslında insan, gezegen ve refah odağında sürdürülebilir şekilde kalkınmanın yollarını gösteren bir pusula.
Afrika’da Her Dört İnsandan Biri Açlıkla Mücadele Ediyor
İlk SKA, Yoksulluğa Son. Bu SKA ile 2030 yılına kadar yoksulluğun tüm biçimlerinin her yerde sona erdirilmesi amaçlanıyor. Dünya genelinde 800 milyondan fazla insan günde 1,25 dolardan daha az gelirle geçinmeye çalışıyor; birçoğunun yeterli gıdaya, temiz içme suyuna ve sıhhi koşullara erişimi bulunmuyor. İkinci SKA ise Açlığa Son. Bu SKA ile açlığı bitirmek, gıda güvenliğine ve iyi beslenmeye ulaşmak ve sürdürülebilir tarımı desteklemek hedefleniyor. Bugün dünya üzerinde 795 milyon insanın sürekli biçimde yetersiz beslendiği tahmin ediliyor. 5 yaşın altında 90 milyonu aşkın çocuk ise gerekli vücut ağırlığının tehlikeli düzeyde altında. Öte yandan Afrika’da her dört insandan biri açlıkla mücadele ediyor. Bir yandan SKA 1 ve SKA 2 hedeflerini hayata geçirmeye çalışan insan diğer yandan gıda israfına devam ediyor. Küreselde, her yıl insan tüketimi için üretilmiş gıdanın üçte biri tedarik zinciri boyunca israf ediliyor. Bu da yaklaşık olarak 1,3 milyar tona denk geliyor. Araştırmalara göre, ülkemizde satın alınan yiyeceklerin yaklaşık %23’ü israf ediliyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’ne göre ülkemizde her gün 123 milyon ekmek üretilirken bunun 6,1 milyonu israf ediliyor.
Gıda kaybı ve israfı; çevresel etkilere de neden oluyor, çünkü gıda üretimi kaynak kullanımı yoğun bir alan. Toprak erozyonu, ormansızlaşma, su ve hava kirliliği, üretim süreçleri, nakliye ve atık yönetimi kaynaklı seragazı emisyonları çevresel etkilerden bazıları.
Stok Yapmak da Gıda İsrafına Neden Oluyor
İsraf ve atık zincirinin önemli parçasını tüketiciler oluşturuyor. Alışverişe listeyle gitmek, yiyecekleri doğru biçimde saklamak ve pişirmek, artan sebze-meyvenin değerlendirilmesi gibi bilinen yöntemlerle harekete geçmek için tüketicinin öncelikle konunun öneminin farkında olması ve bu konuda duyarlı hale gelmesi gerekli. Diğer taraftan ülkemizde artan enflasyon nedeniyle stok yapma davranışına yönelim de gıda israfına neden oluyor. Yine markaların 3 al 2 öde tarzındaki satış artırıcı kampanyaları, tüketiciyi satın alma esnasında cezbederken kimi gıdalarda israfa neden oluyor. Bu konuda gıda etiketleme sisteminin de geliştirilmeye ihtiyacı var. Ayrıca teknoloji kullanımı pek çok örnekte, gıda israfını azaltmak için kullanıldığında başarılı sonuçlar getiriyor. Örneğin kimi mobil uygulamalar gıda saklama, evdeki malzemeyle yapılacak tarifler gibi konularda yol gösteren kullanıcı dostu çözümler arasında yer alıyor. Alışveriş sıklığı da pek çok araştırmada israfı azaltan bir faktör. Sık alışveriş yapanlar, az ve toplu alışveriş yapanlara göre daha az israf ediyor. İleri yaş grubunun daha az israf ettiğine, çocuklu ailelerin daha fazla israfta bulunduğuna dair bulgular da fazla.
Bütünsel Bir Kararlılığa İhtiyaç Var
Yaşadığımız çağda, okullarda her yaş grubu için ön planda tutulması gereken konulardan biri de gıda güvenliği ve israf olmalı. Tüketicinin kampanyalarla farkındalığa, eğitimle bilgilendirilmeye, doğru verilerle ve duygusal unsurlarla motive edilmeye ihtiyacı var. Aksi takdirde alışkanlıklar değişmiyor. İsraf davranışlarının toplumsal ve çevresel sonuçları hakkında farkındalığı artan insan daha kolay eyleme geçiyor. Biz bu yazıda tüketici tarafından konuya baktık ama yalnızca tüketici davranışlarını değiştirmeye odaklanarak çözüm elde edilemiyor. Bütünsel bir kararlılığa ihtiyaç var. Gıda tedarik zincirindeki her paydaşın ve devletin, gıda israfını kontrol altına almada rolü önemli.