#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı

“İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı Sosyal Girişimcilerin Karanlığına Işık Tutuyor”

Yağmur Gömürlü, Yusuf Demir ve Elif Köse, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nda Gençlik Kategorisinde Biriktir ile ödül kazandı. Biriktir’in hayata geçiş amacını ve kuruluş sürecini anlatan Yağmur Gömürlü, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’na “Bir şeyleri birlikte çözebiliriz” umuduyla başvurduklarını ve aynı bakış açısıyla bir araya geldikleri için mutlu olduklarını söyledi. Ayrıca Gömürlü, ödül programı için “Ekosistemde sosyal girişimcilerin karanlığına ışık tutuyor” değerlendirmesini de yaptı.  

Yazı: Elif YAŞAR ÖZYÜREK  

Araştırmalar, gençlerin önceki nesillere göre çevreyle ilgili konulara daha duyarlı olduklarını ve iklim krizi nedeniyle kaygı duyduklarını ortaya koyuyor. Sürdürülebilir çevre teknolojileri geliştiren Biriktir, başta gençler olmak üzere toplum üzerinde nasıl bir etki oluşturdu?

Biriktir’in kurucuları da aslında çok genç oldukları için söylediğinizi oldukça doğruluyor. Biz, “İnsanları, ham madde kaynağı olan atıklarını yere ve çöpe atmaktan nasıl vazgeçiririz ve onlara nasıl sürdürülebilir yeşil alışkanlıklar kazandırırız?” sorusu etrafında girişimimizi hayata geçirdik.

Hayatın hızlı olduğunu bahane ederek sanki bundan yarım asır önce yaşayan insan topluluğundan çok büyük bir farkımız varmışçasına yaşamaya kendimizi öyle inandırmışız ki tüketimin aşırı olduğu, değerin azaldığı, hızlı bir şekilde tüketip bir an önce kurtulmaya bakılan bir dünyaya gözümüzü açmışız gençler olarak. Bu motto insanların hayatını öyle ele geçirmiş ki yalnızca ekonominin çizgisel bir modelde devam etmesini, ürünlerin tek kullanımlık olmasını değil, aynı zamanda insanlar arasında kurulan ilişkileri de bir an önce tüketilir yapıyor. Ve akabinde değersiz damgası vurularak bir an önce kurtulma amacıyla hazin bir sona bağlanıyor.

Bugün atıkların sokakta olması, yolda gördüğümüz bir pet şişeye ayak basıp geçilmesi, sahillerde şişelerin vurulup kırılması, araçtan mevkisi fark etmeksizin kişilerin atığını dışarıya atması ya da sürekli, her gün, usanmadan pet şişe suyu satın almak ve içmek gibi kirli alışkanlıkların tümünün özünde toplumsal farkındalıktan uzak olmak, değer bilmemek ve büyük bir narsisizm yatıyor. Kendi menfaatlerimize dur dememiz gerekiyor. Gerekiyor diyorum çünkü bu artık bir tercih meselesi değil, bir zorunluluk.

İklim krizi popüler bir konu olduğu için herkes kolaylıkla yorum yaparak kendi fikrini dile getirebiliyor ne yazık ki. Aslında oldukça teknik ve çözümleri büyük yatırımlar isteyen bir durumdan söz ediyoruz. Biz, Biriktir platformunda karbon emisyonlarının azaltılması adına bireyler ve şirketler ile çalışıyoruz. İlk olarak Biriktir mobil uygulaması ile iklim krizi için bir çözüm olmak adına duyurumuzu yaptık. Yerel yönetimleri içeriye alarak vatandaşların farkındalığını artırmayı ve atıklarını doğru geridönüşüm noktalarına bırakmalarını sağladık. Daha sonra geliştirdiğimiz teknolojimiz sayesinde hiçbir belediye, kurum ya da kişiye bağlı kalmaksızın çok daha hızlı bir şekilde ülke genelindeki vatandaşlara ulaşabilmek adına bir çalışma yaptık. Ve bugün, Türkiye’de, 311 ilçe ve 72 ilden kullanıcılarımız ile karbon emisyonlarını azaltmaya ve atıkların kontaminasyona uğramadan geridönüşüm noktalarına gitmesini sağlıyoruz. Toplamda 650 binden fazla geri dönüştürülebilir atığın, cam, plastik, e-atık, pil, bitkisel atık yağ, tekstil ve kağıdın geridönüşüme gitmesini başararak ülkece çevresel etkimizin iyileşmesini sağladık ve sağlıyoruz. Biz yeşil bir halka uzattık toplumumuza ve onlar da buna çok güzel bir yanıt vererek katılım sağladılar; sağlamaya devam ediyorlar. Biriktir’e katılan her kullanıcı ve kurumsal şirket uygulamada kanıtladığı her çevreye duyarlı aksiyonu ile bu zincire yeşil bir halka ekliyor ve kitlesel topluluk olarak hep birlikte yeşil dönüşüme şahit oluyoruz.

Sizi İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’na yönlendiren ne oldu?

Sosyal girişimcilik, etki girişimciliği, x-y-z girişimciliği… Adına istediğinizi diyebilirsiniz; konu çevre, toplum ve bir şeyleri iyileştirmek adına çalışmak olunca girişim ekosisteminde yer bulmak biraz zorlaşabiliyor çünkü sosyal sorumluluk gibi konuya bakılıyor. İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın bu algının kırılmasında oldukça önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. Bugün çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişimden bahsediyor şirketler. Buradaki performanslarını yükseltmek ve yatırımcı karşısına yeterli ESG notu ile çıkabilmek adına kurumun çevresel ya da sosyal konularda mutlaka bazı girişimleri olmalı ya da desteklemeli.

Peki, sosyal girişimler ve etki girişimciliği olmazsa, ekosistem beslenmezse nasıl büyüyebilir ve bu şirketler kalıplaşmış yapılarını yıkıp bir anda nasıl hızlı bir şekilde bu projelerini yürütebilir? Bu nedenle İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı‘na aynı dertten muzdarip olduğumuzu görerek, bir şeyleri birlikte çözebiliriz umuduyla başvurduk. Gördük ki evet, gerçekten aynı bakış açısına sahibiz. Bu nedenle bir araya geldiğimiz için oldukça mutluyuz. İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı için “Ekosistemde sosyal girişimcilerin karanlığına ışık tutuyor” diyebilirim.

Son yıllarda Türkiye’de sosyal girişimcilik ekosistemi gelişiyor, sizin de bu sistemin bir parçası olarak yol haritanız nedir?

Biriktir‘i yalnızca atık geridönüşümü karşılığında puan veren, ödül kazandıran bir uygulama olarak düşünmeyin. Karbon emisyonlarının hesaplanması, raporlanması ve azaltılması adına yapay zeka destekli sistemimiz sayesinde kurumlarla kolaylıkla çalışıyoruz. Bunun yanında yalnızca atık değil, yeşil alışkanlıkların kazandırılması için uygulama içerisinde büyük bir çaba var. Bu alışkanlıklar şu an kurumsal yapılara açık. Yakın zamanda vatandaş kullanımına da ücretsiz bir şekilde getireceğiz.

Biz bir teknoloji şirketi olarak Biriktir platformunu günbegün büyütüyoruz. Bu yıl kurumsal firmalarda “Yeşil Yakalı” çalışanlar oluşturmak adına kurumsal katılımı artırarak, bireysel kullanıcı tarafında ise globale açılmayı hedefliyoruz. Çünkü iklim krizi ve çevresel problemler yerel problemler değil. Herkesin elini taşın altına koyması ve durumun ciddiyetinin farkında olması lazım. Çevresel bir etkimiz var. Bu etkinin farkında olmamız için önce hesaplamamız ve sonrasında harekete geçmemiz gerekiyor. Biz burada yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünya vatandaşlarının harekete geçmelerini sağlayacak bir yapı inşa ediyoruz.

EkoIQ Editör