Biyolojik çeşitliliğe verilecek zarar nedeniyle daha önce ruhsatı iptal edilen Eskencedere Vadisi’nde taş ocağı çalışmalarına karşı köylüler direnişlerini sürdürüyor. Türkiye, diğer yandan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 2022-2024 Dönem Başkanı olmasına rağmen bu alan acele kamulaştırmayla yıkım yapmak üzere sermayeye devrediliyor.
Cengiz Holding’in Rize İyidere Lojistik Limanı’na sahil dolgusu yapmak için taş kaynağı olarak kullanacağı Eskencedere Vadisi, doğal sit ve nitelikli doğal koruma alanı olarak belirlenen, “Öncelikli Alan” olarak korunması gereken yerlerden biri olduğunu dile getiren yöre halkı, vadiden çıkarılması planlanan 16 milyon ton taşın vadi ekosistemine ve geçim kaynaklarına zarar vereceği için projenin iptal edilmesini istiyor.
Taş ocağına bağlı olarak arıcılık başta olmak üzere organik çay üretimi ve hayvancılık gibi geçim kaynakları ile yaban hayatı yok olacağını belirtilirken sökülen ağaçların heyelan riski artıracağını ve kaynak sularının bu sebeple kirleneceği dile getiriliyor. Köylüler ise yaşam alanlarını savunuyor.
Projenin ihalesi, geçtiğimiz Eylül 2020’de Cengiz inşaat ile Yapı ve Yapı İnşaat İş Ortaklığı’na 1 milyar 370 milyon TL karşılığında verilmişti.
Geçtiğimiz aylarda da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bölge için acele bir kamulaştırma kararı almış ve karar Resmi Gazete’de “Rize İyidere Lojistik Limanı İnşaatı Projesi kapsamında deniz dolgusunda kullanılacak hammaddenin temini amacıyla ihtiyaç duyulan taş ocağı ile bağlantı yoluna isabet eden ve ekli plan listede bulundukları yer ve ada/parsel numaraları gösterilen taşınmazlar ile muhdesatın, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü) tarafından acele kamulaştırılmasına, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince karar verilmiştir” şeklinde yayımlanmıştı.
21 Nisan’da vadiye iş makinelerinin girmesiyle köylüler direnişe geçti. İş makinelerinin önüne dikilerek nöbet tutan köylülere biber gazlı müdahalede bulunuldu. İkizdere Dernek Federasyonu Başkanı Ziya Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı. Birçok köylüye ise sokağa çıkma yasağı sebep gösterilerek ceza kesilmek istendi. İstanbul’da eyleme destek amacıyla Kadıköy’de yapılacak olan basın açıklamasına da izin verilmedi.
Protestoya katılan köylüler, iş makinelerinin yollarına arı kovanı koyma, ağaçlara tırmanma ve ağaçlara sarılma gibi eylemler yaparken birçok sivil toplum örgütü de sosyal medya üzerinden destek bildirileri yayınladı. Köylülerin ifadeleri ise yaşam kaynaklarının yok olacağı ve arıcılık faaliyetlerinin biteceği üzerine endişelerini yansıtıyor.
İlçede geçtiğimiz yıllarda da hidroelektrik santrallere (HES) karşı protestolar düzenlenmişti.
Bölgede daha önce de başka bir şirket taş ocağı açmak için ruhsat almıştı. Ancak köylülerin çevreye verilecek tahribatı öne sürerek açtığı dava ile Rize İdare Mahkemesi bölgede taş ocağı açılmasına izin vermeyerek bu ruhsatı iptal etmişti. Dava sürecinde bölgede taş ocağı açılması durumunda yaşanacaklar üzerine hazırlanan rapora göre ise bölgenin hassas ve zengin ekosistemi ile biyolojik çeşitliliğe verilecek zararlar ile vadi tamamıyla yok olacak.
Avukat Yakup Okumuşoğlu, taş ocağına karşı Rize İdare Mahkemesi’ne yeniden davanın sürdüğünü, mahkemeden projenin durdurulmasını ve Cengiz Holding’in iki yıl önce aldığı “Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir” kararının iptal edilmesini talep ettiklerini söyledi.
Sosyal medyada protestoculardan İkizdere’ye gelme çağrıları yapılsa da sokağa çıkma yasakları ve maske-mesafe kuralları nedeniyle katılım kısıtlı gerçekleşiyor. Rize Valiliği ise protestolar üzerine “Devletimiz, ülkemiz ve ilimiz için çok önemli olan ve her türlü hukuki aşaması tamamlanan, izinleri alınan yatırım projesi kapsamında açılmak istenen taş ocağını engellemeye çalışan, tüm ısrarlı açıklama, ikna gayretleri ve ikazlara rağmen maske-mesafe kuralına uymayan, kamu görevlilerinin çalışmasını sekteye uğratmak isteyen kişilere idari yaptırım uygulanmıştır” şeklinde açıklama yaptı. Hükümetten ise herhangi bir açıklama gelmeyerek köylülerin taleplerinin göz ardı edileceği sinyali geldi.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 2022-2024 dönem başkanı. Aynı zamanda, 2022’de 16. Taraflar Konferansı’na ev sahipliğini yapacak. Bu sebeple Ağustos 2019’da Cumhurbaşkanı kararıyla “Ulusal Biyoçeşitlilik Koordinasyon Kurulu” kurulmuş, Şubat 2020’de ilk toplantısını yapmıştı.