#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

İklim Değişikliği Farkındalığı Ailede Başlamalı!

15 Mayıs Uluslararası Aile Günü, toplumlarda aile olgusuna yönelik farkındalığın artırılması, aileleri etkileyen olumsuz koşullara dikkat çekilmesi amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildi. 2024 yılının teması ise “İklim Değişikliği ve Aile” olarak belirlendi. Kuşaklar boyunca biriken değerlerini aktaran aileler, sürdürülebilirlikle ilgili alışkanlıkları ve iklim farkındalığını küçük yaşlardan itibaren yeni nesillere aşılama görevini de üstleniyor.

Aile, toplumun en temel yapı taşını oluşturuyor ve ailenin korunması, hem sağlıklı hem de refah içinde yaşayan bir topluma ulaşılmasında önemli aşamalardan birini teşkil ediyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne göre, ailenin korunması bir “insan hakkı.” Aile kurumunu ele alan Birleşmiş Milletler (BM), Eylül 1993’te düzenlediği Genel Kurul’da, 15 Mayıs gününü “Uluslararası Aile Günü” olarak kabul etti.

Uluslararası Aile Günü’nde, 1994 yılından bu yana dünyada ve Türkiye’de çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Toplumun tüm kesimlerinin aile konusundaki farkındalığının artırılması, aileleri destekleyici faaliyetlerin teşviki ve ailelere yönelik mümkün olan tüm korumaların ve yardımların sağlanması öncelikli hedefler içinde yer alıyor. Aile bütünlüğünün korunup güçlendirilmesinin önemine dikkat çekilen günde; aileleri etkileyen sosyal, ekonomik ve demografik süreçlere dair bilgilendirmeler yapılıyor. Ailelerin sorunlarının ve ihtiyaçlarının ele alındığı gün kapsamında, ihtiyaçların nasıl karşılanacağına dair verimli yöntemlerin geliştirilmesi de amaçlanıyor.

İklim Farkındalığı Nesiller Boyu Aktarılmalı

Uluslararası Aile Günü’nün 2024 yılı teması “Aileler ve İklim Değişimi” olarak belirlendi. Tema kapsamında gerçekleştirilecek çalışmalarda, iklim değişikliğinin aileleri nasıl etkilediği ve ailelerin iklim eyleminde oynayabilecekleri roller üzerine farkındalık oluşturmaya çalışılacak.

İklim değişikliği kaynaklı kasırgalar, kıtlık ve seller gibi aşırı hava olayları can kayıplarına ve zorla yerinden edilmelere neden olurken aynı zamanda ailelerin sağlığına ve refahına da zarar veriyor. Yanı sıra aşırı hava olayları tarımsal verimliliği ve suya erişimi de olumsuz etkilediğinden açlığa yol açarak savunmasız bir hayat ortaya çıkarıyor. Etkili önlemler alınmadığı takdirde iklim değişikliği ailelerin yaşamlarını giderek daha da zorlaştıracak.

“Aileler ve İklim Değişimi” teması kapsamında anlamlı ve etkili bir iklim eylemi için ailelerin eğitimi, tüketim alışkanlıklarının değişimi gibi yöntemlerin önemine dikkat çekiliyor. Aileler nesiller boyunca değerlerini aktardıklarından, sürdürülebilirlikle ilgili alışkanlıkları ve iklim farkındalığını küçük yaşlardan itibaren aşılamak son derece önemli. Buna vurgu yapılarak endüstriyel ekonomide üretim, kullanım ve imha süreci yerine dönüşümü ve yeniden dönüşümü esas almayı ifade eden “döngüsel ekonomi”ye ait prensipleri küçük yaştaki çocukların eğitimlerine dahil etmek ve böylelikle atıkları en aza indiren ve doğal kaynakların yeniden üretilmesine dayanan sürdürülebilir bir ekonomik modelin inşasına katkı sunmak özellikle vurgulanıyor.

Yıldönümünde Deklarasyon Yayımlandı

2024 yılı ayrıca Uluslararası Aile Günü’nün 30. yıldönümü. BM’ye danışman statüsüne sahip bir şemsiye aile örgütü olan Aile Gelişimi Uluslararası Federasyonu (IFFD) 30. yıldönümü dolayısıyla bir deklarasyon yayımladı. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ni de gözeten deklarasyonda, aile biriminin korumadan, kaynaşmaya, bakımdan eğitime kadar toplumlar içindeki rolüne değinilerek ailelerin temel ihtiyaçları da yeniden vurgulandı. Şehirleşme, uluslararası göç ve demografik değişimlerin aileler üzerindeki etkisine dikkat çekilen deklarasyonda, göçmen ailelerin ihtiyaçlarına, iş güvenliklerine yönelik hatırlatmalar yapıldı ve erken dönem çocuklara yönelik hizmetlerin sağlanması talep edildi.

Deklarasyonun bir bölümü iklim değişikliğine ayrıldı: Gıda güvenliği, barınma, enerji yoksulluğu ve sağlık gibi sorunlara yönelik aile ağları ve ebeveyn programları vasıtasıyla stratejiler geliştirilmesinin gerekliliği ifade edildi. Genç neslin iklim değişikliğinin nedenleri ve sonuçlarına dair üstlenecekleri rolün öneminin daha fazla vurgulanması gerektiğinin altı çizilen deklarasyonda ayrıca, özel sektörün çevresel, sosyal ve yönetişimsel stratejiler geliştirmesine yönelik daha fazla çaba göstermesi gerektiği de ifade edildi.