#ekoIQ Hukuk İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü: Kayıtsızlık ve Cezasızlık Son Bulmalı!
Hukuk

İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü: Kayıtsızlık ve Cezasızlık Son Bulmalı!

İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü

FOTOĞRAF: Eric Masur

30 Temmuz İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü, insan ticareti konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. İnsan ticareti ciddi bir suç ve ağır bir insan hakkı ihlali olmasına karşın elde edilen küresel veriler, özellikle gelişmekte olan ülkelerin uluslarının bu konuya yeterince tepki göstermediklerini ortaya koyuyor.

Derleme: S. Sena AKKOÇ

İnsan ticareti konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan 30 Temmuz İnsan Ticaretine Karşı Dünya Günü, aynı zamanda hükümetleri, polisi, kamu hizmetlerini ve sivil toplumu insan ticareti mağdurlarının belirlenmesi, insan ticaretinin önlenmesi ve insan ticaretinde cezasızlığa son verme çabalarını artırmaya çağırıyor.

İnsan Ticareti Bir İnsan Hakkı İhlali

İnsan ticareti ciddi bir suç ve ağır bir insan hakkı ihlali. Her yıl binlerce insan kendi ülkelerinde ve yurt dışında insan tacirlerinin eline düşüyor. İnsan Ticaretini Önleme, Durdurma ve Cezalandırma Protokolü’nün tanımına göre insan ticareti, tehdit veya kaçırma, dolandırıcılık, aldatma ve gücün kötüye kullanımı gibi diğer zorlama biçimleri ile sömürü amacıyla kişi üzerinde kontrol sahibi olunmasını ifade ediyor. Sömürü ise insanların zorla çalıştırılması, cinsel sömürü biçimleri, kölelik ve kölelik benzeri uygulamaları içeriyor.

İklim Acil Durumu İnsan Kaçakçılığı Risklerini Artırıyor

Küresel krizler, çatışmalar ve iklim acil durumu insan ticareti risklerini artırıyor. Yerinden edilme ve sosyoekonomik eşitsizlikler, dünya ölçeğinde milyonlarca insanı etkileyerek insan tacirlerinin sömürüsüne karşı savunmasız konuma getiriyor. Yasal statüsü olmayanlar, yoksullar, eğitime-sağlık hizmetlerine erişemeyenler, ayrımcılığa, şiddete veya tacize maruz kalanlar insan tacirlerinin hedefindeki kurbanlar arasında bulunuyor.

Adalet Sistemi İnsan Ticaretini Cezalandırmada Geriye Gidiyor

Küresel incelemeler özellikle gelişmekte olan ülkelerin uluslarının insan kaçakçılığı karşısında yeterince tepki göstermediklerini ortaya koyuyor.  İnsan kaçakçılığının tespiti 2020 yılında %11 oranında düşüş gösterdi. İnsan kaçakçılığında mahkumiyet oranı ise %27 oranında düştü. Eldeki veriler, adalet sisteminin insan ticaretini cezalandırmada geriye gittiğini gösteriyor.

Covid-19 salgını insan ticaretinin yapısını değiştirerek bu suçun daha az dikkat çekmesine zemin oluşturdu. İnsan ticaretinden kurtulmayı başaran mağdurların %41’inin kendi başına yetkililere ulaşmak durumunda kalması insan ticaretine karşı mücadelenin yetersizliğini gösteren bir diğer işaret.

2030 Gündemi ve SKA’ların Dönüştürücü Vaatleri

“Kimseyi geride bırakma” anlayışı, 2030 Gündemi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) dönüştürücü vaatleri için merkezi bir konumda. İnsan kaçakçılığı bağlamında bakıldığında “Kimseyi geride bırakmamak”, insan ticareti mağdurlarının sömürülmesini durdurmak, insan ticareti mağdurlarının tacirlerden kurtulduktan sonra desteklenmesi ve insan ticareti tehdidi altındaki grupların korunması anlamına geliyor.

2030 Gündemi kapsamında ve SKA 5 – Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, SKA 8 – İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme ve SKA 16 – Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar’da belirtildiği üzere insan ticaretini ortadan kaldırmak ve bu konuda farkındalığın artırılması, küresel taahhütleri güçlendirmek adına önem taşıyor. İnsan ticareti ile mücadele için, bu suça karşı kayıtsızlık ve cezasızlığın son bulması gerekiyor.  Sömürüye ve insan ticaretine karşı savunmasız kişilerin güçlendirilmesi, insan kaçakçılığı konusunda farkındalığın artırılması, tedbirlerin güçlendirilmesi ve mağdurların tespitini iyileştirecek politikaların hayata geçirilmesi mücadelenin başlıca adımlarını oluşturuyor.

About Post Author