#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
avrupa komisyonu gelecegin yakitlarini acikladi

İnsanlar Rüyalarında Elektrikli Araçlar Görürler mi?

1997 yılına kadar hibrid veya elektrikli araçları ancak otomobil fuarlarında veya teknoloji dergilerinde fütüristik tasarımlar olarak görürdük. Japon mühendislerin yanında izleyicilerine el sallayan robotlar gibi. Ne de olsa hibrid arabaların hayatımıza girmesine daha uzun yıllar vardı. En azından biz öyle düşünüyorduk. Ama teknoloji konusunda çoğu zaman olduğu gibi, yine yanılıyorduk…
Hibrid araçlar konusunda öncü adımları ilk atanlar yine Japonlar oldu. Toyota, dünyanın kitlesel üretim bandına sokulan ilk hibrid araba modeli Prius’u 1997 yılında piyasaya sürdü. 1999 yılında ise Honda, Insight serisiyle çıkageldi. 2000’Ii yılların sonlarından itibaren hibrid otomobiller nihayet küresel piyasaya da giriş yaptı. Özellikle petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş ve küresel ısınma sorunuyla ilgili oluşan kamuoyu baskısı büyük şirketleri hibrid ve elektrikli araç konularına daha fazla eğilmeye itti. Her ne kadar kullanıma girecek arabalar, özellikle küresel ısınmayla mücadele için bir umut ışığı olarak görülüyorsa da “Friends Of Earth” (Dünya Dostları) gibi çevreci kuruluşlar özellikle araçların üretim sürecinin de doğa dostu olması gerektiğinin altını çiziyor. Bu anlamda, Friends Of Earth ve Greeenpeace gibi uluslararası çevre STK’Iarı, fabrikalarda da alternatif enerji kaynaklarının kullanılmasını talep ediyor. Çevre STK’Iarı ayrıca, on binlerce araba şarj için şebekelere yüklendiğinde elektrik üreticileri için bir kaos ortamı oluşabileceğinden de endişe ediyor. Çevre kuruluşları bu kaosun fosil yakıt talebini daha da artırabileceğinden ve nükleer, termik ve doğalgaz santrallerinde daha fazla üretime yol açabileceğinden korkuyorlar.

Hibrid Arabalara Köstek Değil, Teşvik!
Özellikle karbon salımlan konusunda çok ciddi taahhütler altına giren birçok Avrupa ülkesi kendi ülkelerinde hibrid ve elektrikli araçların kullanımını teşvik etmek için üreticilere vergi indirimi kolaylığı sağlıyor. Türkiye’de ise otomotiv vergi sisteminin mArabar (motor hacim büyüklüğü) biriminin baz alınarak kurulmuş olması büyük bir sorun olarak ortada duruyor. Bu vergi sistemine göre hibrid araçlar çift motorlu sayıldığı için bu otomobillerden daha fazla vergi alınmış oluyor. Böylece Türkiye’nin uluslararası düzeyde karbon salımı konusunda neden sağlam taahhütler veremediği de daha rahat anlaşılıyor.
Türkiye’deki mevzuatların, yeşil ulaşım yatırımları konusunda ne kadar eski ve yeni süreçlere uyumsuz olduğunu gösteren bir başka olay da geçtiğimiz Eylül ayında patlak verdi. Hürriyet gazetesi ekonomi müdürü Vahap Munyar’ın 30 Eylül 2009 tarihli yazısına göre, varılan ilk anlaşmaya istinaden Renault, elektrikli Fluence serisini Bursa’da üretecekti. Fluence serisinin aküsü ise Renault Grubuna bağlı Nissan’ın NEC’Ie geliştirdiği parçalardan Bursa’da toplanacaktı. Öte yandan, her ne kadar esas mesele Fransa’nın kendine ait bir markanın yurtdışında üretilmesine sıcak bakmaması ise de, Türkiye’nin vergi sisteminin de Renault üst yönetiminde tereddütlere neden olduğu konuşulmaya başlandı. Fluence serisi büyük ihtimalle gene Türkiye’de üretilecek ama Renault’nun Fransa yönetimi de Türkiye’ye vergi desteği için bastıracak. Bu konudaki belirsizlik hâlâ tam olarak açıklığa kavuşmadı.

İlk Kim Üretecek?
Vergi sistemiyle ilgili soru işaretlerine rağmen 2009 yılından itibaren hibrid araçlara yatırım konusu gündeme gelmeye devam etti. İşin tuhaf tarafı, bu girişimlerden biri bizzat kamudan geliyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’de en az bir hibrid otomobil fabrikası kurulması için destek vereceklerini açıkladı. Bakanlık, maliyeti en az 250 milyon dolar tutacak fabrikayı büyük yatırım kapsamında ele alarak yeni teşvik sistemi kapsamında değerlendirecek. Marmara Bölgesi veya Konya’da kurulacak fabrika Türk patentli ilk hibrid otomobilleri üretecek. Başbakan Erdoğan’ın da bir deneme sürüşü yaptığı, ünlü tasarımcı Murat Gülnak’ın eseri Mindset, Türkiye’nin ilk hibrid arabası olacak mı bilinmez ama bu alana yatırım yapmaya hevesli başka kamu kurumları da var. Bu konuda, Türkiye’deki en önemli araştırmalardan birini yürüten TÜBİTAK, Tofaş ile ortak yürütülen ELİTİ projesi için başta İstanbul olmak üzere Büyükşehir Belediyelerinden destek bekliyor.
Yeşil araç üretimi konusundaki en önemli ve dikkat çekici yatırım haberlerinden biri de Boyner grubundan geldi. Daha önce hiç otomotiv sektörüne yatırım yapmamış olan Boyner Grubunun, Çinli Build Your Dreams (BYD) şirketiyle 2012 yılından itibaren Türkiye’de elektrikli araba üretmek konusunda anlaşma yaptığı haberi, otomotiv kamuoyuna bomba gibi düştü.
Boyner Grubunun anlaşma yaptığı açıklanan BYD, sadece 14 yıllık bir şirket olmasına karşın bugün dünyanın en büyük cep telefonu pili üreticisi olmayı başaran gerçek bir dev. Türkçe anlamı “Hayalini İnşa Et” olan ve bugün dünya pil üretiminin yüzde 30’unu elinde bulunduran BYD, 2003 yılında batmış bir otomobil fabrikasını satın alarak otomotiv sektörüne girmiş. Plugin hibrid modellerin öncüsü olmayı hedefleyen BYD’nin kurucusu Wang Chuan Fu, yeni jenerasyon plugin modellerini, hibrid sektörün öncülüğünü yapan Prius’tan çok daha ucuza mal edebileceklerini iddia ediyor. BYD’nin bu başarısı en çok ABD’li işadamı Warren Buffet’ın dikkatini çekmiş ve 250 milyon dolar sermaye koyarak BYD’ye yüzde 10 ortak olmuş. Boyner Sanayi Genel Müdürü Osman Boyner’in açıklamalarına göre,
BYD’nin elektrikli araçları 201l’de Türkiye’de satışa sunulmaya başlanacak. İnanılır gibi değil ama en fazla iki yıl sonra bu araçlarla karşı karşıyayız demektir.
Yapılan tüm ciddi araştırmalar, küresel olarak toplam sera gazı salımlannın yaklaşık yüzde 40’ının ulaştırma sektöründen kaynaklandığını gösteriyor; bu nedenle gerek hibrid, gerek elektrikli gerekse de plugin hibrid araçlara geçilmesi kaçınılmaz görünüyor.
Bu yüzden dünyada karbon salımı yapmayan ya da azaltan yeşil araçlar giderek yaygınlaşıyor. Türkiye ise sektöre ilk güvercin adımlarını atıyor. Öte yandan hazır petrol fiyatları yükselmeye başlamış, ekonomiler daralmaya başlamışken Türkiye de mali sistemini değiştirerek hem genişleyen sektörlere doğru hamle yapabilir, hem de yeni kuşak 2f yeşil ekonomi dünyasında kendine iyi bir yer bulabilir. Kat f edilecek daha çok yol arar ama elektrikli araçlar zaten kapıda…


Morgan’dan 100. Yıl Hediyesi: LifeCar
İngiltere’nin kült otomobi markalarından sayılan Morgan 100. Yılını LifeCar ile kutluyor. Morgan, hidrojen yakıtıyla çalışacak olan Life Car’ı dünyanın ilk çevreci spor arabası olarak tanımlıyor. LifeCar’ın tanıtımı ilk defa 2008 yılında Cenevre’de Otomobil Fuarında yapıldı. Aracın ileri teknoloji ürünü yakıt hücreleri, tipik bir tutuşmalı motorun sadece beşte biri kadar güç üretiyor. Bu yüzden arabanın yokuş tırmanırken ihtiyacı olan ekstra güç, büyük bir pil gibi çalışan ultra-kapasitörler tarafından üretiliyor. LifeCar’ın ne zaman seri üretime geçeceği konusundaysa net bir bilgi yok.


Bir Aküyle 350 Kilometre!
Hibrid araçlar yavaş yavaş gündelik hayatın bir parçasına dönüşmüş durumda. Dünyanın kitlesel üretim bandına sokulan ilk hibrid aracı Toyota Pirius Türkiye’de satışa başladı (bu arada dünyada toplam satışı 1 milyonu geçmiş). Şimdi sırada elektrikli (plug-in) ve plug-in hibrid araçlar var. Hollywood yıldızlarının kullandığı lüks Tesla marka elektrikli araçlar saatte 140 kilometre hıza ve bir dolum aküyle 320 kilometre menzile çoktan ulaştı ve San Francisco sokaklarında fink atıyorlar. Dünyada hem var olan otomotiv markaları hem de Çin menşeli BYD (Build Your Dream) gibi cep telefonu pili üreticileri yatırımda bir adım öne geçmek için neredeyse birbirlerini çiğniyorlar. Türkiye’de de durum farklı değil. Var olan otomotiv devleri dışında Boyner gibi farklı sektörlerden şirketler de, hibrid ve elektrikli araçlara yatırım yapmak için fırsat kolluyor…


Türkiye’nin İlk Hibrid Aracı Mindset mi Olacak?
Kyoto Anlaşmasını gecikmeli olarak imzalayan, Kopenhag iklim Zirvesinde varla yok arası bir tutum sergileyen -gerçi kim sağlam bir tutum sergiledi ki- Türkiye 2009 yılının Haziran ayından itibaren çevre dostu araba üretimi konusunda ilk araştırmaların yapmaya başladı. 22 Haziran 2009’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk defa Başbakanlık konutunda bir hibrid arabayla deneme sürüşü yaptı. Elektrik enerjisiyle çalışan ve saatte 140 kilometre hıza kadar çıkabilen Vlindset isimli araç, isviçre’de yaşayan Türk tasarımcı Murat Günak tarafından tasarlandı, ilk defa 1980 yılında Mercedes-Benz’in tasarım merkezinde işe başlayan Murat Günak özellikle Peugeot 206 Vlercedes S Serisi ve SLK Serisi, Volkswagen Golf GTI modelleri için yaptığı tasarımlarla adını duyurdu Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’de en az bir hibrid otomobil fabrikası kurulmasını destekleyeceklerini açıkladı. Fabrikanın maliyetinin 250 milyon doları geçeceğini vurgulayan Ergün, büyük yatırım kapsamına giren işletmenin bu yüzden yeni teşvik sistemi kapsamında ele alınacağını kaydetti.


Wang Chuan Fu: Hayallerini İnşa Etti!
Chuan Fu dünyanın en büyük cep telefonu bataryası üreticisi BYD’yi 1995 yılında kurduğunda henüz 29 yaşındaydı. O zamana kadar genç bir mühendis olan Fu, diğer cep telefonu üreticilerinin pil patentlerini incelerdi. Meraklı küçük çocuklar gibi pilleri telefonun gövdesinden ayırıp nasıl yapıldıklarını anlamaya çalışırdı. Wang Chuan Fu 15 yıldır hâlâ yemeğini fabrika kantininde yiyor. Fabrika tarafından kurulmuş toplu konut bölgesinde yaşıyor. Fu, BYD’nin elektrikli araba üretimiyle ülkesi Çin’de öncü olabileceğini söylüyor. Uzmanlar zehirli oyuncak ve süt skandallarına imza atarak çok da parlak bir çevre siciline sahip olmadığını göstermiş olan Çin’in nasıl ‘ elektrikli araba üreteceğini merak ediyorsa da Türkiye’de de Boyner grubuyla anlaşmış olan Fu yenilikçi ve öncü bir yatırımcı olmakta kararlı.


Hibrid Pillerinde Yeni Oyuncu: Sony
Mantık basit: Cep telefonu pili üreten, araba pili de üretir. Böyle düşünen yalnız Çin firması BYD değil. Dünyanın elektronik devlerinden Sony de buna inanıyor ki, hibrid arabalara yönelik pil üretimi için düğmeye bastı. Sony CEO’su Howard Stringer şirketinin hibrid piyasasına girebilmek için hızlı hareket etmeyi hedeflediğini söylüyor. Televizyon, kamera ve diğer elektroniklere yönelik talep düştüğü için 290 milyon dolar para kaybeden Sony kendine enerji sektöründe yer edinmeye çalışıyor.


Avrupa’dan Hibridlere Tam Destek
Yeşil yatırımlar ilerledikçe ülkelerir vergi sistemleri de bu yeni trende ayak uyduruyor. Özellikle Avrupa ülkeleri hibrid arabaların üretimin desteklerken Türkiye’nin hâlâ Arabar (motor hacim büyüklüğü) birimine göre vergilendirme yapması eleştirilere sebep oluyor. Hibrid üretimi destekleyen ülkeler vergilendirme sistemlerini artık arabaların karbon salım oranlarına göre yapıyorlar, işte Avrupa’dan bazı ülkelerin uygulamaları:
@ ingiltere Başkent Londra’da hibrid araçlar şehir merkezine giriş yapan otolardan alınan ücretten muaf. Günlük 8 pounddan başlayan bu ücret yıllık 2 bin 80 sterline kadar çıkıyor
@ İrlanda hibrid otomobillere tescil vergisinde yüzde 50 indirim yapıyor,
@ Fransa hibrid aracı olanların yıllık gelir vergisinden 2 bin Euro’luk muafiyet imkânı sunuyor,
@ Portekiz, satış vergisinde yüzde 40 indirim yapıyor,
@ ispanya yüzde 50’ye kadar KDV geri ödemesi uyguluyor,
@ Hollanda, aracın emisyonuna göre 6 bin Euro’ya kadar vergi indirim sağlıyor,
@ italya 2 bin Euro’ya kadar sübvansiyon veriyor,
@ Belçika, gelir vergisinde indirim imkânı sağlıyor,
@ Yunanistan’da hibridler satış vergisinden muaf tutuluyor.

EkoIQ Editör