#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

IPCC Raporu’nun Ardından: Jeomühendislik ve Seragazı Giderme Tartışması

açık radyo açık kalmalı

IPCC’nin yayımlanan raporu, küresel ısınmayı sınırlamak için jeomühendisliğin gezegeni nasıl etkileyebileceğini tahmin etme konusunda önemli bir ilerleme kaydettiğini gösteriyor. Ancak bilim insanları bu tartışmalı yöntemleri kullanıp kullanmama konusunda hâlâ büyük engeller olduğunu söylüyor.

Jeomühendislik, genellikle dünyayı soğutmak için iklimi değiştiren büyük ölçekli müdahaleler içeriyor.

Birleşmiş Milletler (BM) paneli, raporda iki tür jeomühendisliğe değindi: Güneş radyasyonu yönetimi ve seragazı giderme.

Ancak rapor, hangi metodun kullanılacağı konusunda bir öneride bulunmuyor. Panel, 2022’de yayınlanacak bir başka raporda jeomühendisliğe dair kararların nasıl alınacağı konusunda rehberlik edebilir.

Güneş radyasyonu yönetimi teknikleri genellikle güneş ışığının ne kadarının uzaya geri yansıtılacağını kontrol ederek gezegenin ısınmasını engelliyor.

Daha önceki iklim modelleri güneş radyasyonu yönetiminin gezegenin ortalama sıcaklıklarını nasıl değiştireceği üzerine odaklandı. Ancak Hindistan Bilim Enstitüsü’nden raporun ortak yazarı Govindasamy Bala, gelişmiş bilgisayarlarda çalıştırılan modellerin dünyanın kutupları ile ekvatordaki ve yarım küreler arasındaki değişimleri tahmin etmede giderek daha karmaşık hale geldiğini söyledi.

Bala, ayrıca jeomühendisliğin yağmur ve kar yağışını nasıl değiştirtebileceğini de daha iyi yansıtabileceklerini söyledi. Bu, hem sıcaklık hem de yağışı kontrol etmek için eş zamanlı olarak birden çok güneş radyasyonu yönetimi formunun daha gelişmiş kullanımlarına izin verecek.

Örneğin insanlar, daha çok güneş ışığını uzaya geri yansıtmak için küresel sıcaklıkları düşüren küçük yansıtıcı parçacıklar olan sülfat aerosollerini dünya yüzeyinin 20-25 kilometre üzerindeki stratosfere püskürtebilir. Ancak sülfat aerosollerinin aynı zamanda ortalama yağışları düşürmek gibi bir yan etkisi var. Bala, üst atmosferdeki sirrus bulutlarını inceltmek için ayrı bir yöntemle bu etki dengeleyebileceğini ve yağış artırabileceğini söylüyor. Bala, “Bilim ortada. Bence bir sonraki büyük soru; bunu yapmak istiyor muyuz? Bu; birçok belirsizlik, ahlaki sorunlar, etik sorunları ve yönetim içeren bir konu” dedi.

Bunun sebebi her bölgenin farklı şekilde etkilenecek olması. Bazı bölgeler yapay olarak soğutulmuş bir dünyaya sahip olurken diğerleri örneğin bir daha ekim yapacak koşullara sahip olamamak gibi sorunlar ile boğuşacak. Veya Bong Joon-Ho’nun Snowpiercer filmindeki dünyaya neden olabiliriz.

Bala, kişisel değerlendirmelerine göre Paris Anlaşması’nın ısınmayı 1,5 ila 2 santigrat derece ile sınırlandırma hedefini aşan bir dünyadansa jeomühendislik kullanmasının daha iyi olacağını söylüyor. Ancak dünya hükümetlerinin bu konuda bir anlaşmaya varması konusunda karamsar.

Sao Paulo Üniversitesi’nde çevre fizikçisi ve raporun bir diğer yazarı olan Paulo Artaxo, raporun hâlâ jeomühendislik konusunda dikkatli olunması gerektiğini ifade edildiği şeklinde yorumluyor.

Artaxo, “Bu raporun mesajı önceki raporunki ile hemen hemen aynı: Bilim henüz yeterince olgunlaşmadı. Bilinen jeomühendislik tekniklerinin herhangi bir yan etkisi çok önemli olabilir. Toplum, herhangi bir strateji denemeden önce bu yan etkilerin çok büyük olduğunu göz önünde bulundurmalı” dedi.

Karbon Giderme

Stanford Üniversitesi’nden dünya bilimcisi Chris Field, güneş radyasyonu yönetimi iklim tartışmalarının dışında kalırken karbondioksitin giderilmesinin, iklim değişikliğini azaltmak için gerekli bir araç olarak kabul edildiğini söyledi.

Field, “Bu, negatif emisyonlara ihtiyaç duyacağımızın kabul edilmesiyle daha net hale geldi ve neredeyse tanımı gereği negatif emisyonların bir çeşit karbondioksit giderimi yoluyla sağlanması gerekiyor” dedi.

Rio de Janeiro Eyalet Üniversitesi’nde baş yazar ve okyanus bilimci olan Leticia Cotrim da Cunha, bu BM raporunun atmosferdeki artan seragazını sınırlamaya yardımcı olması için karbondioksit giderimi kullanımına daha çok güven duyduğunu söyledi.

Havadaki karbondioksiti filtrelemek için dev makineler kullanmak veya fabrikalardan salınan karbonu yakalamak veya fosil yakıt sondajı yapmak ve sonra bu yakıtları yeraltı kayalarına enjekte etmek gibi teknolojik çözümler dahil, birçok seragazı giderme yöntemi var.

Karbondioksit, ormanları kullanarak veya okyanuslarda bitki büyümesini teşvik ederek de atmosferden çıkarılabilir. Cunha, raporun seragazı uzaklaştırmasına bireysel yöntemler hakkında önerilerde bulunmadan bütünsel bir şekilde odaklandığını söylüyor.

Ayrıca Cunha, seragazı gidermenin iklim değişikliğini tek başına çözemeyeceğini ve bu yöntemin bir yandan yayılan karbondioksit miktarını azaltarak uygulanması gerektiğini söyledi. Cunha, “Bu kadar karbondioksit yaymaya devam edip atmosferdeki karbondioksit fazlasını öylece yok edemeyiz. Bu kadar karbondioksiti koymak için fazladan bir gezegene daha ihtiyacımız olurdu” dedi.

EkoIQ Editör

açık radyo açık kalmalı
açık radyo açık kalmalı