BM Global Compact Liderler Zirvesi’nde gerçekleşen “Business Plastic Initiative: Going Beyond Commitment” (İş Dünyası Plastik Girişimi: Taahhüdün Ötesine Geçmek) oturumu BM Global Compact Türkiye koordinasyonunca düzenlendi. Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, Vestel CEO’su Turan Erdoğan ve Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı’nın deneyimlerini aktardığı oturum BM Global Compact Türkiye’den Ebru Tüzecan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
BM Global Compact Liderler Zirvesi’nde gerçekleşen “Business Plastic Initiative: Going Beyond Commitment” (İş Dünyası Plastik Girişimi: Taahhüdün Ötesine Geçmek) oturumu BM Global Compact Türkiye koordinasyonunca düzenlendi. Anadolu Efes CEO’su Can Çaka, Vestel CEO’su Turan Erdoğan ve Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı’nın deneyimlerini aktardığı oturum BM Global Compact Türkiye’den Ebru Tüzecan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Can Çaka, “Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) doğru bir ölçüm mekanizması olup olmadığı konuşuluyor. Dünyanın geleceğinin tehlike altında olduğunu düşünüyorum. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya hayali bırakmak için dünya üzerindeki etkimizi en aza indirmek ve pozitif etkimizi artırmak için çalışıyoruz” dedi. Bunun için GRI raporlaması ile ESG etik ve ekonomik boyutlarını şeffaf bir şekilde değerlendirip kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Çaka, “%20’si zeytin çekirdeğinden oluşan servis sunum malzemeleri oluşturduk. WWF ile yeşil ofis çalışması yürüterek sertifika aldık. 2022’de tek kullanımlık plastikleri şirket bünyemizden tamamen çıkartıyoruz. Festivallerde biyobozunur çözümler sunuyoruz. Bira kasalarımızda %50’si geri dönüştürülmüş plastik kullanıyoruz. Bir markamızı tamamen plastiksizleştirdik. 2022 sonunda 500 ton, 2023 sonunda da ek 300 ton plastik üretimini azaltmayı hedefliyor,
bu taahhüdü uluslararası operasyonlarımıza yaymak istiyoruz” dedi.
Haluk Kayabaşı ise, sürdürülebilirlik anlayışının Kibar Grubu’nun iş yapış kültürünü oluşturduğunu belirtirken çevresel sürdürülebilirliğin öncelikli konuları arasında yer aldığını vurguladı. Ürünlerini ulusal ve uluslararası çevresel standartlara göre tasarladıklarını ifade eden Kayabaşı, “2025 sürdürülebilirlik stratejisini, belirlediğimiz hedefler doğrultusunda çalışıyoruz. ARGE çalışmaları yürütüyor, inovatif çözümler ile daha çevreci ve sürdürülebilir üretim modelleriyle ürün geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Holding ve grup şirketlerinin ofis, tedarik, üretim, nakliye ve lojistik faaliyetlerinde kullanılan plastik içerikli malzemeleri ve tesislerden çıkan atıkları değerlendiriyoruz. Üretim tesislerinde plastik malzemelerin geri dönüşüm oranlarını artıracak ve ürettiğimiz ürünlerin daha kolay geri dönüştürülebileceği yenilikçi alternatifler tasarladık. 2023 sonunda tek kullanımlık plastikleri tamamen bitirmeyi taahhüt ediyoruz” dedi.
Turan Erdoğan da, Vestel’in bir Zorlu Holding markası olduğuna değinerek Zorlu Holding’in 2030 yılına kadar vermiş olduğu net sıfır taahhütten Vestel’in de sorumlulukları olduğunu dile getirdi. Bu alanda çalışmalarını başlatan Vestel’in 2021 Mayıs ayı itibariyle verilen taahhütlerin ilerisine geçtiğini vurguladı. 20 milyondan fazla cihaz üreten bir firma olan Vestel’in taahhütleri benimsemesinden mutlu olduklarını dile getiren Erdoğan, “Bu bir fantezi veya jest değil, zorunluluk. Sürdürülebilirlik kapsamında hem Avrupa Birliği’nde (AB), hem dünyada çok ciddi bir farkındalık olduğu için artık bu bir mecburiyet haline geliyor. AB’ye ihracat yapabilmek için sürdürülebilirlikle ilgili ESG konularında bazı taahhütleri yerine getirmek zorundayız. ‘Avrupa yeteri kadar dünyayı kirletti, şimdi bize kirletmeyin diyor’ biraz felsefi bir tartışma. En büyük ihracat ortağımız olan AB’ye uyum sağlamak için bir an önce bu taahhütleri benimsemeli ve uygulamalıyız” dedi. Z ve Y kuşağının bu taahhütleri inanılmaz bir hızla benimsediğini ifade eden Erdoğan, “Bazı projeleri sürekli denetlemek gerekiyor ancak çevreyle ilgili konuları genç mühendis arkadaşlarımız ve orta kademe yöneticilerimiz tamamen benimsemiş durumdalar. 100 bin tonun üzerinde plastik kullanıyoruz. Bu anlamda daha çok yapılacak işimiz var. Ambalaj malzemesinden ürünlerin içindeki malzemelere kadar, iş tasarımdan başlıyor. Zeytin çekirdeğinden biyolif üretimi bizim de yatırım yaptığımız bir startup. Buzdolaplarında kullanmaya başladık bile” dedi. Aynı zamanda son tüketicinin de artık sürdürülebilirlik taahhütleri vermiş firmalardan alışveriş yapmayı tercih ettiğini belirten Erdoğan, “Bu, ülkemiz, kurumlarımız ve dünya açısından bir ‘kazan-kazan’ durumu. 2023 sonuna kadar 10 bin ton civarında plastiği geri dönüştürme taahhüdümüz bulunuyor” şeklinde konuştu.
Üç yönetici de söz konusu taahhütlerin, tüm alanlara ve özellikle Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tutan KOBİ’lere de yayılması gerektiğini belirtirken, plastik azaltımı için, denetim ve uygulama pratikleri konusunda devlet desteğinin çok önemli olduğunun altını çizdiler.