#ekoIQ İklim İsrail Yalnızca Gazze’yi Değil İklimi de Bombalıyor!
İklim

İsrail Yalnızca Gazze’yi Değil İklimi de Bombalıyor!

Yapılan araştırmaya göre, savaşın ilk aylarında açığa çıkan karbon emisyonlarının, iklime karşı kırılganlığı yüksek olan 20 ülkenin bir yılda ürettiğinden daha fazla olduğu ortaya çıktı.

#ekoIQ Haber Merkezi

İsrail’in Gazze saldırılarının ardından, Gazze sağlık yetkililerinin yaptıkları açıklamaya göre, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 23 bin Filistinli öldürüldü; binlercesinin de enkaz altında olduğu tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına göre ise nüfusun yaklaşık %85’i zorla yerinden edilmekle birlikte gıda ve su kıtlığıyla karşı karşıya. Gazze’de 100’den fazla İsrailli rehine kaldı ve yüzlerce İsrail askeri öldürüldü. Öte yandan çatışma, doğrudan yaşanan acılara ek olarak iklim acil durumunu daha da kötüleştiriyor.

İngiltere ve ABD’deki araştırmacılar tarafından alanında ilk olan bir analiz yapıldı. Analize göre, Gazze’deki savaşın ilk iki ayında açığa çıkan gazların miktarı, iklim değişikliğine karşı en kırılgan olan 20’nin üzerinde ülkenin ürettiği miktarı aştı. 7 Ekim Hamas saldırısını takip eden ilk 60 günde üretildiği tahmin edilen 281 bin metrik ton karbondioksidin %99’undan fazlası İsrail’in Gazze’ye yönelik hava bombardımanı ve kara işgali ile ilişkili.

Karbon yoğun faaliyete dayanarak bir taban verisi sunan, bununla birlikte henüz hakem incelemesinden geçmemiş olan analize göre, İsrail’in askeri müdahalesinin ilk 60 gününde oluşturduğu iklim maliyeti, en az 150 bin ton kömür yakmaya eşdeğer.

Analiz, hava harekatı, tanklar ve diğer araçların yakıtlarından kaynaklı karbondioksidin yanı sıra bombaların, topçu silahlarının, roketlerin yapımı ve patlatılmasından ileri gelen emisyonları da içeriyor. Metan gibi gezegeni ısıtan diğer gazları ise içermiyor. Yanı sıra açığa çıkan toplam karbondioksit emisyonlarının neredeyse yarısı, ABD kargo uçaklarının İsrail’e askeri malzeme taşıması nedeniyle oluştu. Aynı dönemde Hamas’ın İsrail’e ateşlediği roketler, yaklaşık 713 ton karbondioksit emisyonuna neden oldu ki bu, yaklaşık 300 ton kömürle eşdeğer. Eldeki veriler, her iki tarafın sahip oldukları savaş teçhizatındaki asimetriyi de ortaya koyuyor.

Analiz, askeri faaliyetlerin seragazı emisyonlarının COP müzakerelerinde hesaba katılmamasına karşı tepkilerin büyüdüğü bir dönemde yayımlandı. Önceki çalışmalara göre yapılan hesaplamalar, bölgedeki tüm savaş tedarik zincirinden kaynaklanan emisyonlar da dahil edildiği takdirde toplam karbon ayakizinin beş ila sekiz kat daha yüksek çıkabileceğini varsayıyor. Çağdaş inşaat teknikleri kullanılarak Gazze’deki 100 bin hasar görmüş binayı yeniden inşa etmenin karbon maliyeti ise en az 30 milyon metrik ton ısınma gazı üretilmesine denk geliyor. Bu, Yeni Zelanda’nın yıllık karbondioksit emisyonları ile eşdeğer olmakla birlikte Sri Lanka, Lübnan ve Uruguay gibi 135’den fazla ülke ve bölgeden daha yüksek.

Deniz seviyesinin yükselmesi, kuraklık ve aşırı sıcaklık gibi iklim etkileri, Filistin’deki su kaynaklarını ve gıda güvenliğini halihazırda tehdit ediyordu. Uzmanlar, Gazze’deki çevresel durumun bir felakete dönüştüğünü dile getiriyorlar. Zira tarım arazilerinin, enerji ve su altyapısının büyük bölümü tahrip edildi veya kirlendi. Tahribatın sağlık açısından önümüzdeki on yıllar boyunca yıkıcı sonuçlara yol açacağı tahmin ediliyor. Gazze’deki evler, okullar, camiler, hastaneler, mağazalar dahil olmak üzere binaların %36 ila %45’i şimdiye dek yıkıldı veya hasar gördü. Küresel ısınmanın önemli bir başka nedeni de inşaat.

Şeffaf Haliyle Askerlerin Karbon Ayakizi

Genel olarak savaşmanın ve işgal etmenin iklim üzerindeki sonuçları yeterince anlaşılamıyor. Büyük ölçüde ABD’nin yaptığı baskı nedeniyle askeri emisyonları rapor etmek ülkelerin kendi isteğine kalmış durumda ve yalnızca dört ülke, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) verilerini sunuyor, onlar da eksik bir şekilde… Bugüne dek ne İsrail ne de Filistin, askeri emisyonlarını UNFCCC’ye rapor etti.

Kapsamlı veriler olmasa dahi yakın zamanda yapılan bir çalışma, orduların yıllık küresel seragazı emisyonlarının neredeyse %5,5’ini oluşturduğunu, bu rakamın havacılık ve denizcilik endüstrilerinin toplamından daha fazla olduğunu ortaya koydu. Çatışmalardan kaynaklanan emisyonları hesaba katmadan dahi küresel olarak bakıldığında askeri karbon ayakizi miktarı en büyük kirleticiler olan ABD, Çin ve Hindistan’ın açığa çıkardığı karbon ayakizinin ardından dördüncü sırada geliyor.

Geçen ay Dubai’de düzenlenen COP28’de; Gazze ve Ukrayna’da ortaya çıkan insani ve çevresel felaket, savaş, güvenlik ve iklim krizi arasındaki bağı gündeme getirdi. Buna karşın silahlı kuvvetler veya askeri endüstri için şeffaflığı ve sorumluluğu artırmaya yönelik herhangi anlamlı bir adım atılmadı.

“Elimizden Geleni Yapmaya Çalışıyoruz Ancak…”

Filistin Çevresel Kalite Otoritesi’ndeki iklim değişikliği ofisinin başı Hadeel Ikhmais, “İklim krizinde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ancak Gazze’deki savaştan önce bile, suya, toprağa veya İsrail’in izni olmadan hiçbir teknolojiye erişemediğimizde uyum sağlamamız ve etkileri hafifletmemiz zordu” dedi.

Yeni çalışma, önceki çatışmalar hesaba katılmadan yapılmış. Yalnızca İsrail’in 2019 yılındaki temel askeri faaliyetlerini dikkate alan hesaplamaya göre, İsrail’in aynı yıl içerisindeki temel askeri karbon ayakizi yaklaşık 7 milyon metrik ton karbondiokside eşdeğer görünüyor. Araştırmacılar, Hamas’ın geçici saldırı kapasitesi nedeniyle Filistin için karşılaştırılabilir bir askeri emisyon hesaplamasının mümkün olmadığını belirtiyor. Yanı sıra İsrail’in temel askeri karbon ayakizi, Filistin’in tamamının yaydığı emisyondan %55 daha fazla.

ABD’nin Rolü

ABD, askeri karbon emisyonlarında aşırı ve büyük bir rol oynuyor. Gazze ve Batı Şeria’da konuşlandırılmış olan milyarlarca dolarlık askeri yardımı, silahı ve diğer teçhizatları İsrail’e sağlıyor. 4 Aralık’a kadar en az 200 Amerikan kargo uçuşunun 10 bin ton askeri malzeme teslim ettiği bildirildi. Çalışma, uçuşların yaklaşık 50 milyon litre havacılık yakıtını tükettiğini ve tahminen 133 bin ton karbondioksidin atmosfere yayıldığını ortaya çıkardı. Bu, geçen yıl tüm Grenada Adası’nın açığa çıkardığı karbon emisyonundan daha fazla.

Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.

About Post Author