#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
kirli hava

İstanbul Kirli Havaya Boğuldu!

İstanbul’da son günlerde etkili olan hava kirliliğini değerlendiren Prof. Dr. Levent Kuzu, etkili olan yüksek basınç nedeniyle kirleticilerin yer seviyesinde baskılanarak atmosfere yükselemediğini, bu durumun ise hava kirliliğine yol açtığını söyledi. Hava kirliliğinin özellikle solunum yolu rahatsızlıklarına yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Kuzu, yurttaşların hava kalitesi indeksini takip ederek kötü hava koşullarında maske takmaları önerisinde bulundu.

Nüfus yoğunluğu, çarpık kentleşme, fosil yakıt kullanımındaki artış, endüstriyel tesisler, trafik yoğunluğu ve orman yangını gibi etkenler hava kirliliğinde artışa yol açıyor.

AA’da yer alan habere göre, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Kuzu, İstanbul’da son günlerde etkili olan hava kirliliğini değerlendirdi. Kuzu, hava kirliliğinin sabit ve hareketli emisyonlar olmak üzere iki kaynağı bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Kuzu, şehirlerdeki hareketli emisyon kaynaklarının ulaşım araçlarının yol açtığı egzoz emisyonlarından, sabit emisyon kaynaklarının ise evsel ısınma için kullanılan doğal gaz gibi yakıtlardan kaynakladığını belirtti.

Emisyonlarda yıl içinde ufak değişiklikler yaşanmasına karşın genellikle sabit eğilim gösterdiklerini sözlerine ekleyen Kuzu, insanların günlük olarak işe gidip gelmelerinde ve ısınma ihtiyacında birkaç gün içinde ciddi farklılıklar olamayacağını ancak değişen meteorolojik şartların hava kalitesinde de ani değişimlere neden olabileceğini anlattı.

“Yüksek Basıncın Olduğu Dönemlerde Hava Kirliliğiyle Karşılaşmak Mümkün”

Meteorolojik şartlara dikkat çeken Kuzu, “Yüksek basıncın olduğu dönemlerde bu tarz hava kirliliğiyle karşılaşmak mümkün çünkü normal emisyonlara ilave olarak olumsuz hava şartları neticesinde bu hava kirliliğiyle karşılaşabiliyoruz. Yüksek basınç olduğunda genellikle kirleticilerin atmosfere karışması çok mümkün olmuyor dolayısıyla yer seviyesinde baskılanmış oluyor. Özellikle birkaç gün öncesinde İstanbul Boğazı’nın etrafında sabahleyin yoğun bir sis vardı ki bu aslında yüksek basıncın varlığıyla alakalı bir durum. Dolayısıyla bu salınan kirleticiler çok fazla yükselemediği için yer seviyesinde kirlilik olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

“Partikül Madde ve Azot Oksit Seviyelerinde Artış Gözlemlendi”

Son verilere bakıldığında özellikle partikül madde ve azot oksit seviyesinde artış gözlemlendiğini, bunun da çoğunlukla trafik kaynaklı emisyonların bir göstergesi olduğunu aktaran Kuzu, istasyon bazında Aksaray, Esenyurt, Mecidiyeköy, Şirinevler ve Kadıköy’de yüksek konsantrasyonların mevcut olduğunu açıkladı.

İstanbul’un dünyanın diğer büyük şehirleriyle benzer kirlilik değerlerine sahip olduğunu, İngiltere’nin başkenti Londra’da kirlilik değerlerinin limit değerler civarında olduğunu dile getiren Kuzu, ancak bu durumun bölgeden bölgeye değişiklik gösterebildiğine değindi.

“Şehirlerde En Büyük Etkenlerden Biri Trafik”

Hava kirliliği değerlerinin bazen limit değerleri aşabildiği uyarısında da bulunan Kuzu, şunları söyledi: “Bazen de aşağısında kalabiliyor ama yıllık ortalama, metreküp başına 40 mikrogram. Bu hem azot dioksit hem de PM10 için geçerli. Diğer metropollere baktığımız zaman yine benzer değerler karşımıza çıkıyor. Bu da tamamen emisyonların aslında ortak sebebinden açığa çıkıyor. Nedir? Şehirlerde en büyük etkenlerden biri trafik. Büyük şehirlerde çoğunlukla ısınma kaynaklı hava kirliliğinden bahsetmek çok mümkün olmuyor. Bu da neden? Doğalgaz kullanılması sebebiyle. Fakat trafik kaynağı dediğimiz zaman şehirlerde benzer etkiler mevcut.”

“İstanbul’da Hava Kirliliği Meteorolojik Şartlar Çerçevesinde Şekillenecek”

Emisyonların nispeten sabit kaldığı göz önüne alındığında, İstanbul’daki hava kirliliğinin ilerleyen günlerde etkili olacak meteorolojik şartlar çerçevesinde şekilleneceğini vurgulayan Kuzu, meteorolojik verilere göre hava kirliliği seviyelerinin hafta sonuna kadar benzer şekilde kalacağının tahmin edildiğini söyledi.

Meteoroloji raporlarına göre, gelecek hafta başı itibarıyla etkili olması beklenen yağmurla kirleticilerin yeryüzüne çökeceğine işaret eden Kuzu, partikül madde ve diğer kirleticilerin yağmurla giderilebileceğini aktardı.

“Bir Arka Sokaktan Yürümek Bile Bir Çözüm Sağlayabilir”

Hava kirliliğinin özellikle solunum yolu rahatsızlıklarına yol açabileceğini, bu nedenle vatandaşların hava kalitesi indeksini takip ederek kötü hava koşullarında maske takmaları tavsiyesinde bulunan Kuzu, “Bu tabii ki partikül maddeler için bir koruma sağlar, diğer gazlar için çok fazla bir etkisi olduğunu söyleyemiyoruz ama nispeten trafiğin olduğu yerlerden uzak durarak kendimizi korumamız biraz daha mümkün olabilir. Hava kirliliği bölgesel olarak çok farklılık gösterebiliyor. Özellikle ara sokaklara girdiğinizde kirletici değerleri bir anda değişebiliyor çünkü kirleticilerin bulunması atmosferin dinamiğiyle alakalı. O yüzden belki cadde üzerinden değil de bir arka sokaktan yürümek bile bir çözüm sağlayabilir” diye konuştu.

Hava kirliliğinin engellenmesi için trafik yoğunluğunun azaltılması, toplu taşıma kullanımının artırılması, elektrik araçların tercih edilmesi gibi alternatif yollar bulunduğunun altını çizen Prof. Dr. Kuzu, bu yollarla birlikte egzoz emisyonlarında ve dolayısıyla hava kirliliğinde azalış yaşanabileceğini söyledi.