Gıda

İyi ki Her Şeyi İzliyorlar!

Çağımızın en önemli gündem maddelerinden biri “radikal şeffaflık”… Evet, herkesin her şeyi bilmesine imkan yok belki ama en azından yediğimiz yemeğin, içtiğimiz ilacın sağlığımıza ve çevreye herhangi bir zararının olup olmadığını öğrenmek hakkımız… Gıda ve farmasötik alanlarına odaklanan Sedef Yeni Nesil Endüstriyel Çözümler de işte bu gereklilikten yola çıkarak, tedarik zincirinde üretimden tüketime “Koruma, İzleme ve Sunum” çözümlerini hayata geçirdi. Biz de şirketin izini sürüp Satış ve Pazarlama Direktörü Ahu Sedef Demir’in kapısını çaldık…

Lojistik sektörüne yönelik çözümler sunan Sedef, son yıllarda gıda ve farmasötik alanlarına odaklandı. Sizi özellikle bu iki alana iten unsurlar neler oldu? 

1978 yılında lojistik ve nakit güvenliği alanlarında hizmet vermeye başlayan firmamız, lojistik sektörünün gelişmesiyle birlikte profesyonelleşti. Kaçınılmaz ve doğru bir yaklaşım olan “uzmanlaşma” da bir süre sonra kendiliğinden geldi. 2006 yılında ilk düzenlememizi yaparak iki farklı tedarik zinciri üzerine yoğunlaşma kararı aldık: Gıda ve farmasötik. Bu iki alanda doğru bir tedarik zinciri kurulmadığında hem insan ve çevre sağlığı olumsuz yönde etkileniyor, hem de büyük bir israf gerçekleşiyor. Biz de tüm taraflara, yani üretici, lojistik firmaları, satıcı ve tüketiciye fayda sağlamak amacıyla Koruma, İzleme ve Sunum kategorilerinde çözümler sunuyoruz. 2013 yılında bu hizmetlerimizi, kıymet nakli ve muhafazası (CIT) çözümlerimizden firma bazında da ayırdık.

“Koruma” çözümlerinizden başlarsak… Gıdadan ilaca kadar her bir ürün grubu için yöntemler farklı olsa gerek…

Evet… Gıda, aşı, ilaç, kan, kozmetik ve kimyasal her bir ürünün saklama sıcaklığı, nem, ışık veya darbeye karşı değişik hassasiyetleri var. Buna bir de insan faktörünü eklediğinizde, çözümlerin firma ve sürece özel hale getirilebilmesi şart oluyor. Gıda üzerinden basit bir örnekle hangi süreçlere müdahil olduğumuzu özetleyebiliriz. Gıdalar farklı saklama koşullarında raf ömürleri olan ürünler. Soğuk, serin veya donuk saklamak seçeneklerimizin bir kısmı. Belirtilen sıcaklık aralıklarında depolanıp sevk edilmezse ve satış noktasında doğru sıcaklıkta saklanmazsa belirtilen raf ömürleri de azalır. Bu durum, ürünün besin değerinin azalmasına yol açarken, insan sağlığını tehdit eden sorunlar da yaratabilir. Bu nedenle üretimden tüketime “Soğuk Zincir” kurallarına riayet edilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz Termal Örtü Çözümleri, ürünleri yazın sıcaktan, kışın soğuktan koruyor. Bu ürünlerin istenilen ölçülerde tasarlanabilme imkânı da var. Oksijen Emiciler gibi aktif ambalaj çözümlerimizle de gıdaların tazeliğini doğal yollarla koruyoruz. Bu anlamda gıda üreticilerinden market zincirlerine, lojistik hizmet veren firmalardan sanal marketlere, organik yerel gıda üreticilerine kadar birçok noktaya hizmet sunuyoruz.

Ürünleri “izlemek” için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz? Bu yöntemler, tedarik zincirindeki taraflara ne gibi avantajlar sağlıyor? 

Olası bir ihlale karşı ürünlerin sıcaklık takibini gerçekleştirmek için Akıllı Etiketleme ve Online Takip sistemlerimiz var. Renk değiştiren Akıllı Etiketleme sistemleri, gerek üreticinin gerekse tüketicinin ürünü dinamik olarak takip etmesini sağlıyor. Örneğin anneler, çocuklarına aldıkları etin, sütün, meyvenin doğru şartlarda saklandığından emin olarak ürünü satın alıyor. Ayrıca tüketilene kadar da ürünün yine doğru şartlarda saklanması sağlanıyor. Bu çözümlerin bir diğer faydası da kontrol şansı olmadığı için takip edilemeyen ürünlerin topluca imha ya da iade edilmesinin önüne geçmesi, bunun yerine problemli ürünün tespiti ile fire oranlarının ciddi oranlarda düşürülebilmesi… Tüketici fiyatlarına kadar yansıyan bu kayıp, küçücük akıllı bir etiket ile önlenebiliyor. Online Takip ve Yönetim Sistemleri ise anlık müdahale imkanı sağlayarak proaktif yaklaşımlar ile kaliteyi güvence altına alırken, fire oranlarında ciddi iyileşme sağlıyor.
Son olarak da sofralara kadar koruyup izlediğimiz paketli gıdaların yanı sıra açık (dökme) olarak satılan gıda ürünlerinin sunumuna odaklanıyoruz. Sunum ekipmanlarının konsepte, sergilenen ürüne ve alana uygunluğu, dayanıklılığı, kalitesi, tasarım ve çizgisi gibi konular bu alanın merkezinde yer alıyor. Bu anlamda Türkiye ve Ortadoğu’daki kahve zincirleri, meze dükkânları, şarküteriler, restoran zincirleri, süpermarketler, havaalanı foodcourt’ları, oteller gibi birçok noktada projelerimize rastlamanız mümkün.

“Verimli ve doğa dostu” bir yaklaşıma sahip olduğunuza ve ölçülebilir faydalar sağladığınıza vurgu yapıyorsunuz. Bize bu faydalardan birkaç örnek sunar mısınız? 

Termal Örtüler ile soğuk zincirin başlangıç noktasından satış noktasına kadar tüm riskli noktalarda korunması ile fire sıfıra yaklaşıyor; karma sevkiyat özgürlüğü sayesinde %20’ye varan maliyet avantajı yakalanabiliyor. Buradaki maliyet kelimesi, çözümlerin uzun ömürlü olması, mazot kullanımını azaltması, frigorifiklerin etkin kullanımı, tek araç ile daha çok noktaya hizmet götürebilme ve ilk yatırım maliyeti gibi konuların tamamı için ayrı ayrı düşünülmeli. Aktif ambalaj çözümlerimiz ile oksijen, etilen gazı gibi hassasiyeti olan gıdaların hiçbir ek koruyucu ve katkı maddesi kullanılmadan korunmasını sağlıyoruz. Böylece ürünler minimum 2 kat daha fazla raf ömrüne sahip olabiliyor. “Oksijen emici” ve “etilen emici”lerin ürüne ve ambalajına uygun olacak şekilde kullanılması ile üretici “sıfır iade” ile çalışabiliyor. Üretici ve satıcı nezdinde soğutucu reyonlar, soğuk depolar, frigorifik araçlar ve mağazaları kapsayan izleme ve yönetim sistemlerimiz ile soğuk zincirin sürekliliği kontrol edilirken, mağaza bazında %25’e varan enerji verimliliği de sağlanabiliyor. İzleme çözümlerimiz ile de birim ambalajın raf ömrünün takibi ve süpermarket bazında taze ürün stoklarının doğru yönetimi sağlanıyor. Burada “az raf ömrü olan, ilk çıkar” mantığını uygulayan noktalar %18 civarında firelerini azaltırken, taze gıda cirolarında %3-10 arasında değişen bir artış oluyor. Bu, tüketici gözünde birçok açıdan farklı değerlendirilen bir uygulama.

Tüketicinin seçimlerini kastediyorsunuz sanırım. Konuyu biraz açar mısınız?

Bir tarafta geçmişini bilmediği bir ürünün raf ömrünü doldurmasına 3 gün kalmış diyelim. Diğer tarafta raf ömrü yine 3 gün kalan ama geçmişini izleme çözümü sayesinde görebildiği, doğru sıcaklıkta saklanıp saklanmadığı hakkında bilgi sahibi olabildiği bir paket var. Siz hangisini alırdınız? Şüphesiz, kendisi için faydası olan bir kalite kontrol aracını tüm şeffaflığı ile ambalajlarına uygulayan markaya güveni artan tüketicinin, taze taze satın alma sıklığı da artıyor.

Yenilikçi çözümleri geliştirmek adına Ar-Ge çalışmalarınız da bulunuyor mu? 

Ar-Ge çalışmalarımız, faaliyete başladığımız ilk günlerden bu yana var. Ancak artık bu çalışmalarımızı daha bilimsel ve uluslararası standartlarda gerçekleştirmek istiyoruz. Bu nedenle 2014 yılının en önemli planlarından biri, yeni Ar-Ge laboratuvarımızı tamamlamak. Ar-Ge’de derinleşmemizi sağlayacak bu laboratuvar ile kullanıcılarımıza birçok yeni avantaj sağlayacağız. Bunun yanı sıra mevcut çözümlerimize ekleyeceğimiz farklı modeller üzerine de tasarım ekibi çalışmaya devam ediyor.

About Post Author