Çin ve AB gibi dünyanın en büyük ekonomileri, Japonya’nın ev sahipliğinde yapılan bakanlar toplantısında COVID-19’dan sonra yeşile dönme ve iklim eylemini hızlandırma sözü verdiler. ABD ve Hindistan toplantıya katılmadı.
Bağlantı ve teknik sorunlara rağmen 96 ülkenin katıldığı ve yaklaşık 50 bakanın kısa açıklamalar yaptığı toplantıda, ABD ve Hindistan da dahil olmak üzere dünyanın en büyük emisyon yayıcılarından bazıları yoktu.
Japonya Çevre Bakanı Shinjirō Koizumi, ülkelerin ekonomileri için iklim uyumlu kurtarma paketleri tasarlama deneyimlerini paylaşmaları için dünyanın dört bir yanından bakanları çevrimiçi ortamda bir araya getirdi. Etkinliğin açılışını yapan Koizumi, girişimin Kasım 2021’de Glasgow, Birleşik Krallık’ta yapılacak kritik iklim müzakeresi COP26 öncesinde daha büyük adımları teşvik etmesini umduğunu söyledi. Koizumi ayrıca, ülkelerin siyasi isteklilik ve iyileşme bütçelerini emisyon azaltımlarını artırmada nasıl kullanacaklarını göstermeleri gerektiğini ekledi.
Oturuma başkanlık eden BM’nin iklim eylemi özel danışmanı Selwin Hart, hem COVID-19’u hem de iklim krizini ele alırken uluslararası işbirliği ve dayanışma anlamında yaygın bir destek olduğunu söyledi. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, toplantıda bunun “daha iyiyi yeniden inşa etmek” için nesilden nesile bir fırsat olduğunu söyledi. Timmermans, “İyileşme yeşil olmalı, yoksa uygun bir iyileşme olamaz” diyerek, AB’nin iklim gündemini desteklemek ve yatırımı Paris Anlaşması ile uyumlu hale getirmek için yarım trilyon euro harcamayı taahhüt ettiğini belirtti.
Bakanların konuşmalarındaki ortak temalar arasında ulaşımın elektrikli hale getirilmesi, yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması, enerji verimliliği önlemleri ve doğa temelli çözümlerin teşvik edilmesi yer aldı. Yeşil hidrojen ve karbon yakalama teknolojilerine yapılan yatırım, Japonya, İngiltere, Almanya ve Avustralya da dahil olmak üzere bir dizi zengin ülkenin planları arasında yer aldı.
Koizumi, Japonya’nın yenilenebilir enerji ve karbon yakalama teknolojilerini kullanarak “bir hidrojen toplumu” olmak için “enerji sektörünü yeniden tasarlamak” üzerine çalıştığını söyledi. Diğer önlemler arasında ise karbon nötr veri merkezlerinin inşası ve elektrikli araçların teşviki yer alıyor. Potansiyel bir Japon Başbakanı olarak görülen Çevre Bakanı, Japonya’nın bir kez daha “uluslararası iklim tartışmalarına liderlik etmeye hazır olduğunu” söyleyerek ülkenin 1997’de Kyoto Protokolü’nün imzalanmasından bu yana uluslararası müzakerelerde arka koltukta yer aldığını ima etti. BM Genel Sekreteri António Guterres, Japonya’ya, sözlerini eyleme dökmesi için kömür enerjisine yapılan tüm yatırımlarını sonlandırmasını ve 2050’den önce karbon nötr olmak için taahhüt vermesi gerektiğini söyledi. Bu yılın başlarında Japonya, BM’ye yaptığı bir sunumda emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut 2030 planını yeniden düzenleyerek, daha zorlu bir hedef belirleyemediği için uluslararası eleştirilere maruz kalmıştı.
Patricia Espinosa ise, geçtiğimiz Çarşamba günü, taahhütleri artırmak için 2020 son tarihine kadar yalnızca 80 ülkenin güncellenmiş iklim planlarını sunmasını beklediğini söylemişti. Dünyanın en büyük yayıcısı olan Çin bu ülkeler arasında yer almıyor.
Bugüne kadar birçok durumda, hükümet kurtarma planları kirli enerjide can simidi görevi gördü. Pandeminin başlangıcından bu yana, G20 hükümetleri fosil yakıtlara 204 milyar dolarlık destek sözü verdi. Energy Policy Tracker’a göre, bu miktar, enerji sektörüne ayrılan tüm kamu parasının %52’sine karşılık iken temiz enerji için sadece %35 oranında ayrıldı.