#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Kamu Maliyesi ve Yeşil Kurtarma

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Başkanı ve CEO’su Dr. Andrew Steer moderatörlüğünde Avrupa Yatırım Bankası Başkanı Dr. Werner Hoyer ve BM Çevre’den Dr. Dusonda Mumba 10 Aralık’ta kamusal finansın yeşil toparlanmaya ve sürdürülebilir ekonomiye geçişe nasıl destek olabileceğini tartıştmak üzere “Kamu Maliyesi ve Yeşil Kurtarma” başlıklı webinarda bir araya geldi.

Haber: S. Sena Akkoç

Dr. Andrew Steer, açılış konuşmasında Werner Hoyer başkanlığında Avrupa Yatırım Bankası’nın (AYB) sürdürülebilirlik ve iklim değişimi konularında yeşil tahvil ihraçları ve ilk çok taraflı kalkınma bankası olması ile küresel lider haline geldiğini söyleyerek başladı. Steer, Hoyer’e ilk olarak mevcut ekonomik krizden toparlanma çalışmalarının yürütüldüğü ve Avrupa Parlemento’sunun Avrupa Yeşil Düzen’ine geçiş kararı aldığı bugünlerde neler yaptığını, daha sonra da AYB’nin nasıl çalıştığını sordu.

Dr. Werner Hoyer, virüs şu an Kuzey ülkelerinde biraz kontrol altında olsa da gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeleri ele geçirdiğini söyleyerek bazılarının bu şartlar altında iklim sorusuyla ilgilenmekten kaçındığını ve bunun büyük bir tehlike olduğunu belirtti. AYB’nin mühendislerden oluşan bir proje departmanının Covid-19’un başından beri Almanya’da potansiyel aşıyı üreten şirkete finansal destek sağladıklarını ve bunun gurur verici olduğunu söyledi.

Hoyer daha sonra 27 üye devlet ve hissedarları ile Avrupa Birliği altında ülkeleri değil, ekonomik ve finansal olarak uygulanabilir ve sürdürülebilir projeleri finanse etmek için 1958’deki kuruluş sürecini anlattı. Şu an talebe dayalı olarak projeleri finanse ettiklerini ve kendilerini benzersiz yapan özelliklerinin mühendislik ve bilim departmanlarının teknoloji açısından en üst düzey banka olmaları olduğunu söyledi.

Steer daha sonra kalkınma için Avrupa kamusal finansının ne yapması gerektiğini ve şu an insanların ekonomik gerilemeye ve sağlığa odaklanıp iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi konuları ileri tarihlere ertelemeleri üzerine bir devlet başkanına, finansal planlayıcıya veya şirkete şu anın iklim değişikliğini ciddiye alma zamanı olduğu üzerine ne söyleyeceğini sordu.

Hoyer, öncelikle AYB olarak her zaman politika hedefleri anlamında AB’nin hizmetinde bir kurum olduklarını, yani politika yapıcı değil verici bir kurum olduklarını, bu nedenle de AB’nin kalkınmaya görünürlük getirmeleri ve kalkınma üzerine net bir fikir geliştirmeleri gerektiğini, bunun da finansal bir kol ile mümkün olacağını söyledi. Covid-19 konusuna gelince, Winston Churchill’in “Bir krizi asla harcamamalıyız” sözünü alıntılayarak bunun yeşil yeniden inşa için bir fırsat olduğunu söyledi. Hoyer, üç alanda ciddi açıklar olduğunu söyledi. Bu alanların ilki, inovasyon teknolojileri ve araştırma; Avrupalıların Güney Asya ve Kuzey Amerika’ya oranla araştırmaya ayırdığı bütçe oldukça düşük ve bu alanın geliştirilmesi gerekiyor. İkinci alan iklim değişikliği; 2050’ye kadar sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamamız gerekiyor ve bu vakit kaybedilmemesi gereken büyük bir zorluk. Araştırmalara göre 2050’de karbon nötr olma hedefine fosil yakıt fabrikalarını Afrika’ya taşıyarak ulaşılamayacağını söyleyen Hoyer, iklim değişikliği ve kalkınmanın birlikte yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Son olarak Steer, önümüzdeki yıl Glasgow’daki Cop26’ya 1,5 derece hedefi doğrultusunda gerçek bir işbirliği için birçok ticari bankanın da katılacağını söyledi ve çok taraflı kalkınma bankaları (MDB) ile görüşmelerde bulunan Hoyer’e MDB’lerin, iklimle ilgili konulara para ayırmaları haricinde, bu alandaki ilerlemesini nasıl gördüğünü sordu.

Hoyer, başlangıçta MDB’lerin iklim konusunda hissedarlarını nasıl ikna edeceklerini düşündükleri için şüpheli yaklaştığını ancak Avrupa’da daha sistemli ve tutarlı bir hissedarlık sistemi olduğu için şu an MDB’lerin ilerleme kaydettiğini ve Glasgow’a gelmemeleri gibi bir endişesi olmadığını söyledi. Şu an fosil yakıtları sonlandırmanın gerekli olduğunu ve bir illüzyon olmadığını söyledi.

Hoyer’in konuşmasının ardından Dr. Steer, Birleşmiş Milletler Çevre’nin Karasal Ekosistemler Başkanı Dr. Dusonda Mumba’ya ilk olarak Hoyer’in konuşması üzerine görüşlerini sordu. Steer daha sonra hem Hoyer’e hem de Mumba’ya doğa temelli çözümler hakkında ne düşündüklerini sordu.

Dr. Dusonda Mumba, Hoyer’in bu krizi harcamama yorumuna katıldığını ve sorunların kesişimselliği nedeniyle çıkarılması gereken en önemli sonucun işbirliğinin önemi olduğunu söyleyerek “Rekabet pandemi öncesi dönemde kaldı, pandemi sonrası dönem nasıl işbirliği yaptığımız ile ilgili” dedi. BM genel sekreterinin AYB gibi çok taraflı bankaların ormansızlaştırmaya ve fosil yakıtlara yatırım yapmamalarını söylediğini ve pandeminin de çevreyle olan ilişkimizle bağlı bir sorun olduğunu hatırlatarak Mumba, iklim hareketi ve kalkınma arasında bir anlaşmazlık olmadığını söyledi.

Hoyer, geçen sene küçük bir grubun öncü olarak IMF toplantısına gittiğini ve Fransız Kalkınma Ajansı ile Alman bankası KFW ile 2 milyar euroluk bir okyanus girişimi geliştirdiklerini ancak okyanustaki plastik miktarı düşünülürse bu miktarın bile çok az olduğunu söyledi. Yeşil ekonomiye geçişin anahtarının ortak metodolojilerin, standartların ve şeffaflığın geliştirilmesi olduğunu söyleyen Hoyer, bazı yeşil tahvillerin dışarıdan yeşil görünüp içeriklerinin yeşil olmadığı örneğini vererek yeşil tahviller gibi konulara da standart prensipler getirilmesi gerektiğini, yoksa yatırımcıların güveninin kazanılamayacağını söyledi. Hoyer, sorunlara bütüncül bir yaklaşımla bakılmasını vurgulayarak Mumba’ya iklim hareketi ve kalkınmanın birlikte yürütülmesi konusunda katıldı ve iklim ile kalkınma politikalarının birlikte ele alınmadığı takdirde “en zayıf olanları daha da zayıf bırakacağımızı” söyledi. Ayrıca Covid-19 aşısı yarışı konusunda endişeli olduğunu söyleyen AYB başkanı, aşının adil dağıtımı için kurulan girişimleri görmekten memnun olduğunu söyledi.

Andrew Steer son olarak katılımcılardan gelen soruları iletti. Dr. Mumba ve Dr. Hoyer’e  deneme seviyesinde bireysel çevre odaklı çözümlerin işe yaradığını ancak bu projelerin daha büyük ölçekte başarılı olmaları için politikacıları ve finans sektörünün ilgisinin nasıl çekileceği soruldu. Daha sonra da konuşmacıların Avrupa Yeşil Düzeni’ne adil geçişin sağlanması üzerine görüşleri alındı.

Mumba genelde küçük bağımsız projelerle çözümler üretildiğini ancak daha bütünsel bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu doğruladı ve üst düzey bütünsel bir çözüm örneği olarak Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün TerraMatch platformunundan bahsetti. Dr. Hoyer de finans sektörü olarak konuda bilgili olmaları ve politik liderleri cesaretlendirmeleri gerektiğini söyledi. AYB’nin ormancılık yatırımında uzun bir geçmişi olduğundan bahseden Hoyer, ormansızlaştırmasız değer zincirinin hedeflenmesi gerektiğini, restorasyon ve tahrip edilen arazinin iyileştirilmesi için de geniş ölçekli yatırım programlarına ihtiyaç olduğunu söyledi.

Mumba iklim değişikliğinin aynı zamanda bir insan hakları meselesi olduğunu hatırlatarak adil bir geçişin önemini vurguladı. Ruanda ve Kenya’da tek kullanımlık plastiğin yasaklanmasına dikkat çeken Mumba, bunun Avrupa ve Afrika arasındaki işbirliği sonucunda gerçekleştiğini ve öğrenilen derslerin paylaşılması ve inovasyonların her iki taraf için de olması gerektiğini söyledi. Hoyer de Etiyopya’da yaptıkları mobil bankacılığa geçiş için cep telefonu finansmanını örnek verdi ve bunun küçük işletmeler ve özellikle de kadınlar için sağladığı faydalardan bahsetti.

Webinarın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

EkoIQ Editör