EKOIQ Mayıs sayısından itibaren “Sürdürülebilirlik Nereye Takılıyor sorusunun izinde. Konuyla ilgili aklına, bilgisine, duruşuna ve samimi çabasına inandığımız isimlere de bu soruyu sormaya devam ediyoruz. Aldığımız cevapları da bu mecradan sırayla sizlere iletmeye devam edeceğiz. Görüşüne başvurduğumuz kişilerden biri de Gorbes Dergisi’nden Gazeteci Merve Gün…
“Öncelikle Türkiye’de “sürdürülebilir kalkınma” kavramının tanımıyla ilgili zihinlerde net bir algının olmadığını düşünüyorum. Sürdürülebilir kalkınma çoğu kez sosyal sorumluluk projeleri ile ya da “yeşil iş” girişimleriyle karıştırılıyor. Dahası, şirketler için gittikçe artan oranda bir halkla ilişkiler malzemesi olarak kullanılıyor. Oysaki sürdürülebilir kalkınmanın “yeşil yatırımın” ötesinde bir tanımı var. Bunu kabaca, doğal kaynaklar ile yaşamsal ihtiyaçlar arasında ekonomik, çevresel ve sosyal bir denge kurmak ve bu dengeyi gelecek yüzyıllara sağlıklı şekilde taşımayı garanti etmek şeklinde özetleyebiliriz. Gerek şirketlerin, gerek kurumların, gerekse de birer tüketici olarak günlük hayatlarında bireylerin tümden yaşam biçimlerini ilgilendiren bir kavram bu. Ben bu nedenle “sürdürülebilir kalkınma neden olmuyor?” sorusuna tek bir hedef göstermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Sorumluluk kamu, iş dünyası ve tüketici arasında bana göre “neredeyse” eşit şekilde dağılıyor. Kamunun yaptırımlarının artırılması gerektiği muhakkak. Ancak öte tarafta iş insanlarının da şirketlerini geleceğe taşıyabilmek için bir zorunluluk haline gelmiş sürdürülebilir kalkınma hamlelerini atmak için kamu yaptırımını beklemesi vizyon eksikliğinden başka bir şey değil. Bir başka köşede de kuşkusuz tüketici talebi var. Bu gücün, günümüz itibariyle nasıl bir yaptırımı olabileceği hepimizin malumu…”