#ekoIQ İklim Katar’da Tabutta Röveşata
İklim

Katar’da Tabutta Röveşata

katar

“Hafife alınan” karbon emisyonları, insan hakları hiçe sayılan emekçiler ve insanlıkları hiçe sayılan LGBTI+ bireyler… Katar hükümetinin ısrarla arkasında duran FIFA yönetimi, 2022 erkekler Dünya Kupası’nda sınıfta kaldı.

YAZI: Erhan ARCA

Kazananın 18 Aralık’ta belli olacağı Dünya Kupası, 20 Kasım’da Katar’ın ev sahipliğinde başladı. Turnuvanın ilk kez “karbon nötr” olacağı belirtilmiş olsa da kâr amacı gütmeyen Carbon Market Watch (CMW), organizatörlerin planlarını incelediği araştırmalar sonucunda öngörülen emisyonların muhtemelen eksik bildirildiğini öne sürdü.

CMW’da Küresel Karbon Piyasaları Lideri olarak görev alan Gilles Dufrasne organizatörlerde şeffaflık eksikliği olduğunu vurguladı ve “Kanıtlar, Dünya Kupası emisyonlarının organizatörler tarafından beklenenden önemli bir ölçüde daha yüksek olacağını ve bu emisyonları dengelemek için satın alınan karbon kredilerinin iklim üzerinde yeterince olumlu bir etkiye sahip olma ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor” dedi.

Stadyumlar

CMW raporuna göre karbon nötr iddialarının en problematik yanı ise turnuva için inşa edilen yeni stadyumlarda açığa çıkan karbon emisyonlarının sekiz kat hafife alınması. Sekiz stadyumda oynanan turnuvada, stadyumlardan yalnızca bir tanesi turnuva öncesinde mevcutken yedi tanesi ise turnuva için inşa edildi. Önceden var olan stadyum ise büyük ölçüde renove edildi ve böylece sekiz stadyumun toplam maliyeti 6,5 milyar doları buldu. Her ne kadar yeni inşa edilen stadyumlardan biri olan Stadyum 974 nakliye konteynırları ile inşa edilmiş ve turnuva sonrası demonte edilerek Tunus’a hediye edilecek olsa da önceki turnuvalara bakıldığında Dünya Kupası için yapılmış stadyumların turnuva sonrasında işe yaramayan “beyaz fillere” dönüştüğünü gözlemlemek mümkün. Toplamda 380 bin olan stadyum kapasitelerinin turnuva sonrasında 155 bine düşürüleceği söylenmesine karşın Katar’ın en başarılı takımı olan Al-Sadd’ın ortalama seyirci sayısının 1500 olduğu düşünüldüğünde bu turnuvanın da diğer turnuvalar gibi arkasında bırakacağı “beyaz filler” ile iklime zarar vereceği düşünülüyor.

Desalinasyonun İklime Etkisi  

2022 erkekler Dünya Kupası’nın bir diğer temel sorunu ise Katar’ın desalinasyona, yani suda çözünmüş mineral tuzları tarımsal amaçlar ve insan tüketimine uygun hale getirme işlemine büyük oranda bağlı olmasından kaynaklanıyor. Her ne kadar bu yöntem çevre dostu görünse de desalinasyon işlemi fosil yakıtların yüksek kullanımı ile karbon emisyonunu kaçınılmaz hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda yüksek konsantrasyonlu tuzlu suyu denize salması ile iklim için çok değerli olan mercan resiflerini ve daha küçük deniz organizmalarını tehlikeye atıyor.

Erkekler Dünya Kupası’nda sekiz stadyum ve 130 antrenman sahası kullanılması nedeniyle Katar’ın su arzında %10 artış bekleniyor. Reuters’a göre çimlerin sulanması için günde en az 10 bin litre tuzdan arındırılmış su gerekiyor ve ülkenin mevcut su kıtlığını göz önünde bulunduran çevre aktivistleri bu ek yükün haksızlık olduğunu savunuyor. Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi çevre dostu bir desalinasyon alternatifi olarak güneş enerjisi ile tuzdan arındırma teknolojisini araştırıyor ancak raporlar henüz bu yöntemin uygulanabilir olmadığını gösterdiği için desalinasyon işleminde fosil yakıt kullanımı baskın olmaya devam ediyor.

Karbon Dengeleme Performansı

Katar’ın 2022 Dünya Kupası’nın yol açacağı emisyonlarını azaltma planının merkezine karbon dengelemeyi koyuyor. Bu yöntem ile turnuva için yapılan inşaatların ve uçulan her milin açığa çıkardığı seragazlarının teorik olarak fidan dikilerek veya başka yerlerde yapılan iyileştirmelerle sıfırlanacağı ve böylece dev etkinliğin iklime olan zararının egale edileceği vaat ediliyor.

Katarlı organizatörler yenilenebilir projelerin onaylandığı ve listelendiği Doha merkezli bir karbon kredi kaydı olan Küresel Karbon Konseyi’nden 1,8 milyon karbon dengeleme kredisi satın alma taahüdünde bulundu. Bir karbon kredisi, atmosferden kaçınılan ya da uzaklaştırılan bir metrik ton karbondioksite eşit. Ancak karbon analistleri verilen kredilerinin “ilave” durumundaki belirsizlik ve başka türlü var olmayacak karbon azaltma projelerini finanse edip etmediklerinin net olmaması gerekçesiyle Katar’ın karbon dengeleme vaadini şüpheli buldu. Uzmanlar, yenilenebilir enerji altyapısının dünya çapında ucuzlaması ve giderek yaygınlaşması ile karbon kredileri yoluyla yenilenebilir enerjilere yatırım yapmanın çevreye sağladığı faydanın düşeceğini düşünüyor.

İklim programlarını değerlendiren Kaliforniya merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan CarbonPlan’dan enerji ekonomisti ve avukatı Danny Cullenward, turnuva organizatörleri için “Muhtemelen bugün var olan en düşük kalitedeki kredilerden bazılarına güveniyorlar” dedi ve kullanılan kredilerdeki “ilave” konusunda ciddi sorunlar olduğunu belirtti. Cullenward ve birçok uzman karbon kredilerinin genellikle sağlayabildiklerinden fazlasını vaat ettiğini söylüyor. Greenpeace Orta Doğu’dan Julien Jreissati ise karbon nötr iddialarına “yeşil badana” olarak atıfta bulunurken organizatörleri göz boyamakla suçluyor.

Katar Hükümeti ve Turnuvanın Emekçileri

Katar, turnuva için yedi stadyumun yanı sıra yeni bir havalimanı, metro sistemi, yollar ve yaklaşık 100 adet otel inşa etti. Katar hükümeti yalnızca stadyum inşaatları için çoğunluğu Hindistan, Nepal, Bangladeş ve Filipinler’den olmak üzere 30 bin göçmen işçinin işe alındığını belirtiyor. The Guardian’ın yaptığı bir habere göre Katar’da Dünya Kupası için çalışmalar sırasında 2010 ile 2020 arasında 6 bin 750 göçmen işçi hayatını kaybetti. Ancak Katar Hükümeti 2014 ile 2020 arasında stadyum şantiyelerinde 37 kişinin hayatını kaybettiğini ve bu kayıplardan 3’ünün “işle ilgili” olduğunu öne sürdü.

Uluslararası Af Örgütü 2016’da Katarlı şirketleri zorla işçi çalıştırmak ile suçladı ve pek çok emekçinin bakımsız barınaklarda yaşadığını ve maaş ve pasaportlarına ise el konulduğunu öne sürdü. Katarlı şirketler “kafala” adı verilen bir sistemle yabancı emekçilerin ülkeye gelmesine sponsor oluyorlar ve sonrasında emekçilerin işten çıkmasına engel oluyorlardı. Her ne kadar Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi grupların baskılarıyla hükümet “kafalayı” resmiyette kaldırmış olsa da emekçilere adeta köle gibi davranan sistem pratikte devam ediyor.

LGBTI+ Bireyler ve Baskıcı Katar Hükümeti

Şeriat ile yönetilen Katar’da eşcinsellik, insan haklarını yok sayacak şekilde yasa dışı kabul ediliyor ve yakalanan LGBTI+ bireyler işkence sonucunda muhbirlik yaptırılmaya ve çevrelerindeki diğer LGBTI+ bireyleri ihbar etmeye zorlanıyor. Her ne kadar açıklama aceleyle kaldırılmış olsa da Katar’ın Dünya Kupası Elçisi Khalid Salman ise eşcinselliği “zihin hasarı” olarak nitelendirdi.

Turnuvaya katılım gösteren ekiplerden Almanya, Belçika, Danimarka, Galler, Hollanda ve İngiltere’nin takım kaptanları LGBTI+ haklarını desteklemek adına “OneLove” (Tek Aşk) kol bandı takacaklarını açıklamıştı. Ancak “kültürel farklılıkları” insan haklarının önüne koyan FIFA’nın maçlarda bu kol bandını takan oyunculara sarı kart gösterileceğini açıklamasının ardından kaptanlar protestolarından vazgeçtiler ve takımlar yayımladıkları ortak bir bildiriyle eşi benzeri olmadığına inandıkları FIFA kararından dolayı hüsrana uğradıklarını belirttiler.

“Hafife alınan” karbon emisyonları, insan hakları hiçe sayılan emekçiler ve insanlıkları hiçe sayılan LGBTI+ bireyler…

Katar hükümetinin ısrarla arkasında duran FIFA yönetimi, 2022 erkekler Dünya Kupası’nda sınıfta kaldı.

About Post Author