Görüşmeleri üç gün ve 42 saati aşkın süren, muhalefet partilerinin verdiği her değişiklik önergesinin AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiği Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne yönelik tepkiler büyüyor.
Kamuoyunda “Katliam Yasası” olarak da anılan, Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu‘ndaki görüşmeleri boyunca muhalefet partilerinin verdiği her değişiklik önergesi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Kanun teklifi, toplamda üç günde, 42 saati aşkın süren görüşmeler sonucu hayvan hakları savunucularının, sivil toplum kuruluşlarının (STK’lar) ve muhalefetin karşı çıkmasına karşın AKP ve MHP’li komisyon üyesi milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikler TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek.
Milletvekillerinin Söz Hakkı Süreleri Kısıtlandı
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, “Komisyonun belli bir düzen içinde çalışması, etkili ve verimli bir çalışma düzeninin kurulması” için komisyon üyesi olan milletvekillerinin konuşma sürelerini 4 dakika, komisyon üyesi olmayanlarınkini ise 3 dakikayla sınırladı. Söz verilen komisyon üyesi olmayan milletvekili sayısı ise parti grubu başına iki milletvekili olarak sınırlandı.
“Oluşacak Vebal Hepinizin Azimli Çalışmalarının Üstündedir”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgil, komisyonda dün yayın yapılmadığını, bugün de bir televizyon görülmediğini söyleyerek duruma tepki gösterdi. Kadıgil, şu sözlerle tepkisini dile getirdi: “Kendi işini yapmadığı için, kanunu uygulamadığı için bu zamana kadar kanunun kendisine verdiği görevleri yapmadığı için şu anda sokaklarda aç susuz, her zaman insan şiddetine karşı korunmasız, bir gün bir arabanın altında kalır mıyım, bir gün aç açına ölür müyüm diye korkudan titriye titriye sokaklarda yatan ve sizin imza attığınız ve ne çocuklar için bir öğün yemek için, ne öldürülen kadınlar için, ne MESEM’de ölen çocuklar için, ne iş cinayetine kurban giden insanlar için, ne enflasyon için, ne emekli maaşı için, ne asgari ücrete zam için yapmadığınız mesaiyi, bu ağızsız dilsiz canlıların kah barınağa götürülürken kah olmayan o barınaklarda öldürülürken kah açlıktan birbirini yerken oluşacak vebali hepinizin bu azimli çalışmalarının üstündedir. Ben bu müsamereye daha fazla meşruiyet kazandırmayacağım.”
AKP’li Vekilden “Adalardaki Atlar Ne Oldu?” Sorusu
Teklifin 10. maddesi görüşülürken AKP Konya Milletvekili Mehmet Baykan, “Hayvan sevgimizle ilgili samimiyetimizle dalga geçmeye çalışanlar olduğunu gördük. Dikkat edin batmayın” dedi. CHP‘li milletvekillerine “Adalardaki atlar ne oldu? O atlar ortadan nasıl kaldırıldı? O atlara hayvan hakları çerçevesinde mi sahip çıkıldı, başka işlemler mi yapıldı?” diye soran Baykan, Adalar’daki atların sağlıklı yaşadıklarını gösteren fotoğraflar gösterdi.
“Belediyeleri Cezalandırma Yoluna Gidiyorsunuz”
CHP’nin komisyon sözcüsü Orhan Sarıbal, belediyeleri hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, hayvanları rehabilite etmek ve sahiplendirilene kadar hayvanlara bakmakla yükümlü kılan 13. madde için “Bu kanunu bütün yükünü belediyelere atarak belediyeleri cezalandırma yoluna gidiyorsunuz. Önce Kanun’un kendisi yanlış sonra da bütün bu sorumluluğu belediyelere vermiş olması” değerlendirmesinde bulundu.
“Kanunu Yerel Belediyeler Üzerine Yüklediniz”
Söz konusu maddeyle halk ile belediyenin karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını söyleyen CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, 22 yıldır iktidarda olan AKP’nin sorumluluğu belediyelere yıkmasını eleştirdi. Barut, “13. madde belediyeler sorumluluğu altında olan başlığı yerel yönetimler sorumluluğu altında olarak değiştiriliyor. 31 Mart yerel seçimleri sizde büyük bir travma yaratmış ki Kanun’u yerel belediyeler üzerine yüklediniz” diye konuştu.
Hayvanlar üzerinden yapılan bu tartışmalarla belediyelerin bütçelerinin kısılmaya çalışıldığı eleştirisinde bulunan DEM Parti milletvekili İbrahim Akın ise “hayvanlar üzerinden hesaplaşma” yapıldığını söyledi.
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç da CHP milletvekillerinin eleştirilerini destekleyerek yıllardır ertelenen sorunun çözümü için sivil toplumun da harekete geçirilmesi gerektiğini belirtti. Barınaklardaki kötü koşullara dikkat çeken Kılıç, barınakların ve bakımevlerinin daha iyi şartlarda hizmet vermesi için bağış toplayan hayvansever kuruluşların birlik olması gerektiğini sözlerine ekledi.
“Çare Ölüm Diyenlerin Karşısındayız”
Türkiye’de bir sokak hayvanları sorunu olduğunu belirten ve bu sorunun ne yazık ki sınıfsal bir soruna evrilmek gibi bir toplumsal riski, fay hattını işaret ettiğini belirten CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı konuşmada, “Eğer çocuğunuz okula servisle gidiyorsa, sitenizin bahçesinden onu arabanıza bindirip götürüyorsanız, işinize kendi aracınızla gidebiliyorsanız, sizin açınızdan belki de sokak hayvanları sorunu yoktur. Ama bir yoksul mahalledeyseniz çocuk sabah okula yürüyerek, koşarak kendi gitmek zorundaysa bir sokak hayvanı sorunu vardır. Bu soruna yok demek, yani tehdit altında olanlara da, sokaktaki hayvanlara da en büyük kötülüktür” dedi.
“Sorun yoktur diyenlerden değiliz ama sorun var, kaldırmak için çare ölüm diyenlerin karşısındayız” şeklinde konuşan Özel, “Çareyi cinayette görenlerin karşısındayız. Bu sorunu çözelim diyorlar. Görevi belediyeye veriyorlar. Altlarında imzaları var. Fonu vermiyorlar. Neden? Belediyeleri CHP aldı, bu sorunu çözemesin. Allah muhafaza, yeni kayıplar olsun. Kanun var, belediye görevini yapmadı diyelim. Bu oyuna gelir mi bu millet?” diye sordu.
“Bu Masada Biz Yokuz”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir programda bir soru üzerine, yasa ile ilgili süreçleri takip ettiklerini ve oluşturdukları raporları paylaştıklarını dile getirdi. İmamoğlu, “Ne yazık ki bu süreç belediyelerle ilgili anormal bir yük yükleyen ve çok üst seviyede sorumluluk yükleyen maddelere sahipken hiçbir belediye ile hiçbir konuda, hiçbir aşamasında Türkiye Belediyeler Birliği ile dahi bir irtibat kurulmadan bu sürecin böyle geliştirilmesini asla ve asla kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
Konunun komisyondan önce bu işi bilenlerin, bu işi uygulayacak olan belediyelerin işi olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bu masada biz yokuz, düşünsenize” şeklinde konuştu. “Belediyeler yok, ilçe belediyeleri yok, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları yok” diyen İmamoğlu, “Ondan sonra demokrasi, özgürlük lafları edeceksiniz. Bu böyle olmaz” ifadelerini kullandı.
AKP’li milletvekillerine seslenen İmamoğlu, bu şekilde bir çözüm arayışının Türkiye’nin bütün belediyelerini zor duruma sokacağının altını çizerek, “Oturalım, bunu konuşalım, toplumsal vicdanı önümüze koyalım. Süreç yönetimini önümüze koyalım. Bütçe yönetimini önümüze koyalım. Bütüncül düşünelim. Yapılan her kanun adımını yanlış yaparsanız, yani bir düğmeyi yanlış iliklediğiniz zaman böyle devam eder gider. Meselenin özü budur. Yapmayın bunu milletimize, bize, kurumlarımıza. Sadece bu konuda değil, birçok konuda aynı şey” dedi.
Avrupa Parlamentosu’ndan TBMM’ye Çağrı
Avrupa Parlamentosu üyesi iki vekil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda yapılacak sokak hayvanları yasası görüşmeleri öncesinde milletvekillerine hitaben bir mektup göndererek yasanın geçirilmemesi çağrısında bulundu. Avrupa Parlamentosu Üyesi Anja Hazekamp ve Hollanda Ulusal Parlamentosu Üyesi Ines Kostic imzalı mektupta, Hollanda’da sokak hayvanları sorununun çözümünde kullanılan “Yakala, Kısırlaştır, Aşıla ve Yerine Bırak” yönteminin kanıtlanmış başarı sonuçlarına yer verilirken, yasanın Türkiye’nin itibarı ve insanların psikolojisi üzerinde yaratacağı olumsuz sonuçlara vurgu yapıldı.
“Türkiye Bir Şefkat Örneği”
Brigitte Bardot Vakıf Başkanı Brigitte Bardot da basın aracılığıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen bir mektup kaleme aldı. Türkiye’nin şimdiye kadar sokaklarda halkla uyum içinde yaşayabilen sahipsiz köpek ve kediler için bir şefkat örneği olduğunun vurgulandığı mektupta, “Vakfım, bu sosyal varlıkları yakalayıp öldürmeyi veya ömür boyu hapishane/ölüm barınaklarına kapatmayı tercih eden yetkililerle dünya çapında yapılan çok sayıda müzakerede bu örneği ortaya koydu” ifadeleri yer aldı.
Önlemlerin acımasız olmanın yanı sıra öldürmenin ve yakalamanın, çok fazla sayıda olan başıboş köpek ve kedi sorununu daha da kötüleştireceğine dikkat çekilen mektupta, “Konuyla ilgili tüm uzmanlar bu noktada hemfikirdir ve bir ülkenin imajı ile hayvanlarına nasıl davrandığı arasında kuvvetli bir ilişki vardır. 22 Ağustos 2023 tarihinde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, Genel Yorum 26’da çocukların her türlü aile içi şiddetten ve hayvanlara uygulanan şiddetten korunması çağrısında bulunmuştur. Toplum içinde yaşayan sokak hayvanlarının yakalanması, hapsedilmesi ve ötanazi uygulanması bu şiddet türlerinden biridir!” denildi.
“Türkiye’nin, en sadık dostlarımız olan bu hassas canlılara karşı ilgisizliği ve acımasızlığı nedeniyle eleştirilen, sevilmeyen bir ülke olmasına izin vermeyin” denilen mektup, Erdoğan’a iletilen rica ile son buldu: “Sayın Cumhurbaşkanı, size güveniyor ve bu konuda gerekeni yapmanızı umut ediyorum. Cevabınızı bekliyor ve saygılarımı sunuyorum.”
“Greenpeace Türkiye’nin Sitesine 250 binin Üzerinde İnsan Giriş Yaptı”
Tasarımın Meclis Komisyonu’ndan geçmesi ile ilgili olarak bir açıklama yapan Greenpeace Türkiye, “TBMM Komisyonu, sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünü açan yasa tasarısını kabul etti. Çözümün öldürmek olmadığı yönündeki çağrılar Komisyon tarafından karşılık bulamasa da henüz her şey bitmiş değil” ifadelerini kullandı.
Greenpeace’in anketine katılanların %94’ünün çözümün öldürmek olmadığını belirttiklerinin aktarıldığı açıklamada, “Yasanın çekilmesi için komisyon üyelerine mail atma kampanyası için de sitemize 250 binin üstünde insan giriş yaptı. Tüm bu çağrılar henüz muhataplarınca karşılık bulamamış görünse de süreç devam ediyor. Tasarı, TBMM Genel Kurulu’nun ardından Cumhurbaşkanına sunulacak. 20 yıldır yeterince uygulanmayan Hayvanları Koruma Kanunu’nu uygulamak için hâlâ zaman var” denildi.
Hayvanları öldürmeye yönelik bu yasanın geçmesi durumunda geri dönülmez ve öngörülemez bir şiddet sarmalına gireceğimiz uyarısında bulunan Greenpeace Türkiye şu talepleri sıraladı: “Bu şiddetin önüne geçebiliriz. Çözüm için her türlü bilimsel araştırma, uygulama önerisi, başarılı dünya örneği önümüzde hazır duruyor. Somut ve hızlı adımlara ihtiyaç duyulan noktalarda insancıl, yaşam hakkından yana önlemleri hep birlikte sağlayabiliriz. Bunu ortak akıl ve iş birliği ile çözebiliriz. Hem sokaklarımızı daha güvenli hale getirebilir hem sokak hayvanlarımızın canlarını koruyabilir hem de birlikte yaşam kültürümüzü güvence altına alabiliriz. İhtiyacımız olan kanun elimizde. Yeni bir yasaya gerek yok. Aşıla, kısırlaştır, yerinde yaşat diyen sese kulak verilsin! Bu karardan dönülsün.”
“Yaşam en temel haktır” hatırlatmasında bulunan TEMA Vakfı, #YasayıGeriÇek etiketi ile yaptığı açıklamada, “Doğadaki tüm dostlarımızın korunması, güvenli ve sevgi dolu bir yaşam alanına sahip olması hepimizin sorumluluğu” görüşünü paylaştı.
“Yan Yana Mücadele Etmeye Devam Edeceğiz”
Dört Ayaklı Şehir, Instagram hesabından #YasaDeğilCinayet etiketi ile yaptığı açıklamada, mücadelenin devam edeceğini vurgulayarak, “Hayvanların yaşam hakkını savunmak ve katliamın ortağı olmamak için bu suça seyirci kalmayacağız. Türkiye’nin her yerinde, her kesimden insanla yan yana mücadele etmeye devam edeceğiz”
Temiz Hava Hakkı Platformu da #YasayıGeriÇek etiketi ile aynı havayı soluduğumuz sokak hayvanlarının yaşam hakkı için yasanın geri çekilmesi talebinde bulundu.
Binlerce yurttaş ise sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları paylaşımlarda yasa tasarısının geri çekilmesine yönelik taleplerini dile getirmeyi sürdürdü.