#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Kentin Yeni Gündemi

İki yılda bir yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Kentsel Forumu’nun 9’uncusu Şubat ayında Kuala Lumpur’da yapıldı. Katılımcıların %30’dan fazlasının gençlerden oluşması, ileriye dönük ümit veren güzel bir gelişmeydi.

YAZI: Sibel BÜLAY

İki yılda bir yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Kentsel Forumu’nun 9’uncusu Şubat ayında Kuala Lumpur’da yapıldı. Toplantıda 165 ülkeden 23 bine yakın katılımcı vardı. Katılımcıların %30’dan fazlasının gençlerden oluşması, ileriye dönük ümit veren güzel bir gelişmeydi. Forumun iki önemli amacı vardı: HABITAT camiası yeni atanan başkanla, Malezyalı Datuk Maimunah Mohd Sharif’le tanıştı. Penang kentinin eski belediye başkanı olan Maimunah Hanım, başkanlığı sırasında kadın haklarına ağırlık vereceğini her konuşmasında vurguladı. Kadın belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda “Son toplantımızda sizin yanınızda oturuyordum. Beni bu görevimde yalnız bırakmayın. Yapılacak çok iş var. Bunları ancak beraber başarırız” diyerek eski meslektaşlarından destek istedi. (BM’nin üst düzey yöneticilerinin %50’sine kadınların atanmış olması da ayrıca ümit veren bir gelişme.)

Forumun ikinci amacı 15 ay önce HABITAT 3 toplantısında kabul edilen ve yürürlüğe giren Yeni Kentsel Gündem’in uygulanmasındaki gelişmeleri değerlendirmekti.

Katılımcılar ve Konularda Çeşitlilik

Toplantıya kentsel gelişmede paydaş olan her kesimden katılım vardı: Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençler; iş dünyası; yüksek eğitim ve araştırma kurumları; belediye başkanları, bakanlar ve parlamenterler; yerli halklar; çiftçiler, işçiler ve sendikalar; basın ve tabii sivil toplum örgütleri. Ele alınan konular da bir o kadar çeşitliydi: İklim değişikliği, risk azaltımı ve dayanıklılık; konut, yoksul mahallelerin iyileştirilmesi; arazi kullanımı, kamu alanları ve kent tasarımı; insani yardımlar, yerel kalkınma ve finans; göç; kent hizmetleri; yönetişim; veri toplama ve kalkınmada bilimin rolü; sürdürülebilirlik ve barış. Bugüne kadar yapılan toplantılarla karşılaştırdığımda özellikle çocuk hakları ve çocukların karar sürecine katılımı konularının çok işlendiğini gördüm. Çocukların bilgilendirildiğinde çok etkili birer aktivist oldukları örneklerle anlatıldı.

Ben ağırlıklı olarak yönetişim ile ilgili oturumlara katıldım. Dünyanın dört bir yanından katılımcı demokrasinin başarı hikayeleri paylaşıldı. Yayalaştırma, bisiklet yolları, kamu alanlarının kullanımı gibi konularda halk, yerel yönetimlerle birlikte çalışarak yaşam kalitesini artırıcı sonuçlar elde ediyor. Bunun örneklerini Türkiye’de de görüyoruz. Nilüfer Belediyesi’nin katılımcı karar mekanizmalarını birkaç yazımda buradan paylaşmıştım. Ama Yeni Kentsel Gündem’de yönetişim, bu örneklerin çok ötesinde, uygulamanın kilit noktalarından biri (diğerleri finansman ve kapasite geliştirme). Konunun önemini anlamak için programa bakmak yeterli. Çok sayıda oturumun yanı sıra üç saatlik bir üst düzey yuvarlak masa toplantısı da tümüyle yönetişim ve yönetişimde inovasyon konusuna ayrılmıştı. London School of Economics’in Kentler Programı’nın Direktörü Dr. Philipp Rode bu oturumu yönetti. Rode, açılış konuşmasında Yeni Kentsel Gündem’in içeriğinin %50’sinin hedefler, %50’sinin de bu hedeflere nasıl ulaşılacağı (yani yönetişim) olduğunu anlattı. Bu oturumda yönetimden yönetişime geçerken yeni kavramlar ve yeni kurumlar; bunların gelişmesi için de inovasyonun gerektiği vurgulandı.

  • Merkeziyetçi yapıdan yerelliğe/yerinden yönetime geçiş: Kararların uygulamaya en yakın birimler tarafından alınması.
  • Kararların katılımcı ve kapsayıcı demokrasi anlayışı ile alınması.
  • Kararların alınması ve uygulanmasında şeffaflık ve hesap verebilirlik olması.

Burada “kararlar” kavramının içeriği oldukça geniş: Stratejik planlama, yasal altyapı ve reformlar; kurumsal ve finansal yapı… yani milyonlarca insanı etkileyecek konular. Bu kararların kapsayıcı, katılımcı demokrasi çerçevesinde alınması için yeni mekanizmalar, yeni gereçler, süreçler gerek.

Emlak Piyasasında Şeffaflık

Şeffaflık yönetişimin olmazsa olmazlarından. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nden Dieter Zinnbauer, kentlerde en büyük yolsuzlukların emlak işlerinde döndüğünü; dünyada kara para aklamanın en etkili gerecinin emlak piyasası olduğunu verilerle anlattı. Londra’da 36 bin arsa/binanın sahibi paravan şirketler olarak belirlenmiş. Miami’de apartman satışlarının %90’ı nakit ile yapılıyor. Dünyada suça katılımdan dolayı el konulan malların %30’u emlak. Zinnbauer, arazi sahipliğiyle ilgili bilgilerin halka açık olmasının eşitsizliği giderme ve yolsuzluğun önünü kesme açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Büyük Britanya ve ABD’de yerel yönetimlerin emlak sahiplerini açıklaması yönünde çalışmalar başlatılmış. (Türkiye’de belediye çalışmalarının büyük bölümünün imarla ilgili olduğunu hatırlayalım. Bizde de bu konuya şeffaflık getirilmesi; bu konularda kararların toplumun yararı gözetilerek, katılımcı demokrasi çerçevesinde alınması gerekmez mi?)

Buna bağlı olarak Belçika’nın Ulaşım ve Altyapı Bakanı Pascal Smet’in bir önerisini paylaşmak istiyorum. Smet, “Belediye meclis üyeleri seçilmesin” diyor. Kentte yaşayan her yetişkinin sırasıyla bu göreve getirilmesini öneriyor. Bu uygulama katılımcılığı güçlendireceği gibi yıllar boyu meclis üyeliğine seçilip görevinin halka hizmet olduğunu unutan kişilerden kurtulmayı sağlar. Üzerinde düşünülmeye değer.

Sonuç

Bugünün kurumlarıyla, süreçleriyle Yeni Kentsel Gündem’deki hedeflere ulaşamayız. Kent politikalarının temeli şeffaf ve yerinden yönetimin katılımcı ve kapsayıcı demokrasiyle birleşmesi olmalı.

Tabii her toplantıda olduğu gibi bunun da sonunda “Kuala Lumpur Deklarasyonu” yayınlandı. İlgilenen okurlarım deklarasyonun İngilizcesine buradan ulaşabilirler: wuf9.org/kuala-lumpur-declaration/

Sibel Bülay

Akıllı Şehirler Danışmanı | Yaşanabilir Kentler