Biz uzun zamandır boşuna demiyoruz, “İklim Değişikliği, petrol kuyularında, kömür ocaklarında değil, ayakucumuzda başlıyor” diye. Prize taktığımız her cihaz, elektrik dolayımıyla karbon emisyonu salmaya başlıyor. Bunun çözümü de, ister kocaman kurumların yöneticisi olalım, isterse de kendi halinde evsel tüketiciler, kendi etkimizin farkında olmak. “Aramızda Elektrik Var” kitabıyla dikkatimizi çeken enerji danışmanı Figen Özer de benzer bir şey söylüyor: “Sistemle savaşmak sadece tüketiciyi yıpratır. Kazandıracak olan farkında olmaktır”. Peki, nasıl bilinçleniriz; tüketimimizi azaltabilir, yenilenebilir enerji kullanabiliriz?
Öncelikle kendinizi biraz tanıtır mısınız? Kimdir Figen Özer?
1984 doğumluyum ve üniversite son sınıfta enerji sektöründe başladığım çalışma hayatıma hâlâ enerji sektöründe devam ediyorum. Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme mezunuyum ve üzerine MBA yaptım. 2005 yılında enerji piyasasına giriş yaptım ama bu süre zarfında sadece kurumsal şirketlerde çalışmadım, proje koordinatörlüğü ve kendime ait olup realize ettiğim projelerim de var. Danışmanlık tarafında çalıştıktan sonra şu anda regülasyon alanında çalışmalarıma devam ediyorum.
Uzmanlık alanım serbest tüketiciler. Ancak konjonktürün yarattığı ve şirketlerin geniş kadrolarla istihdam ettiği satış temsilcilerinden olmadığımın altını çizmek isterim. Uzmanlık iddiası olan herkesin konuya ilişkin mevzuat hâkimiyeti, sektör bilgisi, işin operasyon tarafına dair bilgiye de sahip olması gerekiyor.
“Aramızda Elektrik Var” kitabı, Haziran 2013’te, o dönemki EPDK Başkanı Sayın Hasan Köktaş’ın da değerli yorumu ile çıktı ve kitapçılarda yerini aldı. Yine aynı konuya ilişkin olarak Farkındalık vs Farklılaşma eğitimlerine devam ediyorum. Üniversitelerden güzel talepler geliyor, böylece ilgili zihinlerle ve gözlerle buluşmuş oluyoruz.
Geçtiğimiz sayıda kısa bir tanıtımını yaptık kitabınızın. Temel olarak bu çalışmayla, elektrik tüketicilerini bilinçlendirmeyi amaçladığınızı söylüyorsunuz. Peki, bilinçli bir elektrik tüketicisi ne demektir? Kimdir bu bilinçli tüketici?
Farkında olan ve doğru soruları sorabilen tüketicidir. Elbette, tüketici olarak hoşnut olmadığımız bir takım hususlar var. Ancak bir sistemle savaşmak sadece tüketiciyi yıpratır. Kazandıracak olan farkında olmaktır. Dahası güvenemiyoruz, oysa şüphe duymamız gereken durumlar olduğu gibi tüketici olarak bizim önyargılarımızdan kaynaklanan güvensizlikler de mevcut. Haliyle farkındalık ne kadar yüksekse o kadar doğru ve yerinde sorular gelir, gelen cevaplarla birlikte sağlıklı bir rasyonel değerlendirme yapılabilir. İşte bu sağlıklı değerlendirmenin tüm detaylarını da kitapta aktarmaya çalıştım.
Avantajımızı koruyarak indirimli elektrik tedarik etmenin püf noktaları nelerdir? Ve işbirliği yapmak için doğru enerji şirketini nasıl seçebiliriz?
Her şeyden evvel tüketicinin, halihazırda kendisine gelen elektrik faturası kalemlerinin ve bu kalemlerin düzenlenmiş tutar ve oranlarının farkında olması gerekiyor ki yeni bir teklif önüne konduğunda mukayese yapabilsin. Tedarikçisini değiştirdikten sonra da kontrol alanlarının farkında olmalı.
Sadece bu da değil. Haklarının farkında olmalı, serbest tüketici yönetmeliği ve müşteri hizmetleri yönetmeliği dediğimizde, kendilerini ilgilendiren maddelerin de farkında olmalılar. Elbette ilk bakışta karmaşık ve anlaşılmaz gelebilir. İşte bu noktada seçecekleri şirketin varlığı çok önemli. Sorularına en doğru ve objektif cevapları aldıkları şirket, işbirliği için çok uygun olacaktır. Satış öncesinde daha hareketli olan, reklam ve tanıtım konusunda masraftan kaçmayan şirketler de değerlendirme potasına alınmalı ama tüketiciler albenisine kapılmamalı. Yüksek indirim oranları tüketici için mıknatıs görevi görmemeli, tüketici kazancını ve edineceği faydayı uzun vadede değerlendirmeli.
Tüketici için, yaptığı her ikili anlaşma tecrübe demek. Haliyle her noktasından öğrenmeli ve farkındalığını artırmalı.
Serbest tüketici artık kendi elektrik tedarikçisini seçebiliyor ama sanırım belirli bir sarfiyatın üzerinde olanlar. Kimler bağımsız olarak, elektrik tedarikçisiyle anlaşma yapabiliyor? Tek tek ev bazında olmasa bile site veya toplu yerleşim birimleri böyle anlaşmalar yapabiliyor mu? Neler sağlıyor tüketiciye bu tür anlaşmalar?
Elektrik tedarik edebileceği şirketi seçme hakkına sahip tüketicilere artık bilindiği üzere serbest tüketiciler diyoruz. Serbest Tüketici Yönetmeliği, bu konuya ilişkin detaylı bir düzenleme içeriyor. 2014 yılı itibariyle yayımlanan Kurul Kararı uyarınca artık yıllık 4500 kWh ve üzerinde elektrik tüketen herkes serbest tüketici sayılmakta. Mevcut piyasa yapısında tüketiciler düzenlenmiş ulusal tarife üzerinden elektrik tedarik ediyorlar. Serbest tüketicilerin sahip olduğu avantaj ise bu tarifeye bağlı kalmadan daha indirimli fiyatlardan elektrik tedarik edebilir olmaları. Ancak bu alışveriş, dikkat edilmesi gereken hususları da barındırıyor. Zira Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olma hikâyeleri de yok değil.
İşin bir de yenilenebilir enerji tedariki kısmı var. EKOIQ olarak işin bu tarafı da bizim için önemli çünkü böylece hem yenilenebilir enerji üreten şirketlere katkı sağlanabilir, hem tüketicinin bu konudaki bilinci artırılabilir, hem de karbon emisyonlarımızı düşürebiliriz. Bu konuda da görüşlerinizi alabilir miyiz?
Bu konu benim için de her zaman önem verdiğim konulardan olmuştur. Yazı yazdığım Gas&Power dergisinde de “Elektrik Ticaretinde Yeşil Renovasyon” başlıklı yazımda da dile getirmiştim. Sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapan şirketler, ikili anlaşma rekabetine girip serbest tüketici peşine düştükleri zaman, diğer üretim kaynaklarından üretim yapan ya da paçal yapabilen şirketlere nazaran geride kalıyorlar. Bu durumda tüketicide yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapan bir şirkete para kazandırma bakış açısı olsa, işte o aradaki teklif farkı kapanmış olacak. Elbette bu kapsamda bir sertifikasyon sisteminin oluşturulması da hâlâ beklediğimiz düzenlemelerden biri. Böylece tüketici temiz enerji kullanımını belgelendirmiş, üretici için de temiz enerji konusu ticaret ayağında sübvanse edilmiş olacaktır.
Bir de kitapla paralel olarak bir internet sitesi hazırladınız: www. sizdebilin.com. Tüketiciler, okuyucular nasıl yararlanabilir bu siteden?
Bu siteyi, kendi blogum olan www. figenozer.com’a ilave olarak, kitap okurları ve tüketiciler ile interaktif bağlantıda kalmak için açtım. Bu site üzerinden, kitabı okumuş kişilerden çok güzel yorumlar ve geri dönüşler, edinmek isteyen kişilerden de talepler alıyorum. Sitede ayrıca konuya ilişkin makaleler de yer alıyor. Sitenin twitter adresinde (twitter.com/sizdebilincom) sektörel gelişmeleri paylaşıyorum. Yakında tüketiciyi ilgilendiren mevzuat yorumları ve daha çok sayıda makale yer alacak. Ancak şu sıralar kitabın 2. baskısının hazırlıkları ile haşır neşirim. Malum, dinamik bir piyasa koşullarına sahibiz. Haliyle ihtiyaca yönelik olarak kitaba yeni bölümler ekledim. Farkındalık, farklılaşma ve mevzuat başlıkları altında yine çok faydalı olacağına inandığım satırlara aktardım düşüncelerimi. Merak edilen bir konu daha var ki siz sormadan söyleyelim; dili yine aynı olacak, sevdiğim o argüman ile, ciddi konular da sıkıcı olmadan anlatılabilir düsturuyla hazırlıyorum 2. baskıyı da.
Eklemek ve vurgulamak istedikleriniz…
Öncelikle kitabıma gösterdiğiniz ilgi için, röportaj davetiniz için teşekkür ederim. Konuya ilişkin vurgularımı bloglarımda, kitapta, Farkındalık ve Farklılaşma eğitimlerimde yapmaya devam edeceğim. Sizin sayfalarınızda da tüketiciler için özellikle vurgu yapmak istediğim husus, bir sisteme verilecek en güzel cevabın farkındalık olduğu gerçeği. Elektrik enerjisi bedeli, yaşam boyu sabit maliyetimiz. Haliyle tedarik sistemi de yüksek bir farkındalık seviyesi gerektiriyor.