Tiyatro, sinema oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Toprak Sergen, bu kez girişimci yönüyle karşımızda. “Artık köklerimize ve temellerimize dönmenin zamanı geldi” diyen Sergen, doğa harikası Muğla Dalyan’da “Eski Köye Yeni Adet Çiftliği”ni kurdu. En fazla 30 kişinin konaklayabileceği organik çiftlik, benzerlerinden “teknoloji” yönüyle farklılaşıyor. Kuzusu, keçisi, hatta baykuşu bile olan, organik mutfağa sahip mekânda sunumlarınızı yapabileceğiniz dev ekran perde de var, “Bujin Fight Club” sistemine sahip spor organizasyonu da… Çiftlikte neler var, neler yok? Hepsini Toprak Sergen sizler için yanıtladı.
Dalyan’daki bu çiftliği kurmaya nasıl karar verdiniz?
Köklerimize ve temellerimize dönmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Doğa, 25-30 yıl içinde tam anlamıyla insanların yasayamayacakları şeyleri gösterecek. Biz de bir an önce elimizdeyken o güzelim doğanın içinde yaşayalım dedik. Eski köye yeni adet getirmek için kurmaya karar verdik aslında
Eski köye yeni adet getirmek nasıl oluyor peki?
Olay, sadece konvansiyonel tarım ve sadece konvansiyonel turizm değil. Biz çağ- daş tarım ve turizm yapmak niyetindeyiz. Zaten bu yüzden organiğiz. Mesela biz odalarımıza yaşam alanı diyoruz. Çiftlikte daha pek çok detay var.
Çiftliğin içinde neler var, neler yok? Klasik bir tatilden ne farkı olacak bura- sının?
Çeşitli yaşam alanları var. 7 oda ve 3 tane bungalov var. Gerekirse 3-4 çadır kuru- labilir. Yani maksimum 30 kişinin 12 dönümde yaşayacağı bir alan geliştirdik. Çiftliğimizi hayvanlarımızla paylaşıyoruz. Tavuklarımız, keçilerimiz, koçumuz, koyunlarımız, oğlaklarımız, kuzularımız, kedilerimiz, leyleğimiz, hatta baykuşumuz bile var. Tam anlamıyla doğanın içindeyiz. Dut, nar, erik, kayısı, şeftali, mandalina, portakal ağaçlarımız var. Organik tarım anlamında da özellikle nar ve limon üretimi yapıyoruz. Yaklaşık 450 nar ve 200 limon ağacımız bulunuyor çiftlikte. Misafirlerimiz klasik bir tatilde bula- bileceği ne varsa muhtemelen burada bulamayacak. Mesela odalarımızda televizyon yok. Dizi izlemek hiç yok. Aslında bir şeyler izlemek için geniş ekran perdemiz var. İş toplantısı için gelenler sunum da yapabilir mesela. Her tür teknolojik çözümümüz de bulunuyor. Bizim bir diğer ayağımız Hersey.tv.tr. İnternet üzerinden en çok izlenen yayınlardan biriyiz. Her gün 1 milyonun üzerinde sayfa açıyor ziyaretçilerimiz. Biz teknoloji ve modern dünyayı aslında doğanın tam gö- beğinde kullanma ve devam ettirme çizgi- sinde olmak istiyoruz. Bu anlamda belki de Türkiye’de ilkiz. Kimi çiftlikler çok fazla çiftlik, yani konvansiyonel. Bazıları da sadece “mış” gibi… Biz ikisinin de en gerçek ve etkileyici unsurlarını bir araya getirmek istedik.
Misafirlerinize sunduğunuz imkânlardan ve aktivitelerden bahseder misiniz biraz?
Bizde organik sabah kahvaltısı ve organik akşam yemeği var. Aktiviteler ise müthiş! Öncelikle 30 kilometrekarelik Dalyan Deltası, Puket’in Krabi bölgesinden daha da etkileyici. Burada dalabilirsin, uçabilirsin, yüzebilirsin… Göl bağlantısı, dağ, derene- hir bağlantısı var. Ya da istersen kırlarda dolaşırsın, istersen dünya üzerinde sadece iki bölgede olan Sığla Ağacı Ormanı’na, Tepe Arkası Bölgesi’ne gidebilirsin. Dalyan kanallarının üzerinden çok ünlü İztuzu Plajı’na çıkıp denize girebilirsin. Mavi Yolculuk rotasında olan Ekincik ya da Kargıcak ve Aşı koylarını tercih edebilirsin. Çamur banyosu, kano, trekking yapıp at binebilirsin. Ve eğer istersen de hiçbir şey yapmazsın. Gelip burada, havuz başında kitap okuyup müzik dinlemeyi tercih edebilirsin. İyi müzik zevkimizin olduğunu düşünüyoruz. Ağırlıklı olarak chillout, tango ve caz…
Erol Uğur’la günlük “kişiye özel organik” antrenman programınız var. Bu program kapsamında misafirler neler yapıyor?
Erol Abi, 1982’de İstanbul’da ilk fitness sistemini kuran, üst düzeyde uluslararası bir master trainer. Onun antrenmanı tamamen kişiye özel. Karşısındaki kişinin özelliklerini anladıktan sonra ona göre program yaptırır. Sistemin kendisi zaten “Bujin Fight Club” sistemi. Bu sadece bir antrenman değil. Erol Abi aynı zamanda vücuttaki, özellikle iskelet sistemindeki ağrıları ve buna benzer pek çok sağlık konularını da yakından bilen ve pek çok kitap yazan biri.
Peki, isteyenler çiftlikte çalışabilecek mi?
Çalışabilirler, tabii dayanabilirlerse… Ama ben burada çalıştım, ücretsiz kalayım diye bir şey yok. Denemesi bedava J
Vitamin barınıza ve organik mutfağınıza da kısaca değinelim…
Burada nar yetiştiriyoruz, nar suyumuz var. Limon yetiştiriyoruz, limonatamız var, hem de organik babaanne limonatası. Portakal da aynı şekilde. Ayrıca sertifikalı doğal bal yapıyoruz. Yeniadet.com’da sa- tılan organik ürünlerimiz var. Mutfağımız da organik; bahçeden. Biz mesela en son bakla yedik, fasulye yedik. Salatalıklarımız, domateslerimiz, patlıcanlarımız var, mevsimine göre çıkan sebze-meyveler… Onun haricinde Dalyan Deltası’nın balıkları çok meşhurdur. Özellikle çipura, kefal ve somon. Bizim küçük bir restoranımız da var. Buraya dışarıdan da gelenler oluyor. Misafirlerimiz dilerlerse burada da yemek yiyebiliyorlar.
“En ekonomik ve en kaliteli olmak” gibi bir hedefiniz var. Fiyatlar nasıl?
Yüksek sezonda maksimum 60 TL, bayramda ise 70 TL olacak fiyatlar. Bu rakama sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil. Misafirlerimiz taksit avantajlarını da değerlendirebilirler. Ziyaretçiler, tüm bilgileri siteden elde edebilir.
Daha önce Kaş’ta işlettiğiniz butik oteldeki hataları elimine edip güncel sürümle karşımıza çıktığınızı söylüyorsunuz. Neydi eskideki o hatalar?
Bir dolu şey oluyor. Her karşılaştığı- nız sorunla kendinizi geliştiriyorsunuz. Hayatta değişmeyen tek şey değişim. Kaş’taki otel, 26 odalıydı. Bu sefer 10 odayı tercih ettik. O işi kalabalık bir ekiple yürütüyorduk. En zoru insan unsuru biliyorsunuz, doğayla iç içe olmak çok kolay, ama insanla iç içe olmak güç bir şey. Onun için doğanın içinde daha az sayıda insanın kalabileceği bir yapıyı tercih et- tik. Orası havalimanına çok uzaktı, burası sadece 20 dakika uzaklıkta. Türkiye’deki turistik tesisler içinde havalimanına en yakın binde 1’lik çizginin içindeyiz. Çok pratik… Gelirsin kalırsın, hemen geri de dönebilirsin.
Sizi ekranlarda pek göremiyoruz. Artık girişimci ve işletmeci yönünüzle mi göreceğiz?
Sinemada geçen yıl Türkiye üçüncüsü olan “Sen Kimsin” filminin başrol oyun- cularındandım. Televizyonu ise reddediyorum. Zaten hiçbir zaman bir yerlerde görünme telaşım olmadı. Kalite, kantiteden daha önemli. Ayrıca internette Türkiye’nin en çok izlenen yayınıyız; interneti TV’den kat kat fazla önemsiyorum.
Son olarak neler söylersiniz?
Siz de EKOIQ olarak çok güzel bir sistem kurmuşsunuz. Hep beraber en güzeli olsun. Ama her şeyin ötesinde şu olsun: Doğa kazansın. Doğayla bağlantısını ko- paran insanlar, mental olarak da kötü duruma düşüyorlar, fiziksel olarak da. Doğanın güzel enerjisi insanların içinde duruyor olsun, sevgiyle…