#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Köpekler Özgür Yaşama Mücadelesinin Simgesidir!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Mayıs’ta sokakta yaşayan köpeklerin tecrit ve katliamını içeren yasa tasarısına dair TBMM’de yaptığı açıklamanın üzerine Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, bir basın bildirisi yayımladı. Tasarının gündeme getirildiği günden bu yana Türkiye’nin farklı illerinden tepkilerin yükseldiğinin belirtildiği bildiride, “Köpekler tam da bu gündemde, iddia ettiğiniz gibi ulusal güvenlik sorunu değil, özgür yaşama hakkı mücadelesinin simgesidir”  sözlerine yer verildi.

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TBMM’de hazırladıkları yasa tasarısına dair yaptığı açıklamanın ardından bir basın bildirisi yayımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın, ders vermeye kalkmasın. Sokakta yaşayan köpekleri barınaklarda toplayacağız, hayvanseverlerin hepsini sahiplenmesi halinde ‘sonraki adıma’ (öldürmeye) gerek kalmayacak” sözlerine değinilen bildiride, “Biz merhamet değil, adalet istiyoruz! Köpekler sizin ve kimsenin merhametine kalmasın, adalet bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak keyfi talimatnameler arasında kaybolmasın diye ‘hak’ savunuculuğu yapıyoruz” denildi.

2021’de mevcut kanunun güncellemesinden sorumlu olan AKP’li vekillerin ceza alt sınırının artırılmasına yönelik tüm taleplerini bilinçli olarak reddettiklerinin belirtildiği bildiride, Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanları gerektiği gibi yaşatmak için devlet kurumlarının ve yerel yönetimlerin yapmadıklarını, hayvanseverlerin ve hayvan hakkı savunucularının yaptıkları dile getirildi. Hayvanseverlerin ve hak savunucularının fiziksel zorluk ve kısıtlı imkanlar içinde olduklarının vurgulandığı bildiride, “Sorumsuzluğunuzun, kanuna aykırı fiillerinizin ve ihmalkarlığınızın yükünü omuzlarımıza yıkamazsınız. Dev barınaklar kurmak için ihaleler açtığınız rant devşirme planlarınızı, köpekleri ve hayvanseverleri ezerek hayata geçiremezsiniz” denildi.

5199 Sayılı Kanun’a Dikkat Çekildi

“Geçici bakımevi açma ve kısırlaştırma zorunluluğu 5199 sayılı Kanun’un çıktığı 2004 yılından beri var. Yasanın güncellendiği 2021 yılında da, nüfusu 25 bin ile 75 bin arası olan belediyelere 31 Aralık 2024, 75 binin üstündekilere ise 31 Aralık 2022’ye kadar bakımevi kurma zorunluluğu getirilmişti” bilgisinin aktarıldığı bildiride; 22 yıldır, hatta son üç yıldır bir adım öteye dahi gidilemediğinin altı çizilerek “Halihazırda Türkiye’de 1389 belediyenin 1130’unda geçici bakımevi yok” denildi.

Birçok belediyede Veteriner İşleri Müdürlükleri dahi olmadığının belirtildiği açıklamada, barınaklarda türlü şekillerde katliam yaşanırken şimdi milyonlarca köpeğin hapsedilmesi durumunda, yeterli bakım sağlanamayacağı ve veteriner hekim istihdam edilemeyeceği savunuldu.

“Kuduz Hastalığının Artmasıyla İlgili Bilimsel Veri Yok”

Kuduz riski söylemine de dikkat çekilen açıklamada, Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi üyelerinin basına verdikleri demeçlerde, Türkiye’de kuduz hastalığının artmasıyla ilgili hiçbir bilimsel veri olmadığı aktarıldı. Ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyolojik sorunlarının varlığına işaret edilen açıklamada, “Geçinemiyoruz, barınamıyoruz ama en büyük sorunumuz sokakta yaşayan köpekler, öyle mi?” sorusu yöneltildi.

Hayvanları hapsederek sokakların güvenli kılınamayacağının aksine toplumsal bellekte kara bir leke yaratılacağının belirtildiği basın bildirisinde, “Biz hayvan hakları aktivistleri olarak, tam da tüm canlılar için yaşamı savunduğumuz için, herkes için şiddetsiz bir dünya istediğimiz için köpeklerden değil, gerçek sorumlulardan hesap sorulmasını istiyoruz. Sokakta yaşayan hayvanlara dönük nefret sadece onların değil, hepimizin hak ve özgürlükleriyle ilgili bir sorundur! Soykırıma hayır, köpek katliamına hayır! Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin” sözlerine yer verildi.