Başta Suriye olmak üzere dünyanın farklı noktalarında devam eden mülteci krizlerine yönelik sivil toplum kuruluşları, girişimciler çözümler öneriyor. Uluslararası kuruluşların yetersiz kaldığı bu çözüm sürecinde, öne çıkan çalışmaları derledik.
Mobilearn: Yabancı bir ülkeye yeni gelen göçmenlere yönelik bu uygulama, karşılaşılan zorluklara yardım üretebilecek kişilere erişimi kolaylaştırmayı amaçlıyor. İsveç merkezli uygulamada kullanıcı, örneğin kendi dilinde “doktor” kelimesini arattığında uygulamanın arama motoru farklı devlet veri bankalarına kayıtlı doktorları araştırıp, en ilgili sonucu buluyor. Uygulamanın kurucuları, bu verileri elde etmek için uzun yıllar farklı resmi kurumlarla görüşmeler yürütmüş. Bugün sistemde 120 farklı İsveçli belediye ile birlikte çalışılıyor.
Refugees Welcome: Girişim mültecilere yönelik Airbnb olarak değerlendiriliyor. Site, evini paylaşıma açan kullanıcıları, ihtiyaç sahibi mültecilerle eşleştiriyor. Almanya’da başlayan uygulama dokuz ülkeye yayılmış ve 500’den fazla mültecinin barınma sorununa çözüm üretmiş durumda. Benzer bir mantıkla İngiltere’de de Homes for Syrians girişimi faaliyet gösteriyor.
Options Foodlab: Suriyeli mültecilere yönelik bir uyum süreci başlatmak isteyen Penny Travlou, kurduğu Options Foodlab ile Atina’da mültecileri yerel insanlarla buluşturuyor. Mülteciler, Yunanlılarla birlikte yemek hazırlıyor, tarifleri paylaşıyor. Özel etkinliklerin ötesinde mültecilerin, profesyonel yemek eğitimi vermeleri için de bir mekan hazırlıyor.
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği: 1995’te kurulan SGDD, Türkiye’deki benzerleri arasında kurumsal yapısıyla özel bir konuma sahip. Kent Mültecileri Koruma Programı ile sığınmacılara yönelik hak temelli savunuculuk faaliyetlerini yürütürken, Mülteci Destek Projesi ile başta sağlık olmak üzere sosyal haklardan yararlanmaları yönünde mülteci ve sığınmacılara danışmanlık sağlanıyor. Ayrıca bir diğer proje ile Gaziantep kent merkezine yerleşmiş Suriyeli mültecilere psikolojik danışmanlık, temel sağlık hizmeti, yasal ve sosyal danışmanlık sunuluyor; sosyal aktiviteler, mesleki eğitim ve dil kursları organize ediliyor; çocuklara, bebek ve annelere yönelik aktiviteler ve eğitimler gerçekleştiriliyor. Yeni projeler arasında ise Çocuk Koruma ve Destek Merkezleri öne çıkıyor. Beş şehirde açılacak merkezlerde çocuklara ve ailelerine yönelik kapsamlı hizmetler sunulacak, koruma sorumluları, psikologlar, aile danışmanları, beslenme uzmanları, gençlik çalışanları ve gönüllüler ile psiko-sosyal, hukuki, ebeveynlik ve beslenme konusunda danışmanlık verilecek.
Refugee Open Ware: Ürdün’de temelleri atılan, şu an İstanbul merkezli yürütülen bu girişim, mültecilerin dijital yöntemlerle ihtiyaç duydukları ekipmanları üretme imkanı sunuyor. Şu an sağlık ekipmanları, kurtarma cihazları, 3 boyutlu yazıcılarla protezler üretiliyor. Ancak sadece üretmenin ötesinde mültecilere bu aletlerin kullanılması da öğretiliyor. Böylece çatışma bölgelerinden bu dijital metotları kullanmayı öğrenerek çıkmaları sağlanarak yeni iş alanları oluşturuyor.
Karam Foundation: 2007’de Chicago’da kurulan vakıf, Suriye krizinde attığı adımlarla dünyanın takdirini topladı. Akıllı yardım, inovatif eğitim ve sürdürülebilir kalkınma başlıklarıyla politikalar üreten vakıf, özellikle Halepli göçmenlere ve kuşatma altındakilere acil durum yardımları ulaştırmasının yanında Reyhanlı’da sponsor oldukları ailelerin çocuklarını okula kavuşturuyor. Böylece emek sömürüsünün, çocuk evliliklerinin önüne geçiyor. Projede halihazırda 18 aileden 35 çocuk okula devam ediyor. Karam ayrıca Hatay’da inovatif eğitim projeleri yürütüyor. Zeitouna adlı yaratıcı terapi programıyla travma yaşayan çocuklara özgüvenlerini kazanma ortamı hazırlanıyor; KLP ile ortaokul dönemindeki çocuklara hazırlanan bilgisayar laboratuvarlarıyla girişim ve teknoloji eğitimleri veriliyor; TÖMER Programı ile gençleri TÖMER dil sınavına hazırlayarak bir Türk üniversitesini kazanma şansı sunuluyor.
NaTakallam: Arapça “konuşuyoruz” anlamına gelen bu girişim, Lübnan’da yaşayan Suriyeli mültecilere Arapça konuşma becerilerini gelire dönüştürme imkanı sunuyor. Columbia Üniversitesi’nden mezun, Ortadoğu kökenli üç girişimcinin kurduğu NaTakallam’da, dünyanın her tarafından kullanıcılar Suriyeli mültecilerle iletişime geçerek Arapça konuşma pratiği yapabiliyor ve Suriye lehçesini öğrenme fırsatı buluyor.
StartupAid: Yunan kökenli Alman Paula Schwarz, Kasım 2015’te başlattığı bu projeyle, yatırımcılar, sivil toplum kuruluşları ve insani yardım girişimcileri arasında bir fikri hayata geçiriyor. Oluşturduğu platformda, sunulan projeler yatırımcılarla tanıştırılıyor. Bu platformda, acil durum bölgelerine yardım malzemesi ulaştıran gönüllü shuttle hizmeti, Arapçadan İngilizceye kişiselleşmiş tercüme paketi, kitlesel göçe çözüm arayan girişimleri buluşturan mobil hackaton gibi projeler geliştiriliyor.
iron Üniversitesi: Vincent Zimmer ve Markus Kreßler’in kurucuları olduğu Kiron Üniversitesi, mültecilere ücretsiz üniversite eğitimi imkanı sunuyor. Crowdfunding kampanyasıyla 600 bin euro toplayan proje kapsamında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden mülteci belgesine sahip kişilere İngilizce dersler sunuyor. Dersler internet üzerinden çevrimiçi verilirken indirilebilir dersler sayesinde çevrimdışı eğitim alma imkanı da oluşuyor.
Migrant Hire: Ağustos 2014’te Afganistan’ı terk eden Mozamel Aman, mültecilerin ve göçmenlerin iş bulmak konusundaki sıkıntılarına Almanya’da birinci elden tanık olmuş. Ortaklarıyla birlikte hazırladığı Migrant Hire girişimiyle hem iş imkanlarını gösteriyor, hem de bu imkanları değerlendirmek için mültecilerin önündeki engelleri kaldırıyor.
Refugees on the Rails: Berlin’s Peace Innovation Lab tarafından hazırlanan ve uygulanan proje mültecilere kod eğitimi veriyor. İlk duyurunun ardından onlarca dizüstü bilgisayar bağışı alan program, bu bilgisayarlar ve teknik imkanlarla “programcılık sayesinde entegrasyon sağlamayı” hedefliyor. Berlin’de başlayan uygulama Köln, Münih, Leipzig ve Amsterdam şehirlerinde de uygulanmaya başladı.
Techfugees: TechCrunch internet sitesinin editörü Mike Butcher tarafından kurulan bu oluşum, mülteci krizine teknoloji camiasının verdiği cevap olarak değerlendiriliyor. Teknoloji temelli küçük çaplı girişimleri bir araya getirmeyi amaçlayan oluşum Avrupa’dan ABD ve Avusturalya’ya yayıldı. Facebook hesabının açılmasıyla kısa sürede 2000 takipçiye ulaştı. Ekip, Techfugees konferansları ve hackathon’lar düzenleyerek yeni çözümler üretiyor.
Welcome to Dresden: Cep telefonu uygulaması, İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça ve Rusça dillerinde mültecilere sığınma ve iltica konularında bilgi verip danışmanlık hizmeti sunuyor.
Refugee Aid App: Bu uygulama ise hareket halindeki mültecilerle, kaynaklarını ve imkanlarını bildiren STK ve gönüllülerin bilgilerini paylaşarak onların sorunlarına çözüm bulmalarına, özellikle barınma ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı oluyor.
SEKIZ İNOVATIF KONUT ÖNERISI
Better Shelter – IKEA: Barınma konusunda devrim yaratan bu tasarım 2013 yılında Etiyopya ve Suriye’de başarıyla denendikten sonra IKEA seri üretime geçti. BM Mülteci Yüksek Komiserliği’nin siparişi üzerin 10 bin barınak geçtiğimiz Kasım ayında dünyanın farklı yerlerinde kuruldu. Kurulumu IKEA mantığıyla ek malzeme gerektirmeyen ve dört ila sekiz saat arasında süren bu barınakların maliyeti sadece 1000 dolar ve beş kişilik bir aileye barınma imkanı sağlıyor. Çatısında bulunan güneş panelleri ise kendi enerjilerini üretme şansı veriyor.
Exo Shelter – Reaction Housing: 10 yıla kadar kullanım ömrü olan bu tasarım, karton kahve bardaklarından ilhamla hazırlandı. Tıpkı bir bardak kapağı gibi dış cephesi zeminin üzerine oturtulup rahatlıkla kurulabiliyor. Zeminin açık olması istiflenmesini ve taşınmasını da kolaylaştırıyor.
Her bir barınak 5000 dolara mal oluyor.
U-Dome – World Shelters: Bu tasarım özellikle afetzedelere yönelik tasarlandı. World Shelters kurucusu Bruce LeBel, özellikle Katrina Kasırgası’nın ardından geometriden faydalanarak hava geçirmeyen ve kötü havadan etkilenmeyen U-Dome’u üretti. Maliyetiyse 1500 dolar.
QuickHab – Green Horizon Manufacturing: Kilitli kapılarıyla QuickHab, evinden olan insanların özellikle güvenlik kaygılarına yönelik bir ürün. Firma, ABD Federal Acil Durum İdaresi Kurumu ile 25 milyon dolarlık bir anlaşma yapınca bu tasarımı üretti. Arından Trinidad, Hindistan ve Peru gibi pek çok ülkeye yönelik satışlar yapıldı. Bütün ev tek bir paketle taşınabiliyor ve dört saatten kısa sürede kurulabiliyor. Her birinde duş, tuvalet ve mutfak bulunuyor. Boyutları değişebilirken yaklaşık 12 metrekarelik bir ev, 15 bin dolara mal oluyor.
Global Village Shelter – Global Village Shelter LLC: Pakistan’dan Honduras’a, Guatemala’dan Grenada ve New Orleans’a, pek çok yerde bu üründen binlerce adet kullanılıyor. Bütün uluslararası standartları karşılayan, kolayca taşınan ürünün maliyeti sadece 1000 dolar.
HuSH2 – Extremis Technology: Özellikle kasırgadan etkilenen bölgeler için hazırlanan tasarımın kurulumunun tamamlanması iki saat sürüyor. Fırtına anında tasarımını değiştirip daha korunaklı bir şekle geçebiliyor. Katlanıp kaldırılması da kolay olduğundan afet durumu geçtiğinde rahatlıkla saklanabiliyor. 2,4×4,3×4,4 metre boyutlarındaki HuSH2, gerektiğinde okul ya da tıbbi yardım amaçlı da kullanılabiliyor. “Fırtına sonrası sessizlik” sloganına sahip ürün 5000 dolarlık bir maliyetle deneme sürecini tamamladı. Bu miktarın düşürülmesi için çalışmalar yapılıyor.
Intershelter – Intershelter: Ürün fırtına rüzgarlarına ve depremlere dayanıklı olarak tasarlanırken içerisi 0 derecenin altındaki kutup soğuğunda sıcak ya da çöl sıcağında serin kalabiliyor. Kubbe şeklinde katlanabilir çatısı birkaç saat içinde özel bir eğitim gerekmeksizin kurulabiliyor. Ürün 7000 dolarlık bir fiyat etiketine sahip.
Rapid Deployment Module – Visible Good: Massachusetts merkezli Visible Good firması, tasarımlarının iki insan tarafından malzemeye gerek duymadan 25 dakika içinde kurulabileceğini vurguluyor. Pencereleri ve kapıları kilitlenebilen bu tasarımın ömrü 10 yıla kadar çıkabiliyor. Afet durumlarında içi hem yataklarla bir ev, hem de masalarla bir ofis gibi kullanılabiliyor. ABD ordusunun yaptığı yatırımın ardından, tasarımın daha sert iklim koşullarına dayanıklı olması için çalışmalar sürüyor.