Ekonomi

Küresel Emisyonların Yüzde 45’i Üretim ve Tüketim Süreçlerinden Kaynaklanıyor

küresel emisyonlar

Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu’nun yeni dönem faaliyetlerinin aktarıldığı toplantıda, Avrupa İmar ve Kalkınması Bankası tarafından başlatılan Döngüsel Ekonomi Bölgesel İnisiyatifi (CERI) de tanıtıldı. Toplantıda; küresel ısınmada büyük payı olan küresel emisyonların %45’inin ürünlerin üretim ve tüketim süreçlerinden kaynaklandığı vurgulanmakla birlikte üretimde kullanılan malzemelerin çıkarılmasının ve işlenmesinin ise biyoçeşitlilik kaybının %90’ından sorumlu görüldüğü ifade edildi.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), Avrupa İmar ve Kalkınması Bankası (EBRD) işbirliğinde yürüttüğü Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu’nun (TDEP) yeni dönem faaliyetlerini aktardığı toplantıda, EBRD de Döngüsel Ekonomi Bölgesel İnisiyatifi’ni (CERI) tanıttı. CERI, EBRD tarafından 2022 yılında Küresel Çevre Fonu (GEF) ortaklığında; Türkiye ve Batı Balkanlar’da döngüsel süreçleri uygulayan ve döngüsel iş modellerini benimseyen özel sektör, kamu ve yerel yönetim yatırımlarını desteklemek amacıyla başlatıldı.

Kullan-At Yöntemi İklim Krizini Şiddetlendiriyor

Küresel ısınma, sıcaklık artışları ve hava olaylarında yaşanan dengesizliklerle iklim değişikliğine neden olmaya devam ediyor. Küresel ısınmada büyük payı olan küresel emisyonların %45’i ürünlerin üretim ve tüketim süreçlerinden kaynaklanıyor. Üretimde kullanılan malzemelerin çıkarılması ve işlenmesi ise biyoçeşitlilik kaybının %90’ından sorumlu görülüyor. Kullan-at yönteminin iklim krizini şiddetlendirmesi nedeniyle tüm dünya, döngüsel ekonomiye geçişi önemli bir fırsat olarak görüyor.

Döngüsel ekonominin dünya ölçeğinde uygulanması durumunda, 2025 yılına kadar sağlanacak tasarrufun yılda yaklaşık 1 trilyon ABD Doları olacağı ve 4,5 trilyon ABD Doları değerinde yeni iş fırsatları yaratacağı tahmin ediliyor.

“Türkiye’nin Döngüsel Ekonomi Gerçekleşeni Potansiyelinin Altında Kalıyor”

SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, döngüsel ekonomide en önemli ihtiyacın sürdürülebilir finansman kaynağı olduğuna dikkat çekti. Edin, “İklim krizinin geldiği acil eylem noktasında; ölçülebilir çıktıları olan somut adımların hayata geçirilmesi, işbirlikleri ve iyi örneklerin artırılması büyük önem taşıyor” dedi.

Döngüsel ekonominin, ekonomik büyümeyi doğal kaynak kullanımından bağımsız hale getirmek için neredeyse tek şansımız olduğunu belirten Edin şunları dile getirdi: “Dünyada döngüsellik oranı artan malzeme çıkarımı nedeniyle %7,2’ye kadar geriledi. Öte yandan geçtiğimiz yıl yayımladığımız Türkiye’de Beş Sektörde Döngüsellik Potansiyeli Ön Araştırma Raporu sonuçları da Türkiye’nin döngüsel ekonomi gerçekleşeni potansiyelinin altında kaldığını gösteriyor. SKD Türkiye olarak Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformu (TDEP) çatısı altında 3,8 milyon euroya karşılık gelen bir ekonomi yarattık, 77 bin ton atığın geri kazanımını, 18 bine tona yakın atığın da azaltımını sağladık. Türkiye’nin döngüsel ekonomideki gerçek potansiyeline ulaşması için buradaki etkimizi artırmayı hedefliyoruz. EBRD tarafından başlatılan Döngüsel Ekonomi Bölgesel İnisiyatifi’nin SKD Türkiye ve TDEP üyelerine iyi bir işbirliği fırsatı sunduğuna inanıyorum.”

“Türkiye Avrupa’dan En Fazla Atık İthal Eden Ülke Konumunda”

Atıkların ekonomide yarattığı yüke değinen EBRD Türkiye Ülke Başkan Vekili Şule Topçu Kılıç ise “Atık yönetimi iklim değişikliğiyle mücadelede çevresel atıkların ortadan kaldırılması ile ortaya çıkan sonuçların bertaraf edilmesine katkı sağlarken atığın ekonomiye kazandırılmasına da imkan sağlıyor. Maalesef Türkiye şu anda Avrupa’dan en fazla atık ithal eden ülke konumunda. Bunlar her ne kadar geri dönüştürülebilir atık olsa da ekonomimize yarattığı yük 14 milyar euroyu aşmış durumda” dedi.

Kılıç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızca ülkemizde sıfıra yakın atık teknik çalışmamız akabininde, yerinde ayrıştırma, geri dönüştürülebilir atık, katı atık yönetiminde Kamu Özel İşbirliği yöntemi uygulanması ve belediyelerimiz üzerindeki atık toplama kaynaklı yükün özel sektör tarafından gerçekleştirileceği modeller ile ilgili önemli çalışmalar yürüteceğiz. EBRD olarak biz de burada üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek istiyoruz. CERI de bu sorumluluk bilinci ile Küresel Çevre Fonu (GEF) ortaklığında ülkemizin de içinde bulunduğu Balkan coğrafyasında döngüsel ekonominin gelişimine adım atmasına katkı sağlayacak önemli bir finansman programı.”

About Post Author