#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
sıcak

Küresel Ortalama Sıcaklık Rekoru Üst Üste Kırıldı: Yeni Rekorlar Kapıda

Dünya 24 saat içinde üst üste en yüksek küresel ortalama sıcaklıklarını yaşamıştı. Üçüncü bir rekor ise 6 Temmuz’da geldi. El Nino ile beraber insan faaliyetleri, yeni küresel ortalama sıcaklık rekorlarına kapı aralıyor.

Yazı: Aslı ATAKAN

Küresel ortalama sıcaklık, daha önce El Niño esnasında Ağustos 2016’da 16,9℃ olarak ölçülmüştü. Rekor, ABD meteoroloji servisi NCEP’ten gelen yeni verilerle kırıldı. 3 Temmuz’da küresel ortalama sıcaklık 17,01 derece olarak ölçüldü. 4 Temmuz’da sıcaklık 17,18 dereceye yükselerek 24 saat içinde ikinci rekorunu kırdı. Rekor yalnız iki gün sürdü. 6 Temmuz için 17,23 derece ile yeni bir küresel ortalama sıcaklık rekoru geldi. Uzmanlara göre, bu veriler önemli bir sembolik kilometre taşı olacak.

ABD’de kâr amacı gütmeyen bir iklim araştırma kuruluşu olan Berkeley Earth’ten fizikçi Robert Rohde, 6 hafta içinde yeni rekorlar beklediklerini söyleyerek, “Küresel ısınma bizi yabancı bir dünyaya sürüklüyor” diye ekledi.

Dünyanın, son 8 yılda en yüksek sıcaklıklara ulaştığı belirtildi. Uzmanlara göre, dünya hızla ısınmaya devam edecek ve artık “yeni normal” bu sıcaklıklar olacak. Her 10 yılda gerçekleşen 0,25 derecelik ısınma sebebiyle rekorlar üst üste kırılacak. Bu da deniz seviyesinde ani yükselmelere, sel ve kuraklıklara, orman yangınlarına ve ekolojik yaşamda çarpıcı değişimlere neden olacak.

Rekor Adım Adım Yaklaştı

Küresel ortalama sıcaklık rekoru, 2023 yılının başından itibaren gelişinin işaretlerini vermeye başladı. National Centers for Environmental Information’ın hazırladığı aylık raporlarda Ocak ayı, Avrupa kıtasında kaydedilen en sıcak ve Antarktika deniz buzunun rekor bir düşük seviyeye ulaştığı ay oldu. Kuzey Amerika ve Afrika’da ise ocak ayı sıcaklık değerleri içinde gerçekleşen en sıcak 10 gün kaydedildi. Şubat ayında, Antarktika yine benzer 1 aylık dönemin en düşük buzul seviyesine yaklaşırken, Mart ayında dört kıta, bu zamana kadarki tüm mart aylarının en sıcak 10 gününü yaşadı. Güney Yarım Küre’de kara sıcaklıkları Mart ayında rekor seviyesine ulaştı. Nisan ayında Güney Yarım Küre, kaydedilen en sıcak Nisan ayını yaşadı ve okyanus sıcaklıkları bu ay için rekor seviyeye yükseldi. Mayıs ayında, okyanus yüzeyi sıcaklıkları rekor seviyeye ulaştı. Kuzey Amerika ve Güney Amerika, kayıtlara geçen en sıcak Mayıs ayını yaşadı. Kuzey Amerika’da en küçük kar örtüsü boyutu kaydedildi. Mart-Mayıs dönemi, döneminin en yüksek sıcaklıklarında 3.sırada yer aldı. Ayrıca uzmanlar, dünyanın, bazı bölgelerde en sıcak Haziran ayını yaşadığını belirtti.

Paris Sözleri Tutulamayabilir

Bilim insanlarına göre, Paris Anlaşması’nda verilen küresel ortalama sıcaklığı 1,5 derece altında tutma taahhüdünü yerine getirmek her geçen gün zorlaşıyor. Son rekor verilerden sonra, mevcut politikalar, taahhütler ve hedefler, ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılmasıyla bağdaşmıyor. Uzmanlara göre, tüm ülkeler Paris Anlaşması’ndaki sözlerini yerine getirse bile süregelen sistemde hedefe ulaşmak gittikçe güçleşiyor ve ulaşılmaz hale geliyor. World Meteorological Organization’ın Mayıs ayında yayımladığı, geçmiş ve gelecek verileri kullanarak yürüttüğü araştırmada, hedefin gerçekleşmeme ihtimali %66 olarak açıklandı.

“El Niño’ya Henüz Gelinmedi”

Oxford Üniversitesi’nden Jeosistem Bilimi Profesörü Myles Allen, “üçlü bela” olarak adlandırdığı küresel ısınma, El Niño ve yıllık döngünün, önümüzdeki birkaç ayda sıcaklıkları iyice arttıracağını belirtti.

Atmosfer ve okyanus arasındaki sıcaklık döngülerinde El Niño sıcak, La Nina soğuk evre olarak tanımlanıyor. Londra Grantham Enstitüsü’nden İklim Bilimcisi Paulo Ceppi, döngüyü, okyanusun ısıyı “nefes alması” ve “nefes vermesi” şeklinde açıklıyor. Döngü 2 ila 7 yıl arasında gerçekleşiyor. El Niño evresine geçişle kuraklık artıyor ve deniz suyundaki sıcaklık yükseliyor. Son üç yıldır La Nina dünyada genelinde serinletici bir etkide bulunarak sıcaklık artışlarını baskılıyor. La Nina’ya rağmen sıcaklıkların artması endişe verici tabloyu gözler önüne seriyor.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz sosyal medyası üzerinden yaptığı duyuruda, artan sıcaklıklara rağmen El Niño’ya henüz gelinmediğini, dünyanın La Nina’nın sonlarında olduğunu vurgulamıştı. Kurnaz, daha da sıcak günlerin yaşanacağı konusunda da uyarılarda bulundu.

İklim Acil Durumu Enstitüsü Direktörü ve Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) uzman yorumcusu Peter D. Carter da El Niño’nun gelişine dikkat çekerek bu yıl sıcaklıkların 2 dereceye kadar yükselebileceğini belirtti.

“Rekorun Sorumlusu İnsan Faaliyetleri

Berkeley Earth’te araştırma bilimcisi olan Zeke Hausfather, geçtiğimiz salı günü açıklanan yeni sıcaklık rekoru hakkında şunları söyledi: “Maalesef, bu rekor karbondioksit emisyonlarının artmasıyla, bu yıl belirlenen bir dizi yeni rekorun yalnızca ilki olmayı vaat ediyor. Büyüyen bir El Niño olayıyla birleşen gazlar, sıcaklıkları yeni zirvelere taşıyor. El Niño güçlendikçe daha yüksek sıcaklıklar bekleniyor.”

İngiltere Ulusal Hava Dairesi Met Office, 2023’ten 2027’ye kadar olan dönemde, dünyanın göreceği en yüksek sıcaklıklara hızlı bir şekilde ulaşacağına dikkat çekti. Ayrıca artan sıcaklıkların insan faaliyetlerinin neden olduğunu belirtti. Uzmanlar, insan kaynaklı iklim değişikliklerinin nedenleri üzerinde karar vericilerin daha fazla hazırlık yapmaları gerektiğini yineledi. Öncelikli olarak fosil yakıtlardan vazgeçilmesi gerektiği belirtildi.

“Daha da Sıcak Günlerin Yalnız Başlangıcı”

Ortalama sıcaklıklar daha önce geçici olarak 1,5 derece eşiğini aşmış olsa da bu seviyede bir artış, 1 Haziran’da başlayan kuzey Yarım Küre yazında ilk kez gerçekleşti. Geçtiğimiz Nisan ve Mayıs ayında deniz sıcaklığı 21.1 derece yükselerek rekor kırmıştı. Pasifik ve Hint Okyanusu sıcaklıklarının ise bu yaz, normalden 3 derece daha fazla olacağı düşünülüyor. Veriler, günümüzde yaşanan iklim değişikliğinin, geçmiş dönemlere kıyasla çok daha hızlı gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Karada ve okyanuslarda artan rekor sıcaklıklar etkilerini gözle görülür bir şekilde ortaya koymaya başladı. Hindistan ve Meksika’da son dönemdeki “sürekli yüksek sıcaklıkların” etkisiyle ölümlerde artış yaşandı. Orman yangınlarının etkisiyle atmosfere 160 milyon metreküplük bir karbon salımı gerçekleşen Kuzey Amerika, mevsimsel ortalamanın 10 derece üzerine çıktı. Teksas sahillerinde binlerce ölü balık karaya vurdu. Kaliforniya’da ise deniz aslanları ve yunus ölümlerinin sorumlusunun ısı kaynaklı alg patlamaları olduğu belirtildi. Yine sıcaklıklara bağlı olarak Afrika’da bu yıl nadir ve ölümcül bir kasırga beklendiği belirtildi. Şu an kışın yaşandığı Antarktika’da bile buzul erimelerinin hızlandığı kaydedildi. Sıcaklık anormal seviyelere geldi. 8,7 dereceye ulaşarak temmuz rekorunu kırdı.

Londra Grantham Enstitüsü’nden Ceppi, buzul erimeleri üzerine “Bu veriler bize, 125.000 yıl öncesinden beri bu kadar sıcaklıkla karşılaşmadığımızı söylüyor” ifadelerini kullandı. Maine Üniversitesi’nin hazırladığı analiz, yalnızca Antarktika’da 5 Temmuz için ortalama sıcaklığın, 1979’dan 2000’e kadar olan ortalama sıcaklıktan 4,5 derece daha yüksek olduğunu gösterdi.

Rekor öncesi araştırmalar, çalışma yapılan bölgelerin %30’unda istatistiklere uymayan yüksek sıcaklıklar tespit etmişti. Bilim insanları veriler sonucunda, karşılaşılacak olan bu tablo için önceden ikazda bulunmuştu.

Çarpıcı sonuçlar karşısında Avustralya’nın New South Wales Üniversitesi’nden İklim Bilimci Sarah Perkins-Kirkpatrick, “Zamanımız tükendi” ifadelerini kullandı.

Uzmanlar gelecekte yaşanacak sıcak hava dalgalarının, bu zamana kadar görülen yıkıcı sonuçlardan çok daha tehlikeli olacağını belirtiyor. Ekolojik yaşamın zarar görmesi haricinde, insanların sıcak hava dalgaları, kıtlıklar ve bulaşıcı hastalıklar gibi iklim kaynaklı felaketlere uyum sağlayamayacakları düşünülüyor. Özellikle, en çok zarar görenlerin Afrika, Asya ve Pasifik‘in gelişmekte olan ülkeleri olacağı tahmin ediliyor.  Johns Hopkins Üniversitesi’nde Profesör ve İklim Bilimcisi olan Ben Zaitchik, konu hakkında “Isı sessiz katildir. Kimse bunu düşünmüyor” ifadelerini kullandı.

Kaliforniya merkezli Küresel İklim ve Sağlık İttifakı’nın yönetici direktörü Jeni Miller ise şunları belirtti: “Dünyanın dört bir yanındaki insanlar zaten sıcak hava dalgaları, orman yangınları, hava kirliliğinden sellere ve aşırı fırtınalara kadar iklim etkilerine katlanıyor. Küresel ısınma aynı zamanda mahsul kayıplarını, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını ve göçü şiddetlendiriyor. Kömür, petrol ve doğal gazın çıkarılması ve kullanılması insanların sağlığına zarar veriyor.  Sağlıklı bir iklim geleceği ile bağdaşmıyor. Bu, hükümetlerin COP28’te tüm fosil yakıtları kademeli olarak ortadan kaldırma ve herkes için yenilenebilir enerjiye adil geçiş taahhüdünü yerine getirmeye hazırlanmaları için geçerli bir nedendir.”

Öngörülene göre içinde bulunduğumuz temmuz ayı, dünyanın gelmiş geçmiş en sıcak ayı olacak.

EkoIQ Editör