Küsleri Barıştıran, Sevenleri Kavuşturan Dergi ve 2015

Kendi yaptıklarından, ettiklerinden fazlaca bahsetmek kendini beğen­mişlik; bu konularda derin bir ses­sizlik içinde kalmak, kendi kendine keşfedilmeyi beklemek ise “kibir” olarak yorumlandığında büyük bir hata yapmış olmayız herhalde. Ben genelde ikinci bölümde konumla­nanlardanım herhalde -en azından dostlarım öyle söylüyor ve bu ha­yatta gerçek dostları cankulağıyla dinlemek kadar geliştirici hiçbir şey yok- ancak konu EKOIQ olunca neden böyle büyük bir rahatlıkla ve ağız dolusu konuştuğumu sonunda fark ettim. EKOIQ ne benim, ne ay­rılanlarla, ne de yeni gelenlerle kü­çük ekibimizin eseri. O, bir yıl önce geçirdiğimiz küçük sekte-i kalpten sonra yola koyulurken söylediğimiz gibi, kolektif bir aklın eseri. Bizim tek becerimiz, bu kolektif akla ze­min yaratabilmekte, ayrı ayrı yerler­de duranları bir araya getirebilmek­te, onlardan ortak bir akıl ve eylem zemini oluşturabilmekte…
***
İşte 5. yılımız üzerine rahat rahat konuşuyoruz; sayfalarımızda göre­ceksiniz ister aktivist, ister iş insa­nı, ister STK yöneticisi, ister genç, ister orta yaşlı herkes rahat rahat konuşuyor. Basit bir nedenle, çün­kü EKOIQ hepsinin eseri… Sevgili Cihan Koral Malak’ın dediği gibi; EKOIQ bir şekilde küsleri barıştır­dı; sevenleri kavuşturdu. Ya da ba­rıştırıyor, kavuşturuyor… Karşılık­sız aşklar ve ikiz kardeşi nefretler yerine anlamlı birliktelikler oluştur­mak için gayret sarf ediyor. Anlaşa­mayanlar, neden anlaşamadıklarını bilince çıkarıyor. Anlaşabilecekleri noktaları bulmaya çalışıyor.
***

2015 yılında, EKOIQ’nun ve Türkiye’de sürdürülebilirliğin yeni bir aşamasına geçeceğimizi rahatça söyleyebiliriz. Hatta bu, sadece Tür­kiye özelinde de bir şey değil; 2015, uzun yıllardır süren uluslararası iklim müzakereleri ve herkesin bir şekilde ortaklaştığı bir İklim Anlaş­ması için de en kritik yıllardan biri olacak. Yılsonuna doğru gerçekleş­tirilecek Paris COP21, aslında bü­tün bir gezegenin ve canlı varlığının geleceğinin belirlenmesinde bir kilo­metretaşı olarak kabul edilmeli. Bu sayıdan başlayarak artık her sayıda kapaktan da duyuracağımız üzere, 2015’te herkesin ortak bir zemin kabul edeceği bir uluslararası an­laşmanın kuvveden fiile geçirilmesi, birincil önceliğimiz. Ancak bu an­laşmanın doğru düzgün bir şekilde oluşturulması için, her dünya yurt­taşının yapması gereken, kendi yö­neticilerinin, hükümet temsilcileri­nin, kamu yöneticilerinin bu zemine taş koymasını değil, taş taşımasını sağlamak. Sürecin pasif izleyicile­ri olmaktan çıkıp, kendi gücümüz, bilgimiz ve emeğimiz ölçeğinde ak­tif aktörler olarak ülkemizin tutarlı bir iklim politikası oluşturması için harekete geçmenin bundan daha iyi bir zamanı yok, olmayacak. Yurt­taş olarak, tüketici olarak, çalışan olarak, sivil toplum aktivisti, kamu veya özel şirketlerin karar vericileri olarak, bugün bu emeği vermekten kaçınanlar, yarın çocuklarının ve torunlarının önünde başları dik du­ramayacaklar.
Hic Rhodus, hic salta! Gül burada, burada raks edeceksin…

Önerilen makaleler