#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
altın madeni

Lapseki’de Altın Madeninin Bilirkişi Keşfinde Yeni bir Endemik Bitki Bulundu: “Proje İptal Edilmeli”

TÜMAD’in halen çalışmakta olan Lapseki Altın Madeni bitişiğindeki Eczacıbaşı Holding’den satın aldığı Şahinli Projesi’nin “ÇED Olumlu” kararına karşı açılan davada geçtiğimiz Cuma günü bilirkişi keşfi yapıldı. Alanda yapılan keşifte proje yapımını belki de durdurabilecek yeni bir endemik bitki bulundu.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Lapseki Çevre Koruma, Üretim ve Dayanışma Derneği, Yenice Meyve Ticaret Ltd. Şti ve bölge hakından 32 kişinin “ÇED Olumlu” kararına karşı açtığı dava, TEMA Vakfı,  Ziraat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve İda Dayanışma Derneği’nın davası ile birleştirilerek ortak bir keşif düzenlendi.

Bilirkişi Keşfi Sırasında Beyanlar Sunuldu

Davacılar ve uzmanlar keşifin bir gün öncesinde bilirkişilere göstermek istedikleri önemli yerleri ve rotalarını belirledi. Ancak bilirkişiler keşfe görmek istedikleri farklı bir noktadan başladı. Beyanların verildiği bu noktada ilk konuşmayı Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Avukatı Cem Altıparmak yaptı. Proje’nin ve ÇED Raporu’nun Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırılığından bahseden ve ÇED Raporu’nun bilimsel hatalarla, eksikliklerle dolu olduğunu söyleyen Altıparmak, bilimsel beyanların uzmanlar tarafından yapılacağının altını çizdi. Odalar adına avukat olan Hülya Yıldırım da ÇED Raporlarının uluslararası taahhütlere uygun olarak hazırlanması gerektiğini ancak raporların eksik ve hatalı olduğunu yeniledi. TEMA Vakfı adına söz alan Onur Küçük ise ÇED Raporu’nda; orman, kümülatif etki ve arkeoloji bölümlerinde bulunan eksik ve hatalara dikkat çekti.

Yalanla Başlayan Proje

Vekillerin ardından davacı kurumlar ve yurttaşlar adına ise ilk sözü Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan aldı. Proje sürecini aktaran Doğan konuşmasında; bu projenin hikayesinin bir yalanla başladığını, ilk dosyanın 3 hektarda “bentonit” olarak sunulduğunu, daha sonra 34 hektar için ÇED Olumlu kararı alındığını ancak üretime başlamadığını, şu an 429 hektar için dosya sunulduğunu, bir yandan da raporda sondajların devam edeceğinin yazılı olduğunu ve yeniden kapasite artışı talep edilebileceğini, kamunun sürekli olarak aldatıldığını belirtti.

Parçalı ÇED sürecinin yürütüldüğü davada raporlarda bütünlük olması gerekliliğine vurgu yapan Doğan, projenin; köylere, yaşam alanlarına, tarım alanlarına ve Bayramdere Barajı’na çok yakın olduğunu hatırlattı. Bunun yanı sıra, raporun kimi bölümlerinin alanında uzman olmayan kişiler tarafından yazıldığını söylen Doğan, raporda proje yakınında yer alan bir ahırdan bahsedilmesine de değindi. Raporda ahırdan yayılacak metan gazıyla iklim krizine neden olunacağı ve bu nedenle ahırın kaldırılması gerektiğinin yazılı olduğunu ancak bu proje kapsamında; kesilecek ormanlar, ortadan kaldırılacak karbon yutak alanları nedeniyle projenin iklim değişikliğine daha fazla etki edeceğini söyledi.

Doğan’ın ardından konuşmalarını yapan Lapseki Derneği Başkanı Muammer Şimşek, Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Onur Türkmen, Belediye Başkan Yardımcısı ve Ziraat Mühendisi İrfan Mutluay, Hicri Nalbant, İda Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Akgül ise bölgedeki tarımsal üretime dikkat çekerek yöre şeftalisinin, kirazının ve yer altı sularının tehlike altında olduğunu belirtti.

Ocak ve Pasa Alanları Problemli

Keşifte davacıların belirlediği ve projede açık ocak olarak gösterilen başka bir noktaya geçidiğinde uzman görüşleri dinlendi. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden maden mühendisi Esenay Hacıosmanoğlu, grafik ve haritalarla yaptığı sunumunda Lapseki ve Şahinli projelerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, yeni projede alternatiflerin değerlendirilmediğini, ocak ve pasa alanları tasarımlarında hataların olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Murat Türkeş ise projenin ormanlık alanları yok ederek iklim krizine yapacağı etki nedeniyle uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtirken projenin yer aldığı Dumanlı Dağ’ın açık ocaklarla ve pasa alanı ile yok edilmesi durumunda yağış alanlarının da yok olacağını söyledi. Prof. Dr. Türkeş ayrıca tarım alanları ve içme suyu için su bulunamayacağını ve kuraklık yaşanacağını da vurguladı.

Beyanlara, Bayramdere Barajı’nı gören bir su kaynağı yakınında Dr. Enver Yaser Küçükgül ve Prof. Dr. Harun Baytekin’in konuşmasıyla devam edildi. Dr. Küçükgül, asit maden drenajı ve olası etkileri hakkında bilgi vermesinin ardından, Bayramdere Barajı’nın ve bölgedeki su kaynaklarının tehlike altında olduğuna değindi. Dr. Baytekin’in de bölgedeki arıcılığa dikkatleri çektiği konuşmasında, projenin arı popülasyonunu yok edeceğinde ve balların ağır metallerle kirleneceğinden bahsetti.

Lathyrus setifolius L ile “ÇED Olumlu” Kararı İptal Edilebilir

Keşif sırasında, yeni proje kapsamında çıkartılacak cevherin mevcut tesiste zenginleştirilecek olması ve atıkların kuru atık depolama alanına (KAD) konulacak olması nedeniyle mevcut tesisdeki KAD alanını görme talebi bilirkişilerce kabul edildi ve çalışan tesise gidildi. KAD alanında da sunulan beyanların ardından uzmanların iki gün önce ÇED alanında keşfettiği bir endemik bitki olan Lathyrus setifolius L’nin görüldüğü yere gidildi. Lathyrus setifolius L’nin bölgede bulunmasının belki de projenin iptal kararına sebep olabilecek bir gelişme olduğu düşünülüyor.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından yapılan basın açıklamasında; “Dava dilekçemizde ve keşif alanında bizlerin ve uzmanlarımızın verdiği beyanlar doğrultusunda, bilirkişi heyetinin bilimden ve doğadan yana değerlendirme yaparak rapor düzenlemelerini ve en kısa zamanda yürütmeyi durdurma kararı verilmesini bekliyoruz. Daha şimdiden yeni proje alanı içinde çok sayıda ağacın kesildiğine ve geniş yolların açıldığına tanık olduk” denilirken “Orman ekosistemine, tarım alanlarına, su kaynaklarına, arkeolojik varlıklara, somut olmayan kültürel mirasa zarar verecek olan projenin” ÇED Olumlu kararının en kısa zamanda iptal edilmesinin istenildiği vurgulandı.

Basın açıklamasında son olarak, “Nurol Holding’in bir iştiraki olan TÜMAD’ın kârı uğruna yok etmeye çalıştığı yaşam alanlarımızdan, köylerimizden vazgeçmiyoruz” denilirken, “Kazdağları’nın üstü altından değerlidir” sözü hatırlatıldı.

EkoIQ Editör