“Lastik Geridönüşümünde Avrupa’da 6. Sıradayız”

Korhan Ul:
“Lastik Geridönüşümünde Avrupa’da 6. Sıradayız”

Ömrünü Tamamlamış Lastikler’in toplanmasında merdiven altı firmaların varlığının ciddi bir sorun olduğunu söyleyen LASDER Genel Sekreteri Korhan Ul, “Geridönüşüm alanında daha hızla ve sağlam bir altyapıyla ilerleyebilmek için tüm maliyetlerin, lastik üreten ve ithal eden firmaların üzerinde kalmasını engellememiz lazım” diyor.

Öncelikle “Ömrünü Tamamlamış Lastik”lerin (ÖTL) geridönüşümü ile ilgili yasal mevzuat hakkında bilgi verir misiniz?
Hiçbir şekilde kullanılamayacak hale gelen ÖTL’lerin toplatılarak geridönüşümü, Çevre ve Şehirci­lik Bakanlığı’nca hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuş mevzuatla yerine getiriliyor. Mevcut mevzu­ata göre, Türkiye’de lastik üreten ve Türkiye’ye lastik ithal eden tüm firmalar, ÖTL’lerin geridönüşümün­den sorumludur ve söz konusu firmalar gerek ürettikleri, gerekse ithal ettikleri araç lastiklerinden bir önceki yıl yenileme pazarında sat­tıkları lastik tonajının %80’i kadar ÖTL’nin toplatılarak geridönüşü­münden sorumludurlar. Firmalar, bu sorumluluğu kendileri üstlenebi­lecekleri gibi, kuracakları bir kuru­luşla da yerine getirebilirler.

LASDER de bu amaçla kurulmuş bir dernek… Bize yaptığınız ça­lışmalardan ve toplanan ÖTL’nin rakamsal boyutundan bahseder misiniz?
LASDER; Brisa, Continental, Go­odyear, Michelin ve Pirelli lastik firmaları tarafından kuruldu. Sonra­dan Baytur, İncitaş ve Anlaş’ın da üye olduğu derneğimiz, Bakanlıkça da yetkili kılınmış bu alandaki tek kuruluş. Türkiye’deki ÖTL üreti­minin yaklaşık %70’lik payı LAS­DER üyelerine ait ve toplanarak geridönüşüm için gereken her şey hassasiyetle yapılıyor. Geriye kalan %30’luk payın da sahibi olan las­tik üretici ve ithalatçısı tarafından toplatılarak geridönüşümünün sağ­lanması halinde Türkiye atık lastik sektöründe sorunlar azalacaktır.
LASDER tarafından yerine geti­rilen bu geridönüşüm faaliyetleri sonucunda yılda yaklaşık olarak 100 bin tonun üzerinde ÖTL geri dönüştürülüyor, bu süreçte 3500- 4000 personel istihdam ediliyor ve 150 milyon TL büyüklüğünde eko­nomik yarar elde ediliyor. Bunların yanında yakıt olarak kullanılması esnasında alternatif diğer yakıtlara göre havayı daha az kirletiyor.
LASDER kuruluşundan bugüne kadar yaklaşık olarak 500 bin ton ömrünü tamamlamış lastiğin geri­dönüşümünü sağladı. Geçtiğimiz yıl da 108 bin ton ÖTL’nin geri kaza­nımını gerçekleştirdik. 2015 için de yaklaşık 140 bin ton ÖTL’nin topla­narak geri kazanımı planını yaptık ve faaliyetlere başladık.

Öte yandan, LASDER’in ilk olarak toplama ve geridönüşüm faaliyetleri­ne başladığı 2008 yılında dört adet olan lisanslı geri kazanım firma sayı­sı, LASDER’in ÖTL sektörüne getir­diği güven ve istikrar sayesinde, 2015 yılında yapılan ihalelerde 24’e ulaştı. LASDER, faaliyetlerinde göstermiş olduğu başarı nedeniyle Avrupa Bir­liği üyelerinin kurduğu ve merkezi Brüksel’de olan ETRMA’ya (Avrupa Lastik ve Kauçuk Üreticileri Derne­ği) üye kabul edildi ve her yıl ÖTL ve geridönüşüm rakamları ETRMA bülteninde ve sitesinde yayınlanıyor Türkiye’deki ÖTL toplama ve ge­ridönüşüm faaliyetlerini gelişmiş ülkelerle kıyasladığınızda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Öncelikli olarak hangi sorunların çözülmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
Ülkemizdeki çalışmaları Avrupa Birliği ülkeleri ile mukayese edecek olursak, Türkiye 2013 yılı ÖTL ge­ridönüşüm faaliyeti sonucunda 18 ülke arasında 6’ncı sırada yer aldı. LASDER, bu noktaya 5-6 yıllık bir süreçle gelirken, Avrupa’daki çalış­malar 15-20 yıllık bir süreyi kapsı­yor. Geridönüşüm alanında daha hızlı ve sağlam bir altyapıyla iler­leyebilmek için de bazı sorunların halledilmesi gerekiyor. Bunlardan biri de şu: Geridönüşümün tüm ma­liyetleri, lastik üreten ve ithal eden firmaların üzerinde kalması… İlgili mevzuatın söz konusu firmalara yüklediği sorumluluğu, ÖTL geri­dönüşümü için gerekli faaliyetleri yapmak, organize etmek diye de ka­bul edebiliriz. Halbuki, Türkiye’deki uygulamada lastik üreticisi ve itha­latçısı firmalar hem geridönüşümün sağlanması için gereken faaliyetleri yerine getirmek, hem de organize etmenin dışında tüm maliyetlerden sorumlu. AB ülkelerinde ise büyük bir çoğunlukla bu faaliyetler lastik tüketicileri tarafından lastiğin sa­tın alınması aşamasında ödedikleri katkı payları ile karşılanıyor. AB ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de lastik tüketicilerinin ÖTL geri­dönüşüm sürecinde ortaya çıkan maliyetlerin finansmanına katılaca­ğı, yani lastiği kullanarak eskiten tüketicilerden de oldukça mütevazı bir çevre katkı payının alınabileceği bir sisteme geçilmesi için mevzuat değişikliği yapılmalı. Geridönü­şümle ilgili maliyetlerin mümkün olduğunca tüm taraflar tarafından karşılanması uygun ve gerçekçi olacaktır. Öte yandan, ilgili hukuki mevzuatın önce Türkiye’nin, daha sonra birbirinden farklı sektörlerin her birinin durumuyla uyumlu ola­rak, onların katılımıyla çıkarılması veya revize edilmesi gerektiğini de belirtmeliyim.

Bir de merdiven altı ÖTL toplan­ması söz konusu, değil mi?
Evet, ne yazık ki, resmi olarak hiçbir yerde kayıtlı olmayan, fatura kesme­yen, vergi vermeyen merdiven altı şirketler var. Bu firmalar, toplama fiyatlarının yükselmesine, üretilen ürünlerin piyasada satılmasında büyük bir fiyat avantajı sağlayarak haksız rekabete sebep oluyorlar. Söz konusu firmalar, Maliye Bakan­lığı denetim personeli ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Çevre Mü­dürlükleri kanalıyla tespit edilmeli ve gerekli yaptırımlar uygulanmalı.

Önerilen makaleler