Türkiye’nin enerji alanındaki gündemini uzun bir zamandır yerli ve milli enerji politikası oluşturuyor. Bu politika çerçevesinde konulan hedeflerle birlikte rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji alanında yatırımların artmaya başladığını görüyoruz. Ancak madalyonun öteki yüzü bizi karamsarlığa itiyor. Sebep ise, linyit yakıtlı termik santrallar. Türkiye’de işletilen toplam 27 kömürlü termik santralın 14’ü linyit yakıtlı. 24 tanesi de yolda. Anlayacağınız, etrafımız termik santrallarla çevriliyor ve teslim olmamız isteniyor! Bu teslim çağrısına ise en güçlü tepki Eskişehir, Tekirdağ ve Çanakkale’den geliyor ve hep bir ağızdan bölgelerinde termik santral istemediklerini güçlü bir şekilde haykırıyorlar. Sularına, topraklarına, havalarına kısacası yaşadıkları yerdeki doğaya sahip çıkıyorlar. Bize de onların termik santrala karşı olan bu güçlü duruşlarını, termik santrallara neden karşı olduklarını anlatmak düşüyor.
Yerli ve milli enerji politikası, yerli kaynakları sonuna kadar kullanarak Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlamayı ve enerji ithalatından kaynaklanan cari açığı kapatmayı hedefliyor. Sorun, Türkiye adına bu noktada başlıyor diyebiliriz, çünkü bu politika daha çok yerli kömürün, yani linyitin kullanımına odaklanmış durumda. Kömürlü termik santralların iklim değişikliğine yaptığı etki ve linyitin kendi özelinde çevresini her anlamda en çok kirleten kaynaklar arasında olması da hesaba katılınca işler iyice karmaşık bir hal alıyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmayı hedefleyen Paris Anlaşması ile ülkelerin “kömürden çıkış” tarihlerini açıklamaya başladıklarını da hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Türkiye ise, teşviklere rağmen linyiti de kapsayan kömürlü termik seçeneğinin yatırımcılar açısından çok ekonomik olmayabileceği saptamalarını göz önüne almıyor ve kömürlü termik santrallara olan yatırımını sürdürüyor. İlerleyen sayfalarda çok daha detaylı bilgileri bulacaksınız ama birtakım verileri şimdiden paylaşalım: Türkiye’de 2005-2015 yılları arasında bulunan yeni rezerv kaynakları ile toplam linyit rezervinin 2015 sonu itibarıyla 15 milyar tonu aştığı belirtiliyor. Ülkenin farklı bölgelerinde 2017’nin sonu itibarıyla işletilen toplamda 27 kömürlü termik santral bulunuyor ve bunların 14 tanesini ise linyit yakıtlı termik santrallar oluşturuyor. Bu santralların işletmedeki kurulu kapasitesi ise yaklaşık 9167 MWe. İşletmedeki termik santrallara ek olarak bir de kurulması planlananlar var: 2017 sonu itibarıyla 14 tane lisans sürecinde, üç tane ilan edilen, üç tane inşa halinde dört tane de lisans almış toplamda 24 linyitli termik santral mevcut. Bu santralların toplam kurulu gücünün ise 16.420 MWe olacağı hesaplanıyor. Anlayacağınız, etrafımız termik santrallarla çevriliyor ve teslim olmamız isteniyor!
Bu teslim çağrısına ise en güçlü tepki Eskişehir, Tekirdağ ve Çanakkale’den geliyor ve hep bir ağızdan bölgelerinde termik santral istemediklerini güçlü bir şekilde haykırıyorlar. Sularına, topraklarına, havalarına kısacası yaşadıkları yerdeki doğaya sahip çıkıyorlar. Bize de onların termik santrala karşı olan bu güçlü duruşlarını, termik santrallara neden karşı olduklarını anlatmak düşüyor.
Sürdürülebilir bir gelecek için önümüzde rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları duruyor. Aslına bakarsanız bu bir seçenekten çok zorunluluk. IRENA (Uluslararası Yenilenebilir Ajansı) geçtiğimiz Nisan ayında yayımladığı yeni yol haritasında, küresel sıcaklık artışını iki derecenin altında tutmak için enerji dönüşümünün altı kat daha hızlanması gerektiğini açıkça belirtiyor. Belki bizim de artık gerçek anlamda yerli ve milli enerji kaynaklarımıza, yani rüzgara ve güneşe yüzümüzü dönmemizin vakti çoktan gelmiştir…
İLGİLİ YAZILAR:
Türkiye’de Linyitli Termik Santrallar ve Linyit Rezervleri-Linyitin Geleceği Yok
Türkiye’de Ne Kadar Kömür Üretiliyor, İthal Ediliyor, Nerelerde Kullanılıyor?
En Tehlikeli ve Kirli Katı Fosil Yakıt: Linyit
Türkiye’de Linyit Santralları, Su İhtiyaçları ve Atıkları
Eskişehir, Verimli Tarım Arazisine Termik Santral “İstemiyor!”
Çanakkale’nin Termik Santral ile Sınavı: Kaz Dağları Yaşam Mücadelesini Kazanabilecek mi?
“Termik Santral Olacak Gibi Değil Yaa!” Cehennemi Görmek ve Göstermek
“Temiz Hava Solumak Bir Haktır”