Sağlık

Lokman Hekim Vakfı

Söyleşi: Berna KARAL

Lokman Hekim Vakfı
1986’dan beri Gebze’nin Beylikbağı Mahallesi’nde ihtiyacı olan insanlara başta sağlık olmak üzere gıda, giysi ve eğitim konularında yardım etmeye çalışıyor. Vakıf Başkanı Dr. Ayhan Tokgöz’ün bireysel çabalarıyla 1989 yılında başlayan atık toplama işi de organizasyonun en önemli kaynaklarından biri…
Sizin muhitinizde durum nedir bilemiyorum ama Gebze’deki Beylikbağı Mahallesine akil ve iyi insanların eli değmiş. İnsanlık adına doğru adımları atabilmek için ilk önce en ağır ve engelleyici yükümüz olan şişik egomuzu, sonra da bütünsel görüşümüzü engelleyen at gözlüklerini bir kenara bırakmak gerek. Lokman Hekim Sağlık Vakfını işte böyle insanlar kurmuş ve yaşatıyor.
Lokman Hekim Sağlık Vakfını 1986 Mart’ında, iç hastalıkları uzmanı, Dr. Ayhan Tokgöz ve dört arkadaşı beraber kurmuşlar. Dr. Ayhan Tokgöz Vakfı n misyonunu şöyle açıklıyor: “Öncelikli olarak maddi gücü nispeten yetersiz olan insanlara mümkün olan en iyi sağlık hizmetini mümkün olan en düşük bedelle veya bedelsiz verebilmek.”

“Ben tek başıma ne yapabilirim ki?”
Hepimiz sosyal sorumluluklar tartışılırken şu cümleyi en az bir kere duymuşuzdur: “Ben tek başıma ne yapabilirim ki?” Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın atık toplama işine girmesinin sebebi, Dr. Ayhan Tokgöz’ün böyle cümleler sarf etmek yerine harekete geçip ne yapabileceğini bizzat deneyimlemesi ve cesareti…
Tokgöz Türkiye’de geri dönüşüm adına sadece ara ara çöpleri karıştıran insanları görüyormuş. Hikâyeyi ondan dinleyelim: “Galatasaray Lisesinde okudum. Bizim okulda hiçbir geri dönüşüm çalışması yoktu. 1971’de bursla ABD’nin 10 bin nüfuslu küçük bir kasabası na gittim; orada liseyi bitirdim. Bir ailenin yanında, ailenin bir ferdi gibi yaşıyordum. Her pazar, dergi, gazete, oluklu mukavva gibi kâğıt ürünler her perşembe de pet şişe, cam şişe, naylon, plastik vb. ürünler evin önüne koyuluyor ve bir sivil toplum örgütü bunları topluyordu. Tabii o zamanlar uzak yerlerde yapılan bu tür çevreci girişimlerden haberdar olmak pek mümkün değildi. ABD’ye gittiğimde yollar, evler, hastaneler ve altyapının çok güzel olduğunu gördüm ve ülkedeki zenginlikten etkilendim. Bu durumda bile, sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik değerleri korumak adına böyle şeyler yapmalarına şaşırdım ve bunun Türkiye’ de neden yapılmadığını merak ettim.”
Tokgöz ülkeye döner dönmez, 1973 1974 yıllarında iki yıl boyunca dil dökmüş. Önce gençlik örgütleri olmak üzere birçok kişiyle görüşmüş ama ilgilenmemişler ve o zaman projeyi rafa kaldırmak zorunda kalmış. Tıp fakültesine devam etmiş; ihtisas, mecburi hizmet ve askerlik derken aradan 10 yıl geçmiş. 1989’da bir gecekonduda kurduğu poliklinikte insanlara hizmet ederken tekrar geri dönüşüm projesini ele almış. Hem de nasıl: Haftada bir gün, her çarşamba muayenelerine ara verip sırtında taşıyarak başta kâğıt olmak üzere katı atıkları toplamaya başlamış. Dostlarını, iş arkadaşlarını ve hastalarını konudan haberdar etmiş. 1989 yılında tek başına, Ekim ayında 230 kilo, Kasım ayında 6oo kilo ve Aralık ayında 1 ton malzeme toplamış. Bir süre sonra kendisi de, arabası da bu işe yetmemeye başlamış. fiahin marka arabasını Kartalla değiştirmiş. Daha sonra dostlardan bağış araba alarak devam etmiş. Bu arada işin şoförlük kısmını da emekli bir öğretmen dostu üstlenmiş. Bir ekip oluşup işler düzene girince kendisi çekilmiş. Tokgöz sonunda bu konudaki ciddiyetini etrafına göstermiş olmanın rahatlığıyla kendini tamamen polikliniğe vermiş.
Bu arada köprünün altından çok sular akmış. 2005 yılında ambalaj ve ambalaj atıkları yönetmeliği çıktı. Tokgöz’e göre başlarda çok da Türkiye koşulları na uygun olarak incelikli düşünülmemiş olan yönetmelikte zamanla bazı değişiklikler yapılmış. Artık bu yönetmelik çerçevesinde Vakıf grubu içerisinde lisanslı bir şirket ambalaj ve ambalaj atıklarını toplamaya devam ediyor.

Atıklarınızla okuyanlar var!
Vakfın şu andaki Başkan Yardımcısı Mukadder Doğanay, organizasyona 2004 yılında katılmış. Daha önce Çelebi fiirketler Grubunun İnsan Kaynakları ve Eğitim Direktörlüğünü yapan Doğanay, başta Vakfa dışarıdan destek oluyormuş. Düzenlenen konserlerdeki sunumları hazırlıyor, yılbaşı kartları nın satışını sağlıyormuş. “Emekli olduktan sonra biraz ara verdim, emeklilik oynamaya çalıştım ama beceremedim” diyor Doğanay. Göreve başladıktan sonra ilk işi, imkânları yetersiz hastaların evlerini dolaşıp onları ve yaşam koşullarını tanıyarak yardı m için neler yapabileceklerini belirlemek olmuş.
Doğanay evleri gezmeye başlayınca bu işin sadece sağlık desteğiyle yürüyemeyeceğini fark etmiş: “Çünkü ilacını alamayacaksa veya katkı payını ödeyemeyecekse o insanlar size muayene olmaya da gelmiyor ve gelmedi ği için de burada özürlü kalan çok çocuk var. İstatistiklere göre özürlülerin yüzde 14’ü doğuştan ve geri kalanlar ise sonradan özürlü olan insanlar.” Doğanay eski emniyet müdürlerinden birinin incelemeleri sonucu ulaştığı bilgiye göre, Gebze’nin Türkiye’de işsiz, suçlu ve özürlü rakamlarının en yüksek olduğu ilçelerden olduğunu belirtiyor. Doğanay sağlık hizmetlerinin yanında sosyal sorumluluk projelerinin de yürütülmesi gerektiğine karar vermiş ve işe gıda desteği ile başlamış çünkü bazı çocuklar süt bile içemiyormuş.
2004 Eylül ayında, ortaokulu bitirmiş ama imkânsızlıklar sebebiyle eğitimlerine devam edemeyen yedi kız öğrenci tespit etmiş. Doğanay ve bir doktor arkadaşı birer maaşlarını ortaya koyarak bu kız çocuklarının eğitimine destek vermeye başlamışlar. Bu kız çocukları şu an üniversite okuyor.
Doğanay sözlerinin arasında bir noktayı özellikle belirtiyor: “Biz direkt para almıyoruz; planladığımız yardım projesinin maliyetini çıkarıyor ve bu proje için gönüllü olan firmaya iletiyoruz. Yani biz Vakıf olarak sadece yapı lan yardımla bu yardıma ihtiyacı olanı buluşturuyoruz.”
Vakıf senede 5-6 defa 400 kişiye gıda desteği sağlıyor ama bu da yine aracılıkla yapılıyor. Yardım yaparken bile ne kadar detaylı düşünmek gerektiğini anlatmaya çalışan Doğanay bir anekdot paylaşıyor: “Mukadder anne gıda paketlerine kuru fasulye koydurma lütfen’ dediler. Neden dedim. ‘Çok geç pişiyor çok gaz yakıyor’ dediler. O kadar hassas hesaplarla yaşıyor bu insanlar işte. O yüzden biz bu yardım paketlerini hazırlarken süt ve yumurta gibi kahvaltılıkların ağırlıklı olmasına dikkat ediyoruz. Çünkü en pahalı malzemeler onlar.”
Vakıf kendi masraşarını çıkarabilmek için geri kazanım işini ve dışarı dan gelen destekleri kullanıyor. Ayrıca yasal zorunluluğu olan firmalara, fabrikalara ücret karşılığı verdikleri sağlık tarama hizmetleri, aşılama, kurdukları merkezlerde verdikleri sertifikalı ilkyardım eğitimlerinden elde ettikleri gelirler de Vakfın giderlerini karşılamak için kullanılıyor. Yılbaşları nda gönüllü ressamların çizdiği kartpostalları n satışı veya ara sıra düzenlenen yemekli organizasyonlar yine Vakfa gelir kaynağı oluyor.
Lokman Hekim Sağlık Vakfının sloganı “Bir taşla çok kuş kurtarmak.” Ve onlar bu işi bir taşla iki kuş vurmaya çalışan insanların dünyasında yapmaya çalışıyorlar. Atık toplama işiyle elde edilenler: Enerji tasarrufu, ham madde tasarrufu, su tasarrufu, doğal çevrenin korunması, döviz tasarrufu ve en önemlisi Vakıf aracılığıyla ihtiyacı olanlara sunulan yardım hizmetleri. İstanbul’un hemen yanında, Kocaeli’nin bir ilçesinin küçük bir mahallesinde birtakım insanlar insanlığın sürdürülebilirliği için sevgiyle, inatla ve duyarlı gönüllülerin destekleriyle, duyarsız insanların kösteklerine rağmen ayakta duruyor.

“Sağlığa yararlı” lastikler!
Lokman Hekim Sağlık Vakfı 2004 yılından beri lastik topluyor. Başlangıçta dağlardan tepelerden, kıyıda köşede kalmış lastikleri toplamışlar. Artık insanlar bildiği için lastikler belli yerlerde toplanıyor ve Vakfa haber veriliyor. Vakıf lastik işi için Akçansa Çimento Fabrikası ile anlaşmış. Akçansa firması Bakanlıklardan aldığı izinlerle fabrikada ciddi bir yatırım yapmış. 2004 yılından beri Akçansa Çimento fabrikası toplanan atık lastikleri uygun koşullarda yakarak bertaraf ediyor ve öncesinde fuel oil kullanan fabrika artık yakılan lastiklerden elde edilen enerjiyi kullanıyor. Kısaca; Vakfa katkı, doğaya katkı, enerji tasarrufu, istihdam, hepsi bir potada eriyor. Gebze ve İstanbul’da başlanan lastik toplama işi de artık kardeş firma olan Lokman Hekim Geri Kazanım fiirketi ile beraber tüm Türkiye’de yapılacak. Adapazarı’nda kurulacak olan yeni tesiste lastikler geri dönüştürülerek son zamanlarda çocuk parklarında, çatılarda kullanılmaya başlanan, kauçuk ham maddeli malzemeler üretilecek.

Dönüşüm zincirine katılmak için…
Siz de Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın bu faydalı dönüşüm zincirine katılmak isterseniz; her türlü bağış ve destekleriniz için aşağıdaki iletişim bilgilerini kullanabilirsiniz:

Lokman Hekim Sağlık Vakfı
Yetkili kişi: Mukadder Doğanay Aytar Cad. Başa Sok. No:16/1 34330 Levent- İSTANBUL Tel: 0 (212) 278 67 45 Fax: 0 (212) 278 70 62 E-mail: info@lokmanhekimsv.org

About Post Author