İtalya’nın Sardunya Adası’nda iki profesyonel dalgıcın 2 bin çuval midye kabuğu kullanarak altı ay boyunca çalışması sonucunda göçmen kuşlar için adacık inşa edildi. Adacığın, Afrika ve Avrupa arasında göç eden kuşlar için güvenli bir konaklama alanı olduğu belirtildi.
İtalya’nın Sardunya Adası’nda, göçmen kuşların konaklama ve yaşam alanlarının iyileştirilmesine katkı sağlamak amacıyla bir proje hayata geçti. İtalya merkezli Akdeniz Deniz ve Kıyı Vakfı (MEDSEA), yaklaşık iki yıl önce başladığı projeyi tamamladı. Proje ile Sardunya Adası’nın Corru Mannu bölgesindeki gölete midye kabuklarından yapay adacık inşa edildi. Vakıf, adacık sayesinde hem döngüsel ekonomiye katkı sağlamayı hem de başta göç eden kuşlar olmak üzere bölgede tehdit altındaki nadir kuş türlerini ve bölgenin biyoçeşitliliğini korumayı hedeflediğini açıkladı.
Adacığın Yapımında 2 bin Çuval Midye Kabuğu Kullanıldı
MEDSEA İletişim Koordinatörü Giulia Eremita, “İnşa ettiğimiz yapay adacık, Afrika ve Avrupa arasında göç eden kuşlar için güvenli bir konaklama alanı oldu” dedi. Projeyi gerçekleştirebilmek için Sardunya Adası’nda en büyük midye çiftliğini işleten bir firmayla atık olarak kabul edilen midye kabukları noktasında işbirliğine gittiklerini belirten Eremita, iki profesyonel dalgıcın 2 bin çuval midye kabuğu kullanarak altı ay boyunca çalışıp adacığın yapımını tamamladığını anlattı.
“Sulak Alanlar İklim Değişikliğinin Etkilerini Azaltmada Önemli Role Sahip”
Eremita, adacığın yukarıdan bakıldığında oval şekilde görünen piramit bir yapıda, yaklaşık 20 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde ve 50 santimetresi deniz seviyesinin üzerinde olmak üzere 2 metre yüksekliğinde olduğu bilgisini paylaştı. Eremita şunları söyledi: “Seçtiğimiz bölge Akdeniz’in merkezinde uluslararası öneme sahip 7 bin hektarlık bir sulak alan. Aslında sulak alan deyince insanlar daha küçük ve önemsiz bölgeler gibi düşünüyor ama bu alanlar özelikle günümüzde iklim değişikliğinin etkilerini azaltma konusunda önemli bir role sahip.”
Sulak alanların yağışlar, fırtınalar yaşandığında büyük miktarda suyu emebildiğini belirten Eremita, “Hatta birçok noktada yağmur ormanlarından daha fazla karbondioksit emiyorlar. Bu yüzden çok önemli bir habitat ve iklim değişikliğinin oluşturduğu felaketlere bir çözüm işlevindeler. Birçok uluslararası organizasyon ve hükümet, bu bölgelerin korunması yönünde çalışmalar yürütüyor. Biz de bu sebeple bu alanı tercih ettik” dedi.
“İlk günden itibaren kuşların adacığı sevdiğini ve üzerine konduğunu gördük çünkü ana karadan ne kadar uzaklarsa kendilerini o kadar güvende hissediyorlar” diyen Eremita, projenin yürütüldüğü bölgenin önemli bir sulak alan olduğunu, özelikle barındırdığı kuşlar ve diğer canlılar nedeniyle Avrupa Birliği sınırları içinde belirlenmiş doğal çevre koruma ağı Natura 2000 alanlarına dahil edildiğini söyledi.