Dünyada en az 2,2 milyar insanın yakın veya uzak görme bozukluğu bulunuyor. Bu insanların en az 1 milyarında bulunan görme kaybı önlenebilir veya iyileştirilebilirdi.
Birleşmiş Milletler (BM), 4 Ocak “Dünya Braille Günü” ile Braille alfabesi konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Braille alfabesi, görme engelli ve görme kaybı yaşayan bireylerin insan haklarının tam anlamıyla hayata geçirilmesi adına önemli bir iletişim aracı.
Görme engelli bireyler için okuma ve yazma sistemini bulan Louis Braille’in çalışmaları, binlerce kişinin hayatını önemli ölçüde iyileştirmekle kalmadı; Braille alfabesi, herkesin edebiyata, eğitime ve bağımsız şekilde bilgiye erişmesine olanak tanıdı. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Kasım 2018’de, Louis Braille’in doğum gününü anmak amacıyla 4 Ocak’ları Dünya Braille Günü olarak ilan etti. Böylelikle temel insan haklarının kapsayıcı bir metinle tanıtılması gerektiğinin bir kez daha altı çizildi.
Ancak günümüzde halen temel insan haklarına erişemeyen, göz hastalıklarına sahip yüz binlerce insan var. Dünyada göz rahatsızlıkları oldukça yaygın. Dünya Sağlık Örgütü, küresel olarak en az 1 milyar insanın önlenebilir veya henüz tedavi edilmemiş görme bozukluğuna sahip olduğunu tahmin ediyor.
Görme Bozukluğu Olan Bireylerin Hakları Sağlanmalı
Görme bozukluğu olan bireylerin ihtiyaçlarının karşılanmaması veya haklarının sağlanmaması geniş kapsamlı sonuçlara yol açıyor. Görme kaybı genellikle eşitsizlik, kötüleşen sağlık, eğitim ve istihdam engelleriyle dolu bir ömre işaret ediyor.
Erken dönemde kalıcı görme bozukluğu yaşayan çocuklar, hayat boyu süren sonuçlarla birlikte gecikmiş motor, dil, duygusal, sosyal ve bilişsel gelişim yaşayabiliyor. Yanı sıra görme dezavantajı olan okul çağındaki çocuklar, eğitimde düşük başarı seviyelerinde kalabiliyor. Görme bozukluğu, yetişkin nüfus arasında da yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiliyor. Görme engeli olan yetişkinler olmayanlara göre, daha düşük istihdam oranlarına ve daha yüksek depresyon ve anksiyete oranlarına sahip olabiliyor. Yaşlı bireylerde görme bozukluğu; sosyal izolasyonu, yürüme zorluklarını, düşme ve kırık riskini artırmasının yanı sıra bakım evlerine görece erken yaşta katılma olasılığının yükselmesine de yol açabiliyor.
Görme kaybı, küresel ekonomide yaklaşık olarak yılda 411 milyar dolarlık üretkenlik kaybına neden oluyor. Öte yandan bu sayı görme bozukluğu giderilmemiş kişilerin ihtiyaçlarına yönelik olan maliyet açığının yaklaşık 25 milyar dolar üzerinde!
Dünya Sağlık Örgütü’nün paylaştığı veriler ise küresel tabloyu ortaya koyuyor:
- Dünyada en az 2,2 milyar insanın yakın veya uzak görme bozukluğu bulunuyor.
- Küresel düzeyde görme bozukluğu ve kaybının önde gelen nedenleri, refraktif (görüş kırılması) bozuklukları ve kataraktlar durumunda.
- Tahminlere göre, dünya genelinde refraktif bozukluklara bağlı uzak görme bozukluğu yaşayan insanların yalnızca %36’sı ve katarakt nedenli görme bozukluğuna sahip insanların yalnızca %17’si yeterli sağlık müdahalelerine erişim sağladı.
- Görme bozuklukları ve kayıplarının her yaşta meydana gelebilecek olmasına karşın genellikle 50 yaşın üzerinde insanlarda bu sağlık problemlerine rastlanıyor.
Dezavantajlı bireylerin haklarını ve refahını genişletmek adına 2006 yılında Engelli Hakları Sözleşmesi kabul edildi. Sözleşme, Braille alfabesinin eğitim, ifade ve fikir özgürlüğü, bilgiye erişim ve sosyal katılım için gerekli olduğunu vurguluyor. 2015 yılında kabul edilen 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, tüm insanların müreffeh bir yaşam sürmesini sağlamak amacıyla kimsenin geride bırakılmayacağını taahhüt ediyor.