#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
atık

Modern Emperyalizm: Küresel Atık Ticareti

ABD gibi gelişmiş ülkeler, plastik atıklarıyla başa çıkmak için atık yönetimini gelişmekte olan ülkelere yaptırıyor.

Yazı: Varsha MADAPOOSI

Çeviri: S. Sena AKKOÇ

Gelişmiş ülkelerde yaşayan kaç kişi tükettikleri ürünlerin atık sürecinden haberdar? Çoğu kişi atıklar üzerinde düşünmeyi bırakmış olsa da gelişmiş ülkelerin küresel atık ticareti, çevre adaleti ve halk sağlığı açısından önemli etkilere sahip. Küresel atık ticareti aslında bir ticaret değil, kökleri emperyalizme dayanan bir sömürü süreci

atık

ABD’de Atık Koloniciliği

ABD, plastik atıklarıyla başa çıkmak için atık yönetimini gelişmekte olan ülkelere yaptırıyor. ABD’nin atık yönetim süreci şu şekilde ilerliyor: Süreç tüketicide başlıyor. Atıkların doğru şekilde ayrılması hem yeni toprak üretimine katkı sağlayabiliyor hem de çöplüklerdeki metan gazı salımını azaltabiliyor.

Atıklar, genellikle belediye düzeyinde toplanıyor ve sonrasında ayrıştırma için geri kazanım tesislerine gönderiliyor. Hazırlanan atıklar uluslararası nakliye için limanlara yönlendiriliyor. Ve bu aşama, genellikle çevresel adalet tartışmalarının merkezinde yer alıyor.

Sömürge Mirasına Dayalı Baskı Sistemleri

Geri dönüştürülebilir plastikler çoğunlukla Çin, Malezya ve Tayland gibi Doğu Asya ve Güneydoğu Asya ülkelerine gönderiliyor. Maddi kaygılar ve sömürge mirasına dayalı baskı sistemleri, çevresel ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine karşın adı geçen ülkeleri atıkları kabul etmeye zorluyor. Gelişmekte olan ülkelere verilen maddi tazminat, plastik atıkların çevreye ve insana olan yıkımını telafi etmede yetersiz kalıyor.

Küresel Kuzey’den gelen plastik atıklar genellikle kirli ve “geri kazanılamaz” atıklar. Bu nedenle atıklar, geridönüşüm tesislerinde işlenmek yerine çöp sahalarına atılıyor ve çevreye zarar verecek şekilde yakılıyor.

Atıklar, Denizlerde Bulunan Plastik Kirliliğinin %25’inden Sorumlu!

Atık ticareti deniz yaşamını ve biyolojik çeşitliliği de olumsuz etkiliyor. Yük gemilerinden okyanusa yasa dışı olarak boşaltılan atıklar, denizlerde bulunan plastik kirliliğinin %25’inden sorumlu. Deniz canlıları tarafından sindirilen atıklar ekosisteme zarar veriyor. Ayrıca deniz yaşamının tehlikeye girmesi ile birlikte birçok kıyı ülkesinde yaşayan toplulukların geçim kaynakları da zarar görüyor. Yerli kıyı topluluklarının kişi başı deniz ürünü tüketimleri diğer bölgelere göre 15 kat daha fazla olduğu için bu gruplar yüksek risk altında.

Gelişmekte olan ülkelerdeki işçiler; kirli su, kirli toprak ve kirli hava yüzünden ve çöplere yakın olmaktan orantısız şekilde etkileniyor. Çin’de bu yük en çok eğilerek atık ayıklamak zorunda kalan yaşlıların üzerindeyken aynı yük, Güneydoğu Asya genelinde para kazanmak için okulu bırakmış küçük çocuklara yükleniyor.

Çin 2017 yılında plastik ticaret sistemini durdurmaya çalışan bir politika benimsedi. Bu politika doğrultusunda kirlilik oranının üzerinde kalan plastikler, ağır bir para cezası uygulanarak geldikleri yere geri gönderildi. Ocak 2021 yılı itibarıyla katı plastik atık ithalatı tamamen yasaklandı. Çin’in ardından Küresel Güney’den Tayland, Malezya, Vietnam, Hindistan gibi bazı ülkeler plastik ithalatını geçici veya kalıcı olarak yasakladı.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

EkoIQ Editör