2 Aralık tarihi Uluslararası Köleliği Ortadan Kaldırma Günü olarak kabul edilirken, dünyada hâlâ yaklaşık 50 milyon insan “modern köle” olarak yaşıyor. Türkiye ise 2023 yılı verilerine göre, modern köle sayısı anlamında 1,3 milyon kişi ile dünyada 5. sırada. Bununla birlikte yapılan araştırmalar, “iklim değişikliğinin, modern köleliği tetikleyen faktörleri artıran bir stres çarpanı” olduğunu da ortaya koyuyor.
Kölelik, kağıt üzerinde eski anlamıyla ortadan kaldırılsa da modern haliyle devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) 1949 yılında 2 Aralık tarihini “Uluslararası Köleliğin Kaldırılması Günü” olarak kabul etti. Bu günün odağında ise artık “modern kölelik” yer alıyor.
Modern kölelik, yasal olarak tanımlanmamakla birlikte zorla çalıştırma, borç esareti, zorla evlilik ve insan ticareti gibi uygulamaları kapsayan bir çatı terimi olarak kullanılıyor. Temelde, bir kişinin tehditler, şiddet, zorlama, aldatmaca ve/veya güç istismarı nedeniyle reddedemeyeceği veya terk edemeyeceği sömürü durumlarını ifade ediyor. Uluslararası Köleliğin Kaldırılması Günü’nün odağında da, insan ticareti, cinsel sömürü, çocuk işçiliği, zorla evlendirme ve çocukların zorla silah altına alınması gibi köleliğin modern biçimlerinin ortadan kaldırılması yer alıyor.
Zorla Çalıştırılan Sekiz Kişiden Biri Çocuk!
Tahminlere göre, küresel çapta yaklaşık 50 milyon insan modern kölelik içinde yaşarken, bunlardan 28 milyonu zorla çalıştırılıyor, 22 milyonu ise zorla evlendiriliyor. Zorla çalıştırma vakalarının %86’sı özel sektörde görülürken, zorla cinsel sömürüye uğrayanların neredeyse dörtte üçünü kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor.
Türkiye’nin Modern Kölelik Karnesi Kötüleşti
Modern kölelik üzerine en etkili araştırmaları ortaya koyan kuruluş ise Avustralya merkezli Walk Free adlı bir sivil toplum kuruluşu (STK). Walk Free, aynı zamanda Modern Kölelik Endeksi’ni de (Global Slavery Index) yayımlıyor. Endeks, dünya genelinde modern köleliğin yaygınlığını ölçen bir rapor ve ülkeler arasındaki durumu karşılaştırarak modern kölelik sorununa dair veriler sunuyor.
2023 yılında yayımlanan son endeks ise Türkiye üzerine çarpıcı veriler sunuyor. Endekse göre Türkiye’de 1,3 milyon modern köle bulunurken, kişi başına düşen modern köle sayısında da Türkiye, dünya sıralamasında 5. olarak yer alıyor. Kuruluşun 2018’de hazırladığı bir önceki endekste ise Türkiye 48. sırada yer alıyordu. Bu, aradan geçen beş yılda büyük bir gerilemeye işaret ediyor. Türkiye’nin üst sırasında yer alan ülkeler ise yalnızca Kuzey Kore, Eritre, Moritanya ve Suudi Arabistan.
Walk Free’nin raporunda Türkiye’nin modern köleliğe karşı önlem almak için en az adım atan ülkelerden biri olduğu vurgulanırken, insan ticaretiyle mücadele planının da 2009’dan beri güncellenmediğinin altı çiziliyor. Rapor Türkiye’de koşulların kötüleşmesinin öne çıkan nedenlerini şöyle açıklıyor:
- Siyasi kutuplaşmayla birlikte kadın haklarında ve kadınların korunmasında yaşanan gerileme,
- İnsan hakları savunucuları ve muhalifler üzerindeki baskılar,
- Azınlıklara yönelik ayrımcılık,
- Çatışmaların, özellikle de Suriye’deki savaşın etkisi,
- Sığınmacılar ve LGBTİQ+ topluluğunda mağdur olan kişileri tespit etmek için yeterli araçların geliştirilmemesi.
Modern Köleliği İklim Değişikliği de Tetikliyor
Dünyanın içinden geçtiği karmaşık krizler de modern köleliğin tüm biçimlerinde artışa neden oluyor. Salgınlar, silahlı çatışmalar ve savaşların yanı sıra son yıllarda iklim değişikliği de modern köleliğe elverişli şartlar oluşturuyor.
İklim değişikliğinin etkileri, zaten güvencesiz durumda olanları, örneğin kadınları, çocukları, yerli halkları ve marjinalleşmiş toplulukların üyelerini en çok etkiliyor; bu da onları modern köleliğe karşı daha savunmasız hale getiriyor. Etkileri, insanları göç etmeye zorluyor ve geçim kaynaklarının kaybı, gıda güvensizliği, su ve diğer doğal kaynaklara erişim eksikliği gibi yerinden edilme sebeplerini büyütüyor. Nitekim Dünya Bankası, acil iklim eylemi alınmazsa, 2050 yılına kadar iklim değişikliği nedeniyle 200 milyondan fazla insanın kendi ülkelerinin sınırları içinde hareket edeceğini vurguluyor.
Genel olarak, dünyanın en eski insan hakları örgütlerinden biri olan Anti-Slavery International ve Uluslararası Çevre ve Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Environment and Development – IIED) tarafından yapılan araştırmalar, “iklim değişikliği, modern köleliği tetikleyen faktörleri artıran bir stres çarpanıdır” şeklinde bulgular ortaya koyuyor.
İklim değişikliği ile modern köleliğin farklı bağlamlarda birbirleriyle nasıl etkileşimde bulunduğu ve riskleri ortadan kaldırmak için hangi çözümler gerektiği konusunda hâlâ önemli boşluklar bulunurken, iklim değişikliğinin etkilerinden, özellikle iklim kaynaklı göçten kaynaklanan şiddetli sömürüye karşı duyulan savunmasızlık, her yerde kendine has bir şekilde gelişiyor. Dolayısıyla da uzmanlar bu sorunun küresel olmakla birlikte, soruna ait çözümlerin yerel olması gerektiğini özellikle ifade ediyorlar.