2021 yılından bu yana gerçekleşen güneş enerjisi kapasitesindeki rekor büyüme ve elektrikli araç satışlarındaki artış, 2050 yılı net sıfır hedeflerine uyum sağlıyor. Bu durum çok önemli, zira bu iki teknoloji başlı başına 2030 yılına kadarki salım azaltmalarının üçte birine denk geliyor.
Yazı: Elif Gökçe ŞAHİN, Gsahin@alumni.harvard.edu
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Eylül ayında “Net Sıfır Yol Haritası: 1,5 Derece Artışı Yakalamak için Küresel bir Çaba” (Net Zero Roadmap: A Global Pathway to Keep the 1.5 °C Goal in Reach) adlı raporunun 2023 güncel versiyonunu yayımladı. Raporda, 2021 yılından beri gerçekleşen enerji sektörü eğilimleri ve 2050 yılı hedefine yönelik güncel yol haritası bulunuyor. Ayrıca, ilk raporun yayımlandığı 2021 yılından bu yana, pandemi sonrası ekonomik dönüşüm, bazı temiz enerji sektörlerindeki olağanüstü büyüme ve her şeye rağmen artan fosil yakıt yatırımları ve artan seragazı salımları konu ediliyor.
2021 yılından bu yana gerçekleşen güneş enerjisi kapasitesindeki rekor büyüme ve elektrikli araç satışlarındaki artış, 2050 yılı net sıfır hedeflerine uyum sağlıyor. Bu durum çok önemli, zira bu iki teknoloji başlı başına 2030 yılına kadarki salım azaltmalarının üçte birine denk geliyor. Temiz enerji inovasyonları da daha çok seçenek sunmaya ve teknoloji maliyetlerini düşürmeye başladı. 2021 raporunda, henüz piyasaya çıkmamış olan yeni teknolojilerin, 2050 hedeflerine yönelik salım azaltmalarının yarısını sağlaması öngörülüyordu. Bu yılki raporda bu oran %35 seviyesine indi.
Rapora göre, küresel yenilenebilir enerji gücü ka-pasitesi 2030 yılına kadar üç katına çıkacak. Yanı sıra yıllık enerji verimliliği iyileştirmeleri oranı ikiye katlanacak ve elektrikli araç ve sıcak hava pompa satışları hızlanacak; enerji sektöründen kaynaklanan metan gazı salımları %75 oranında düşecek. Bu stratejiler, yeni teknolojiler ile birleştiğinde, 2030 yılı sonuna kadar toplam salım düşüş gereksiniminin %80’ini karşılayacak. Hedefler küresel olmasına rağmen ülkelerin yaklaşımları ve zamanlamaları birbirinden değişiklik gösterecek. Örneğin, gelişmiş ekonomiler net sıfır hedefine daha erken ulaşıp, gelişmekte olan ekonomilere zaman kazandıracak. Enerji sektörü, 2030 yılına kadar net sıfır hedefine ulaşmak için yıllık 45 milyar Amerikan Doları seviyesinde bir yatırıma ihtiyaç duyacak. Bu rakam da tüm enerji sektörü yatırımlarının %1’inden biraz fazlasına denk geliyor. Net sıfır yol haritasında, küresel temiz enerji harcaması 2023 yılındaki 1,8 triyon Amerikan Doları seviyesinden, 2030 yılına kadar yıllık 4,5 trilyon seviyesine çıkıyor.
Eğer önerilen stratejiler ve yol haritası devreye girmezse öngörülen senaryo gerçekleşemez ve 2030 yılına kadar 1,5 derece artış hedefine ulaşmak için küresel ölçekte maliyeti çok yüksek ve verimliliği henüz kanıtlanmamış olan karbon yakalama teknolojilerinin kullanımının devreye girmesi gerekir.
Kentlerde Ulaşım ve Çevre
Dünya Bankası Eylül ayında “Gelişme için Kentsel Ulaşımı Karbonsuzlaştırmak” (Decarbonizing Urban Transport for Development) adlı bir rapor yayımladı. Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki şehirlerin düşük karbonlu, verimli ve kapsayıcı bir kentsel ulaşım sistemine
geçişinde çok dar bir fırsat penceresi var. Gelişmekte olan ülkelerde kentsel ulaşımın karbonsuzlaştırılması, gelişmiş ülkelerden çok farklı. Rapor karar koyuculara iyi tasarlanmış kentsel ulaşım sistemi yatırımlarını nasıl önceliklendirecekleri konusunda pratik bir rehber sunuyor.
Günümüzde şehirler küresel karbon salımlarının %70’ini sağlıyor. Fosil yakıtla çalışan özel arabalar bunun en büyük kaynağı. 2050 yılına kadar yolcu taşıması talebinin %75 oranında artması bekleniyor. Bu beklenti, şehirlerin acil önemler almasına duyulan ihtiyacı daha da önemli kılıyor.
Gelişmekte olan Afrika ülkelerinin başkentlerinde araba sahipliği oranı %12 ila %25 arasında olmasına rağmen, yol yapımı ve tamiratları ulaşım bütçesinin büyük bölümünü kullanıyor. Aynı zamanda, Afrika şehirlerindeki kişilerin %40’tan fazlası başka alternatif olmadığı için yürüyerek ulaşım sağlıyor. Gelişmekte olan ülkelerin şehirlerinde, yolların %95’ini arabalar domine ediyor. Kaldırımlar ise yetersiz kalıyor. Örneğin, Senegal’in başkenti Dakar şehrinde yolların sadece %4’ünde kaldırım bulunuyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki araçlara öncelik veren bu anlayış trafik sıkışıklığına, bölgesel hava kirliliğine ve yaya nüfusun uçlara itilmesine sebep oluyor. Yapılan anketlere göre, Mısır’ın başkenti Kahire’deki kadınların yarısı, Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki kadınların ise %53’ü işe ulaşım zorlukları nedeniyle çalışma hayatına giremediklerini belirtiyor. Dolayısıyla kentlerdeki ulaşım sistemlerinin çevre dışında sosyal hayata da çok büyük etkileri mevcut.
Kuraklık Ekonomik Büyümeyi Olumsuz Etkiliyor
Dünya Bankası Eylül ayında “Kuraklık ve Borçlar: Ekonomik Büyümeye Küresel Etkisinin Özet Kanıtları” (Droughts and Deficits – Summary Evidence of the Global Impact on Economic Growth) adlı bir rapor yayımladı. Küresel iklim değişikliği ile birlikte, yağış miktarı ve su mevcudiyeti sıcaklık değişkenine göre en az iki kat daha fazla dalgalı seyrediyor. Rapor, yağmur şoklarının (kuraklıktan sonra gerçekleşen aşırı yağış olaylarının) ve kuraklığın kişi başı gayri safi milli hasıla büyümesine olan etkilerini gelişmiş ampirik yöntemlerle analiz ediyor.
Raporda vurgulanan en önemli konu, son 50 yılda kuraklık sonrasında sellerin sıklığının ve coğrafi yaygınlığının sürekli artması. Fakat buradaki önemli husus, kuraklığın en çok düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşmesi. Raporda kuraklık döngülerinin kişi başı gayri safi milli (GSMH) hasıla büyümesine olan etkileri, çok küçük alanlara (56 km x 56km) kadar bölünüp incelenmiş. Analiz ile kuraklık şoklarının en fazla olumsuz ekonomik etkilerinin gelişmekte olan ülkelerde olduğu görülmüş. Örneğin normal büyümesi %2,19 olan bir bölgenin ekonomik büyümesi, orta kuraklık sonrası %0,39; aşırı kuralık sonrası ise %0,85 oranında azalmış. Yüksek gelirli ülkelerde ise orta kuraklıkların ekonomiye bir etkisi bulunmamış. Aşırı kuraklığın etkisi ise %0,3 seviyesinde kalmış.
Raporun sonunda, kuraklık döngüleri ve büyüme düşüşleri analizleri üzerine bir harita uygulanmış. Bu harita ülke içi ve ülkeler arası risklerin ve kuraklığa karşı savunmasızlıkların belirlenmesine yardım edecek.