TÜREB tarafından gerçekleştirilen yıl sonu değerlendirme toplantısında konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, Türkiye’nin geleceğinin rüzgar enerjisindeki dönüşüme bağlı olduğunu ifade etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Dr. Öztürk Selvitop ise nükleer geliştirme çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
Yazı: Nihat NUYAN
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından 5 Ocak tarihinde gerçekleştirilen 2023 Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısında, küresel ekonomik ve jeopolitik gelişmelerin Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine ve uluslararası enerji politikalarına etkileri tartışıldı. Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Direktörü Bora Şekip Güray moderatörlüğünde düzenlenen oturum öncesinde söz alan Türkiye’nin Avrupa Birliği Nezdindeki Daimi Temsilcisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, yenilenebilir enerjinin önemini vurgulayan bir konuşma yaptı.
“Yukarıda Savaş Aşağıda Mezalim”
Türkiye’nin jeopolitik konumuna değinen Bozay, “Yukarıda savaş aşağıda mezalimle karşı karşıyayız” diyerek komşu ülkelerdeki çatışma durumlarına karşın Türkiye’de rüzgar enerjisini konuşuyor olmanın bir güç ve istikrar göstergesi olduğunu ifade etti. TÜREB tarafından hazırlanan rapor ve yürütülen çalışmaların önemine değinen Bozay; tarım ve enerji alanında uluslararası paydaşlarla neler yapılabilir diye görüştüklerini; enerji dönüşümüne önem verdiklerini ve Karadeniz, Azerbaycan, Romanya gibi ülkelerle de rüzgar enerjilerinde ortaklaşma hususunda görüşmeler yaptıklarını söyledi. Bozay konuşmasını “Türkiye’nin siyasi ve ekonomik geleceğinde rüzgar enerjisinin dönüşümünün belirleyici unsurlardan biri olduğuna yürekten inanıyorum” diyerek tamamladı.
“Çevremiz Ateş Çemberi, Biz Rüzgar Konuşuyoruz”
Sözlerine basın mensuplarına teşekkür ederek başlayan TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi ile ilgili gelişmelerin gündemi meşgul etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “Komşu ülkelerin durumu ortada; çevremiz ateş çemberi, biz rüzgar konuşuyoruz” diyen Erden, yenilenebilir enerjinin 20230 yılına kadar üç katına çıkarılması hedefi ile ilgili COP28’de 160’a yakın ülkenin ortaklaştığını belirtti. Türkiye’nin bu girişime imza atmamasına da değinen Erden, farklı dinamiklerin bu durumu gerektirdiğini fakat Türkiye’nin yenilenebilir enerjiyi desteklediğini söyledi. “Rüzgar sanayisi büyük potansiyeller barındırıyor” diyerek sözlerini sürdüren Erden’e göre nitelikli insan kaynağı en önemli ihtiyaç durumunda.
“Küçük Modüler Reaktörleri Yaygınlaştıracağız”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Dr. Öztürk Selvitop ise ABD seçimlerinin önemine değinerek “Trump geldiğinde Paris Anlaşması’ndan çıkmıştı” diyerek seçim sonuçlarının yenilenebilir enerji desteği bakımından önem arz ettiğini belirtti. Avrupa Birliği’ndeki (AB) parlamento seçimlerinin de önemli gelişmelere neden olacağına belirten Selvitop, Almanya’nın rüzgarla ilgili çok önemli hedefleri olduğunu vurgulayarak “biz dengeli bir tutum sergiliyoruz” dedi. AB’nin savaş olmasaydı Rusya’dan gaz almaya devam edeceğini söyleyen Selvitop, “AB biraz bu yüzden gaz tüketimini düşürerek hidrojen gibi kaynaklara yöneldi” dedi.
“Her ne kadar bazı ülkeler nükleeri temiz enerji olarak kabul etmese de biz net sıfıra nükleersiz ulaşamayacağımızı düşünüyoruz” diyen Öztürk Selvitop, nükleerdeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, bir çok ülkeden şirketlerle nükleer teknolojileri geliştirmek için görüşmeler yaptıklarını ve 2030 ve sonrasında SMR’ların (Küçük Modüler Reaktörler) yaygınlaşmasını öngördüklerini belirtti.
Bilim İnsanları Aksini Söylüyor: “Hadi Deprem ‘Doğal’ Felaketti, ya Nükleer Santral?”
28. Taraflar Konferansında da nükleer enerjinin sonuç metninde yer alması, konu ile ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de imzacıları arasında yer aldığı bildiri, nükleer enerji santrallarının tehlikelerine karşı uyarı mahiyetinde. Ayrıca AFAD tarafından hazırlanan Nükleer Tehdit ve Tehlikeler raporu ve Tıbbi Onkoloji Derneğinin Nükleer Enerjinin Çevre ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri başlıkları çalışması, konu hakkında derinlikli bir araştırmanın gerekliliğini ortaya koyuyor.
Nükleer enerji ile iklim krizi arasındaki ilişkinin de tartışıldığı ekoIQ 109. sayısında fikirlerini belirten İstanbul Politikalar Merkezi, İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, nükleer enerjinin COP28 sonuç metninde yer almasını “büyük skandal” olarak nitelendirmişti.