#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Nükleer Test Yasağı Anlaşması’nı Tüm Ülkeler Onaylamalı!

Nükleer testlerin yasaklanmasına yönelik bugüne kadar en kapsamlı çaba 1996 tarihli Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması (CTBT) oldu. Ancak anlaşmanın hayata geçmesi için tüm ülkelerin anlaşmayı hem imzalamaları hem de meclislerinde onaylamaları gerekiyor. Özellikle de nükleer kapasiteleri yüksek devletlerin onayı çok önemli. 

Nükleer testlerin ilk günlerinde, insan hayatı üzerindeki yıkıcı etkileri ve atmosferik testlerden kaynaklanan nükleer serpintinin tehlikeleri pek dikkate alınmamıştı. Ancak geriye dönüp bakıldığında tarih, nükleer silah testlerinin korkutucu ve trajik etkilerini gösteriyor. Nükleer silah testleri 16 Temmuz 1945’te başladığından bu yana 2 binden fazla test yapıldı. Kontrollü koşulların ters gittiği durumlarda ve bugün artık çok daha güçlü ve yıkıcı nükleer silahlar göz önüne alındığında bu testlerin yarattığı tehlike çok daha büyük.

Birleşmiş Milletler (BM) nükleer silah testi patlamalarının veya diğer nükleer patlamaların etkilerine dikkat çekmeyi, nükleer silahlardan arındırılmış bir dünyaya ulaşmayı hedefleyerek, 2 Aralık 2009’da BM Genel Kurulu’nda aldığı kararla 29 Ağustos’u “Uluslararası Nükleer Testlere Karşı Gün” ilan etti. BM bu tarihi 29 Ağustos 1991’de Kazakistan’daki Semipalatinsk Nükleer Test Sahası’nın kapatılmasına ithafen belirledi.

Uluslararası İzleme Sistemi Devrede

Nükleer testlerin mirası, insani, çevresel ve sosyoekonomik açıdan zararlı sonuçlar doğurdu ve 30 yıl sonra dahi insanların acı çekmesine neden oldu.  Üstelik bu etkiler şimdilerde dördüncü nesle zarar vermeye devam ediyor. Tüm nükleer testlerin sona erdirilmesine yönelik en önemli uluslararası araç ise 1996 tarihli Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması (CTBT) oldu. Ne yazık ki bu anlaşma henüz yürürlüğe girmiş değil. Bugüne kadar 187 ülke anlaşmayı imzaladı ve 178 ülke de onay verdi. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için özellikle nükleer kapasiteleri yüksek olan devletlerin onaylaması gerekiyor.

Uluslararası toplumda genel bir görüş, nükleer silah testlerinin yaşamı tehdit eden riskler taşıdığı yönünde. Aynı zamanda gizli nükleer silah testlerinin olasılığına dair bazı şüpheler hâlâ varlığını koruyor. Öte yandan yıllar içinde, bilim ve teknolojideki ilerlemeler, uyum mekanizmalarını izleme ve doğrulama kapasitesini ve nükleer silahların yayılmasını tespit etme yeteneğini önemli ölçüde artırdı. Bu faaliyetler ve izleme araçları, Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması Organizasyonu (CTBTO) Geçici Teknik Sekretaryası tarafından başlatıldı.

CTBTO’nun Uluslararası İzleme Sistemi tamamlandığında dünya genelinde 337 izleme tesisini içermesi öngörülüyor. %90’ı tamamlanan sistem içinde 306 sertifikalı istasyon veri ileterek Viyana’daki CTBTO merkeziyle bağlantı sağlıyor. Böylelikle herhangi bir nükleer patlamanın gözden kaçmaması amaçlanıyor. Tüm bu çabalara rağmen nükleer savaş veya nükleer silah tehdidini önleme konusunda “nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılması” kadar kritik bir rol oynayacak herhangi bir yol bulunmuyor.

Tarihte Nükleer Testler Üzerine Gelişmeler

Uluslararası Nükleer Testlere Karşı Gün ilk ilan edildiğinden bu yana söz konusu hedefler ve amaçlarla ilgili birçok önemli gelişme, tartışma ve girişim gerçekleşirken nükleer testler ve silahlar üzerine tarihsel olarak şu önemli gelişmeler yaşandı:

  • 1950’lerde, doktorlar ve kadın grupları atmosferik testlerin sağlık etkileri konusunda farkındalık yarattı. Çocukların dişlerinde radyoizotopların bulunmasını da kapsayan bu kampanya, su altında, atmosferde ve uzayda testleri yasaklayan Kısmi Nükleer Test Yasağı Anlaşması’nın yapılmasına yardımcı oldu.
  • 1980’lerde, ABD’li ve Rus bilim insanları yer altı testlerini doğrulamanın uygulanabilirliğini göstermek için ortak deneyler gerçekleştirdi.
  • 1990’larda, sivil toplum kuruluşları (STK) ve parlamenterler, Kısmi Test Yasağı Anlaşması’nı kapsamlı hale getirmek için 1991’de bir konferans düzenlenmesini sağladı.
  • STK’lar, 1996’da CTBT’nin kabul edilmesine yol açan müzakereleri izledi ve destekledi.
  • 1 Şubat 2019’da ABD, Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF Anlaşması) kapsamındaki uyumunu askıya aldığını açıkladı.
  • 2 Şubat 2019’da Rusya Federasyonu, INF Anlaşması’nı askıya aldı.
  • 22 Ocak 2021’de Nükleer Silahların Yasaklanmasına Dair Anlaşma (TPNW) resmen yürürlüğe girdi.
  • 3 Şubat 2021’de ABD ile Rusya Federasyonu arasında Stratejik Saldırı Silahlarının Daha Fazla Azaltılması ve Sınırlanması Üzerine Anlaşma (New START) beş yıl süreyle, 4 Şubat 2026’ya kadar uzatıldı.
  • 21-23 Temmuz 2022’de Nükleer Silahların Yasaklanmasına Dair Anlaşma Tarafları’nın ilk toplantısı Viyana’da yapıldı.