Gıda Konulu Alman-Türk Ekonomi Günü etkinliğinde, Almanya ile Türkiye arasındaki organik tarım potansiyeli değerlendirildi. Avrupa Yeşil Mutabakatı, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uygun yatırımlar ve ihracat hedeflerinin ele alındığı etkinlikte; kooperatifçiliğin geliştirilmesinin yanı sıra sağlıklı gıda üretiminde sürdürülebilirliğin sağlanması ve kimyasal kalıntılar da konuşuldu.
Türkiye’nin en önemli ticari ortağı olan Almanya, 2023 yılı itibarıyla ülkemizin en fazla ihracat yaptığı ülkelerin başında geliyor. Almanya Federal Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği ve Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında Gıda Konulu Alman-Türk Ekonomi Günü etkinliğinde, Almanya’nın Türkiye ile organik ürünlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyduğu izlendi.
“Organik Ürünler AB Pazarı için Çok Önemli”
Türkiye’nin tarım üretiminde, özellikle meyve ve sebzede güçlü bir pazar olduğunu belirten Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer, “2024 yılında sebzede %5,6, meyvede %3,4 büyüme bekleniyor. Organik ürünler Avrupa Birliği (AB) pazarı için çok önemli. Türkiye ile ihracatımızda un, fındık, ayçiçeği yağı öne çıkıyor. Ancak Ege Bölgesi’nde üretilen gıda ürünlerine yönelmek istiyoruz. AB’nin en büyük alıcısı Almanya, Türkiye ile organik ürünlerde ticareti geliştirmeye ilgi duyuyor. Sadece gıda üretimi değil, gıda işleme, lojistik alanlarında da tedarik zincirinin tüm aşamalarında işbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Türk gıda pazarı yeni fırsatlar yaratıyor. Glütensiz gıdalar ve şekersiz ürünlere Almanya’dan büyük talep var. Türkiye glütensiz gıdalar ve şekersiz ürünlerde önemli bir pazar. Almanya’da yeni bir uygulama başlatıldı. 250 metrekareden büyük olan işletmelere menülerinde glütensiz gıda sunma zorunluluğu getirildi. Bu Türkiye için bir fırsat olabilir” dedi.
“Türkiye’de Organik Sektörü Avrupa Yeşil Mutabakatı Hedefleri ile Uyumlu”
Ege Bölgesi’nin dünyanın tarım ambarı olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla Türkiye’de 10 milyar dolarlık tarım ihracatına ulaşacaklarını öngördüklerini söyledi.
Almanya’ya yıllık 2 milyar dolarlık gıda ihracatımız olduğunu, bu rakamın gerçek potansiyelimizi yansıtmadığını düşündüğünü belirten Eskinazi, “İki ülke arasındaki potansiyelin daha fazla olduğunu biliyor ve adımlarımızı bu çerçevede atıyoruz” diye konuştu. Eskinazi, özellikle İzmir’in organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncu olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin en önemli tohum bankası Ulusal Tohum Gen Bankası’nın Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde, 1964 yılında, İzmir’de kurulduğunu hatırlatan Eskinazi, “Bu gen bankası dünyadaki ilk gen bankalarından biri olma niteliğini de taşıyor. Ulusal Tohum Gen Bankasında 3 bin 339 türe ait 55 binden fazla tohum örneği günümüz ve gelecekteki bitkisel araştırmaların kullanımına hazır bir şekilde kaybolmadan saklanmaktadır” dedi. Eskinazi, İzmir’e Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na hizmet eden yeni yatırımlar yapıldığını söyledi.
Eskinazi, “Türkiye’nin organik ürün ihracatının %75’i Ege Bölgesi’nden gerçekleştiriliyor. Yıllık 3 milyon tona yakın organik ürün ithal eden AB’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında yedinci sıradayız, hedefimiz bu listede ilk üçe girmek. Türk organik sektörü Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyum sağlamış bir sektör” dedi.
“Organik Tarımda Sürdürülebilirlik Tarladan Rafa Kadar İzlenebiliyor”
En önemli konunun gıda güvenliğinin sağlandığı ticaret zincirinin oluşturulması olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, şunları söyledi: “Almanya Tarım Bakanı Cem Özdemir, pandemi sonrasında Almanya ve Avrupa Birliği organik üretimi %30 artırma kararı aldığını net bir şekilde dünya kamuoyuna iletti. Bu karar ülkenin dinamiklerinin kökten değişmesidir. Bizim de önceliğimiz topraklarımızı koruyarak, sağlıklı gıda üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak olacak.”
Başkan Işık, “Organik tarım; sürdürülebilirliğin tarladan rafa kadar izlenebilirliğin ve gıda güvenliğinin sağlandığı tarım şeklidir. Türkiye’nin kapsamlı bir organik altyapısı var. Çiftçilere eğitimler veriyoruz. Kooperatifçilik için denetleme mekanizmaları oluşturulmalı” dedi ve kuru meyvelerin Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı ürünler kategorisine alındığını sözlerine ekledi.
Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı, Ekolojik Tarım Dairesi Başkanı Dr. Başak Egesel, organik ürünlerin her geçen yıl daha da önemsendiğini; son dönemde dünyada gıda, iklim krizi, su, enerji konularının çok kıymetli hale geldiğini aktardı.
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) Genel Sekreteri Okan Özoğlu ise kimyasal kalıntılara dikkat edilmesinin en önemli konulardan biri olduğunu vurguladı. Özoğlu, “Sahada kontrol kontrollü tarıma yönelinmesi için kooperatifleşme çok önemli. İtalya’daki toptancılar kooperatifleşerek, tarladan başlayan soğuk zincirde kontrollü olarak dünyaya ürünlerini satıyorlar. Türkiye olarak kooperatifleşmede daha güçlü bir altyapı oluşturmalıyız” dedi.