Markaların gelecekte de en tercih edilen marka olmaları ve geleceği şekillendirmeleri, geleceği yaratmalarından geçiyor. Markalar, değişen tüketici davranışları ve trendleri ekseninde yeni tüketicinin beklentilerine uygun ürün hizmet ve deneyimler geliştirirken, geleceğin kârlılık ile birlikte toplumsal ve çevresel etkilerin eş zamanlı olarak düşünülmesinden, yönetilmesinden ve planlanmasından geçtiğini bilerek çalışıyorlar.
Geleceği şekillendiren markalar için başarı kurallarında şeffaflık, inovasyon, yeni ödüllendirme sistemleri, güçlü işbirlikleri ile ortak hedeflere daha etkili ulaşma, değer tanımlarının farklılaşması, ayrımcılık yapmadan yetkinliklerin ortaya çıkarılmasını sağlamak var. Markalar, tüm bu gereklilikler ile ortaya çıkan yönetim modeliyle nasıl bir hedef kitleye ürün ve hizmetlerini satacak? Yeni müşteri nasıl? Gerek ülkemizde gerekse dünyada markaların en önemli hedef kitlesi olan “Y kuşağı” ile ilgili farklı araştırmalar yapılıyor ve yeni müşteri ile ilgili marka yöneticilerine bulgular sağlanıyor. Bugün sayıları 20 milyonun üzerinde olan Y kuşağı, diğer adı ile “internet ve teknoloji kuşağı” özgür, aktif, adaletsiz hiçbir şeyi kabul etmeyen, özgürlükçü, zaman ve mekandan bağımsız hareket eden bir kuşak. Risk almayı seviyorlar, rahatça risk alıyorlar ve sosyal duyarlılıkları fazla. Sosyal olaylara hemen tepki veriyorlar. Tüketici ve alışverişçi olarak baktığımızda her biri artık bilgili ve bilinçli tüketici olarak karşımıza çıkıyor. Çok fazla para harcama istekleri yok. Markaların onlara bir şeyler satması düne göre biraz daha zor; daha az ev ve araba alıyorlar.
Yeni müşterinin en önemli özelliği, ne satın aldığı veya neye sahip olduğu değil, neyi yapabildiği ve neyi yaratabildiği. Marka seçimleri, yaşam biçimi, tüketim ve alım satım davranışları bu özellikle şekilleniyor. Yeni nesil, kendilerinden önceki nesil kadar mülkiyet düşkünü bir kuşak değil, satın almak yerine kiralamayı tercih ediyorlar, paylaşım onlar için önemli. Z kuşağında bu özellikler daha da fazla.
Tüketim Modelleri Değişiyor
Paylaşım ekonomisi son yıllarda hızla yükselen yeni bir model. Araç paylaşımı, eşya paylaşımı iş modelleri, sosyal inovasyon yeni ekonominin öne çıkan özelliklerinden biri.
2015 yılı tüketici trendlerine baktığımızda yükselen trendler arasında nesnelerin internetinin bir sonraki aşaması olan “Internet of Sharing Things”i (Paylaşılan Nesnelerin İnterneti) görüyoruz.
Bu, aynı zamanda paylaşım ekonomisinin nesnelerin interneti ile ilgili çalışmaların yapıldığı bugünün ekonomisinde uygulama biçimi. İnternet aracılığıyla tüketim modelimiz değişiyor, artık ürün ve hizmetleri paylaşıyoruz. Tercih edilen markalar da bu modelle ilgili uygulamalar yapan markalar oluyor. Büyük markalar, bir tarafta KSS projeleri ile paylaşım ekonomisinin internet dışı uygulamalarını yaparken, diğer tarafta da paylaşılan nesnelerin interneti ile ilgili iş modelleri geliştiriyorlar. KSS projelerine örnek olarak Knorr’un bakıma muhtaç yaşlılarla ilgili projesini gösterebiliriz.
İş modeli ile ilgili önemli bir örnek ise Audi Unite ve İsveç’te başlattığı araç paylaşım uygulaması. Bu modelde 4-5 kişi, dostlarınız, arkadaşlarınız, akrabalarınız beğendiğiniz bir Audi’yi 24 aya kadar kiralayabiliyor, kira bedelini ise yaptığınız sözleşmeye göre aylık sabit bir bedel veya kullanım bazlı bir model ile ödüyorsunuz. Bu sistemde cep telefonunuzda olan bir uygulama ile aracın yerini, kullanıma uygun olup olmadığını takip edebiliyor, akıllı anahtar sistemi ile aracı kullanabiliyorsunuz.
Bir başka örnek ise BikeLock, akıllı bisiklet kilit sistemi. Kullanıcıların Bluetooth üzerinden bisiklet paylaşım sistemine dahil olabildikleri, bisikletin bu şekilde kilitlendiği, bir paylaşılan nesneler uygulaması. İnternet üzerinden 2014’ün son çeyreğinde başlayan uygulama New York, San Francisco, Montreal ve Ottowa’da kullanılmaya başlandı.
Bir başka iş modeli de Breather. Gün içinde 30 dakikadan 24 saate kadar uzayabilen bir sürede size ait özel bir odaya ihtiyacınız var ise, cep telefonunuzdaki bir uygulama ile size en yakın odaya ulaşabiliyor hızlıca ve belirlediğiniz sürede kullanabiliyorsunuz.
Bu ve benzeri örnekler Internet of Sharing Things’in önümüzdeki yıllarda tüketicinin tercihlerinde yer alacağını gösteriyor ve inovasyonun, yenilikçiliğin marka başarısında belirleyici olduğu günümüzde marka dünyasında öne çıkan bir konu olarak yükseliyor.